İcra Müdürlüğü’nün 2016/2246 esas sayılı takip dosyasında, takip alacaklısının dosyamız tarafı olduğu, şikayet edenin takip dosyasında taraf olmadığı, takibin 01.04.2014 tarihinde başlatıldığı, başvurunun 14.08.2019 tarihinde yapıldığı, şikayet edenin icra müdürlüğünce talep olmadan haciz konulduğu, satış avansının süresi içerisinde yatırılmadığı ve taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğu iddialarıyla şikayet yoluna başvurduğu görülerek esas yönünden yapılan incelemede; meskeniyet iddiasının ancak borçlu tarafından ileri sürülebileceği, takibin tarafı olmayan şikayet edenin meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının olmadığı, her ne kadar istem olmadan ve avans yatırılmadan satış yapıldığı ileri sürülmüş ise de borçlu adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına 13.02.2015 tarihinde ve 01.06.2015 tarihinde istem üzerine haciz şerhleri işlendiği ve bu taşınmazlar için satış avansının 01.06.2016 tarihinde yatırıldığı, satış isteminde bulunulduğu görülmekle şikayet eden isteminde haksız bulunmuştur...
. - KARAR - Şikayetçi vekili, şikayet olunanın iki yıl içinde satış istememiş olması sebebiyle borçlunun taşınmazı üzerine koydurmuş olduğu haczin düştüğünü, şikayet olunanın haczin yenilenmesi talebinde bulunduğunu, oysa hukukumuzda haczin yenilenmesi diye bir kavram bulunmadığından bu talebinin hukuken geçerli olmadığını, şikayet olunanın geçerli bir haczi olmayıp, tek geçerli haczin kendilerine ait olduğunu ve birinci sırada olmaları gerektiğini ileri sürerek, düzenlenen sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
DAVA Davacı asıl kredi borçlusu ile ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi vekili şikayet dilekçesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde, asıl borçluya ait taşınmaz hissesi ihalesinin satış ilanının ilgililere usulsüz tebliğ edildiğini, taraflarına çıkarılan icra emri ve kıymet takdir raporu tebliğlerinin usulsüz olduğunu, kıymet takdirinin düşük belirlendiğini, kıymet takdirine itirazda düzenlenen raporun yetersiz olduğunu, ihale sürelerinin yetersiz olduğunu, satış talebinin ertesi günü satış kararı verilmesinin katılımı azalttığını, satış ilanının yapıldığı gazete tirajının düşük olduğunu, yeterli şekilde ilan yapılmadığını, ihalenin süresinden önce bitirildiğini, elektronik pey süren olup olmadığının ilan edilmediğini, satışa hazırlık işlemlerinde usulsüzlük bulunduğunu (Şartname ve ilanda tmazın önemli özelliklerine yer verilmediğini, Kdv oranının olması gerekenden yüksek yazıldığını), hesap kat ihtarı tebliğ edilmemesi ve yasal şartları taşımayan ihtarname nedeniyle...
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunan ...'a ait traktörün satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkilinin süresinde satış talep ederek, satış masraflarını yatırdığı halde müvekkilinin haczinin düştüğünden bahisle ilk sıraya şikayet olunan alacaklıların alındığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Bir kısım şikayet olunan vekilleri ile şikayet olunan ..., şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; şikayetçi tarafından, borçlu ...'...
Maddesinde gösterilmiş olup buna göre İcra Mahkemesi'nce 85. maddenin uygulanma biçimi, İcra Dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti 103. maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yedieminin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, taşkın haciz itirazı, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilanının iptali, satış talebinin reddi, süresinde satış istememesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263. maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, İcra Mahkemesi'nin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlar, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası, İİK 36. maddeye ilişkin kararlar kesin nitelikte olup istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir....
Genel Müdürlüğü adına tapuya haciz şerh edildiği, haciz tarihi dikkate alındığında şikayet edenin tapuda ilgili sıfatı olmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle şikayetin usulden reddine karar verildiği, karara karşı şikayet eden ... A.Ş. Genel Müdürlüğü ve feri müdahil ...'ın temyiz talebinde bulunduğu görülmüştür. 1-Fer'i müdahilin temyiz talebinin incelenmesinde; İcra mahkemelerinde asli ya da fer'i müdahillik mümkün değil ise de, icra mahkemesince fer'i müdahilliğine karar verilen ...'ın bu nedenle kanun yollarına başvuru hakkı bulunmadığından temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2-Şikayet eden ... A.Ş....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesini tekrar ederek, verilen kararın yasaya aykırı olduğunu, 3.şahıs Mustafa Karaduman'ın açmış olduğu istihkak davasında mahkemenin takibin durdurulmasına yönelik bir tedbir kararı vermediğini, bu nedenle mahcuz malların satılarak paraya çevrildiğini, icra müdürlüğünün satış bedelinin taraflarına ödenmesi talebinin reddi kararının yasaya aykırı olduğunu söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir....
Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 25/12/2017 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 09/01/2018 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak alacaklının 11/01/2019 tarihinde satış talep ettiği ve satış avansının da 14/01/2019 tarihinde yatırıldığı, buna göre 1 yıllık sürede satış talep edilmediğinden İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 28/01/2019 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır....
Somut olayda, şikayete konu haczin incelenmesinde; alacaklı vekilinin 01/06/2017 tarihli talebi üzerine icra müdürlüğünce 02/06/2017 tarihinde haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih (02/06/2017) itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak alacaklının 05/06/2018 tarihinde satış talep ettiği ve satış avansının da 05/06/2018 tarihinde yatırıldığı, buna göre 1 yıllık sürede satış talep edilmediğinden İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 22/11/2019 tarihinden önce düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır....
Borçlu vekilinin şikayeti İİK. nun 134/2.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olduğu gibi, başvuru aynı maddenin 6.fıkrası kapsamında da olmadığından, mahkemece satış tebligatı da usule uygun kabul edildiğine göre, istemin süre aşımı nedeniyle reddi yerine esasının incelenmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibari ile doğrudur. Bu nedenle borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; İİK. nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde davacının para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir....