evrak üzerinde, icra dosyası celp edilip incelenmeden, şikayet dilekçesindeki iddiaların satışın durdurulmasını gerektirmediğini, iddiaların ihalenin feshi davasında ileri sürülebileceği belirtilerek, satış işleminin iptaline ilişkin şikayetin ve satışın durdurulması talebinin kesin olarak reddine karar verildiği ancak takibin iptali talebi yönünden bir karar verilmediği görülmektedir....
Muhakemat Müdürlüğü'nce tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini gerektiğini, şikayet olunanın bedeli paylaşıma konu araç üzerindeki haczinin düştüğünü, bu nedenle sıra cetvelinde vergi dairesine birinci sırada yer verilmesi gerektiğini, satış tarihinde müvekkili idarenin 24.982,49 TL vergi alacağı bulunduğunu, birinci sıra talebi kabul görmese bile 6183 sayılı Kanun'un 21. maddesi gereği satış tutarının garameten taksimi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin tebligatın usulsüz olduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın esasa girilmeden zamanaşımından reddi gerektiğini, müvekkilinin haczinin bir yıllık süre içerisinde satış talep edilmesi ve avansın yatırılması nedeniyle ayakta olduğunu, satış bedelinin alacaklılar arasında garameten paylaştırılması nedeniyle sikayetçinin garame talebinin anlaşılamadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Somut olayda, şikayet eden/alacaklının icra müdürlüğünün satış talebinin reddi işleminin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, Kırıkkale İcra Hukuk Mahkemesinin 23.10.2023 tarih ve 2023/249 E.-2023/299 K. sayılı kararı ile talebin reddine karar verildiği, şikayet eden tarafından, talebin reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 32....
ya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğü şikayeti yanında sair şikayet nedenlerini de belirterek 06.11.2013 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini istediği, mahkemece ileri sürülen diğer fesih nedenleri hiç tartışılmayarak borçlu ...'ya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne dair verilen kararın, alacaklıların temyizi üzerine Dairemizin 08.12.2014 tarih, 2014/20319 E., 2014/28517 K. sayılı ilamı ile özetle; “tebligat usulsüzlüğünün bizzat muhatabı tarafından ileri sürülmesi gerektiği diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin şikayet hakkı olmadığı diğer takip borçlusuna satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi tarafından şikayetçinin haciz tarihinin 17.12.2009 olduğu, 02.12.2011 tarihinde satış avansı yatırıldığı ancak satış talebinin dosyada bulunmadığı, sadece satış avansı yatırmasının yeterli olmadığı gerekçesiile şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olup şikayetçinin geçerli bir haczi olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayetçi tarafından satış isteme süresi içerisinde 02.12.2011 tarihinde “satış avansı” adı altında 1.000,00 TL para yatırıldığı dosyaya ibraz edilen icra memurunun imzasını taşıyan makbuzda yatırılan paranın satış avansı olduğunun yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Dairemiz’in 2015/4779 E., 2016/1585 K. sayılı ve 14.03.2016 Tarihli ilamında da belirtildiği üzere yatırlan paranın makbuzunda açıkça satış avansı yazdığına göre satış avansını yatıranın satış talebinde bulunmuş olduğu da kabul edilmelidir....
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğu, HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin satış talebinin ve muhafaza talebinin reddi kararına karşı istinafının USULDEN, haciz talebinin reddi kararına karşı istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Şikayet olunan vekili süresi içinde satış talebinde bulunduklarını ve konulan satışa arz şerhinin haczin düşmesini engelleyeceğini ileri sürerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesince şikayet olunanın ihtiyati haczinin 15.10.2006 günü kesin hacze dönüştüğü, 5.5.2008 günü satışa esas olmak üzere kıymet takdiri istendiği ve bu nedenle haczin düşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 106 ve 110'uncu maddeleri uyarınca kesin haciz tarihinden itibaren 2 yıl içinde satış talebinde bulunulmazsa, haciz düşer. Satış talebinin bu konudaki iradeyi içermesi ve gerekli masrafın avans olarak yatırılması gerekir (İİK.m.59).İcra Mahkemesi'nce itibar edilen talep satış talebi olmayıp, kıymet takdirine ilişkindir ve dosya içinde satış masraf avans alındığına dair bir belge de bulunmamaktadır....
na İİK'nun 100. maddesi uyarınca müzekkere gönderildiği, ... cevabında, 77.000 TL kefaletten dolayı rehin şerhinin devam ettiğini, araç satışına muvafakati olmadığını bildirdiği, alacaklının satış talebi üzerine, icra müdürlüğünce, rehin alacaklısının satışa muvafakat etmediği gerekçesi ile satış talebinin reddi yönünde işlem tesis edildiği, alacaklının icra mahkemesine şikayet yolu ile başvurarak, satış talebinin reddine ilişkin memurluk işleminin iptalini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Rehin hakkı; bir alacağı temine yarayan, başkasına ait menkul mal veya hak üzerinde tesis edilen sınırlı bir ayni hak olup, alacaklıya, borçlulardan alacağını alamaması halinde, rehinli malın satış bedelinden alacağını tahsil yetkisi veren bir haktır. Rehin hakkı, sahibine, satışa muvafakat etmeme hakkı tanımaz....
nin alacaklı olduğu icra takip dosyasında, haczin 06.06.2006 tarihinde kesinleştiği ve 05.06.2007 tarihinde satış talebinde bulunulduğu, İcra Müdürlüğü'nün aynı tarihli kararıyla şartları oluşmadığından satış talebinin reddine karar verildiği, şikayet olunan tarafından İcra Müdürlüğü'nün bu işlemine karşı şikayet yoluna başvurulmadığı ve 29.07.2008 tarihinde satış avansı geri alındığından, şikayet olunanın süresi içerisinde satış talebinde bulunduğundan söz edilemeyeceği ve haczinin düştüğü, bu durumda mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, intifa hakkının satışı konusunda İİK'nın 121. maddesi uyarınca 28.01.2008 tarihinde alınan kararın bedeli paylaşıma konu taşınmaza ait olmadığı hususu da gözardı edilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş; mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda şikayetin kabulü ile şikayet olunan haczi düştüğünden şikayet olunana ait sıranın iptaline ve şikayetçinin o sıraya alınmasına karar verilmiştir....
Asıl dosyada şikayet olunan şikayete cevap vermemiştir. Birleşen 2014/71 Esas sayılı dosyada şikayet olunan şikayetin reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; ... .... ... Müdürlüğünün 2008/7205 Esas sayılı dosyasından borçluya ait ... ili ... ilçesi, 300 ada, 78 parseldeki taşınmaz üzerine ....06.2008 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilinin ....05.2010 tarihinde taşınmazın satışına karar verilerek satış avansının alınmasını ve satış işlemlerine başlanmasını talep etttiği, ... müdürlüğünce taşınmazın satışına ve satış avansı olarak 250,00 TL yatırılmasına karar verildiği, ....05.2010 tarihinde satış avansının yatırıldığı, satış talebinin bir kez yapılmasının, kural olarak haczin ayakta kalması için yeterli olduğu ve sıra cetvelinde birinci sırada yer verilen ... .... ......