Somut olayda, istinaf konusu şikayet, satış talebinin reddine ilişkin şikâyet olup, bu şikayet üzerine verilen karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesin olduğu, istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun İİK'nun 363, 365/son maddeleri gereğince reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2022 NUMARASI : 2022/892 ESAS - 2022/805 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, Semerciler Mah., 350 ada, 51 parselde kayıtlı 478 ve 479 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlara 06.12.2017 tarihinde haciz konulduğu, yasal süresinde satış talep edilerek satış avansı yatırıldığını, 20.05.2019 ve 22.06.2019 tarihlerinde yapılan ihalelerde alıcı çıkmadığından satışın düştüğünü, yeniden satış talebinde bulunulduğunu, ancak icra müdürlüğünün 06.04.2022 tarihli kararı ile usul ve yasaya aykırı olarak satış talebinin...
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu'nun 2021/22 ortaklığın giderilmesi satış dosyasında 30/09/2022 tarihinde yapılan İzmir İli, Torbalı İlçesi, Türkmen Mahallesinde kain 106 ada 17 parsel sayılı taşınmazda yapılan ihalenin feshi talebinin esastan reddine, davacı aleyhine feshi istenilen toplam 1.700.000,00 TL ihale bedelinin İİK'nun 134/2. maddesi gereğince işin esasına girildiğinden %5'i olan 85.000,00 TL para cezasına hükmedilmesine, Torbalı Satış Memurluğunun 2021/22 Satış dosyasının onanması ile iş bu kararın kesinleşmesine müteakip Satış Memurluğu'na iadesine ve satış işlemlerinin kaldığı yerden devamına karar verilmiştir....
Davalı alacaklı vekili, davacı 3.kişinin bu talebinin istihkak niteliğinde olup şikayet olarak değerlendirilemeyeceği istihkak davasının süresinde açılmadığını, satışın muvazaalı olduğunu savunarak davanın reddi ile tazminat talep etmiştir. Mahkemece, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda haczin noter satışından sonra konulduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile araç üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı ... tarafından temyiz edilmiştir. Şikayet eden davacı, 26.2.2009 tarihli noter satış sözleşmesi ile satın aldığı aracın trafik kaydı üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Takipte taraf olmayan 3.kişinin başvurusu açıklanan bu şekli ile istihkak davası niteliğindedir. HUMK.nun 76. maddesi gereğince istemin hukuki nitelendirmesi hakime aittir. Mahkemece, başvurunun şikayet olarak nitelendirilmesi İİK.nun 96. maddesi hükmüne ve dosyadaki bilgi ve belgelere aykırıdır....
Aynı maddenin 7. fıkrası uyarınca ise; satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi öğrenme tarihinden başlar. Ancak bu süre ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçemez. Somut olayda, satış ilanı borçluya 02.10.2013 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiştir. 432 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ihalesinin 04.11.2013 tarihinde yapıldığı gözetildiğinde, ihalenin feshine dair 05.12.2013 tarihinde yapılan şikayet, yasal yedi günlük süreden sonradır. Bu durumda mahkemece, satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu kabul edildiğinden, 432 ada 3 parsel yönünden istemin süre aşımından reddi ve İİK'nun 134/2. maddesine göre işin esasına girilmemesi nedeniyle borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibari ile doğrudur....
Buna göre; şikayetçilerin satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediğine ilişkin fesih iddiası yerinde olmayıp, mahkemece istemin reddi yönünde verilen karar sonucu itibariyle doğrudur. Bununla birlikte; her ne kadar Dairemizin 11.5.2016 tarih ve 2016/10202 E. - 2016/13916K. sayılı bozma ilamı ile, şikayetin iki adet taşınamza matuf olduğu belirtilmiş ise de; şikayet dilekçesinin incelenmesinde şikayetçilerin 27.02.2015 tarihinde yapılan 4 adet taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep ettiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda, ihale konusu taşınmazlara ilişkin KDV oranının %18 olduğu belirtilerek satış kararı doğrultusunda gerekli yerlerde ve vasıtalarla ilan edildiği, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede KDV oranı şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi ihale alıcısı, ihale şartlarını bilerek ihaleye girmiş ve ihale konusu taşınmazları 04/11/2019 tarihinde sürdüğü pey ile almıştır. Buna göre; herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihaleden sonra taşınmaz bedellerine KDV ve damga vergisi uygulanmaması talebinin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğinin kabulü gerekir.O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce başvurunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; şikayete konu taşınmazlardan 1452 parsel sayılı olan taşınmazın kuru tarım arazisi olmasına rağmen satış ilanında sulu tarım arazisi olarak, 280 parsel sayılı olan taşınmazın satış ilanında tarla olarak yazılmasına rağmen arsa niteliğinde, 600 parsel sayılı olan taşınmazın ise satış ilanında çayır olarak yazılmasına rağmen tarla vasfında olduğunu, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğlerinin usule uygun yapılmadığını ileri sürerek tapunun 101, 280, 600 ve 1452 parselinde kayıtlı taşınmazlara ilişkin 12.4.2022 tarihli ihalelerin feshini talep etmiştir. II....
na satış bedelinin 70.745,55 TL'nin ayrılmasına ve kalan miktarın paylaştırılmasına karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararının derece tayininde esas alınamayacağını ve satış bedelinden bu nedenle pay ayrılamayacağını ileri sürerek sıra cetvelinin düzeltilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, ... müdürlüğünce düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğunu, ancak, ... .... Aile Mahkemesinin ihtiyati tedbir kararı uyarınca müvekkiline ayrılması gereken miktarın 70.745,55 TL'den daha fazla olduğunu ileri sürerek şikayet olunanın şikayetinin reddi ile müvekkilinin alacağının tedbir kararı uyarınca yeniden hesaplanarak pay ayrılmasını istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar şikayetçi vekilinin temyizi üzerine Dairemizin ....01.2016 tarih, 2015/6239 Esas, 2016/316 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur....
Mahkemece satış tutarının şikayetçi ile şikayet olunanlar arasında garameten paylaştırılması gerektiğinden bahisle şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline dair verilen karar, şikayet olunan Davraz Vergi Dairesi vekilinin temyiz itirazı üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez, şikayet olunan vekili kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Dosyadaki yazılara, İcra Mahkemesi kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre İİK'nın 366. maddesi ve HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan D.. M.. vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 11.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....