Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili dava dışı borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalı bankanın haczinin düştüğünü, yasal süre içinde satış talebinde bulunan ve cüz’i miktarda avans yatıran davalının satışa yönelik başka hiçbir işlem yapmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili yasal süre içinde satış isteyerek avans yatırdıklarını, ancak satış taleplerinin aracın fiili haczi yapılmadığından icra müdürlüğünce ertelendiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesi'nce davalı yanca bedeli paylaşıma konu aracın haczedildiği ve yasal süre geçmeden 19.09.2003 günü satış talep edilerek gerekli avansın yatırıldığı, fiilen haciz yapılmadığından satış talebinin reddine karar verildiği, bu nedenle davalı haczinin düşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Somut olayda, ihale konusu taşınmazlara ilişkin KDV oranının %18 olduğu belirtilerek satış kararı doğrultusunda gerekli yerlerde ve vasıtalarla ilan edildiği, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede KDV oranı şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi ihale alıcısı, ihale şartlarını bilerek ihaleye girmiş ve ihale konusu taşınmazları 04/11/2019 tarihinde sürdüğü pey ile almıştır. Buna göre; herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihaleden sonra taşınmaz bedellerine KDV ve damga vergisi uygulanmaması talebinin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğinin kabulü gerekir.O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce başvurunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir." denilmiştir....

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I.ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; şikayete konu taşınmazlardan 1452 parsel sayılı olan taşınmazın kuru tarım arazisi olmasına rağmen satış ilanında sulu tarım arazisi olarak, 280 parsel sayılı olan taşınmazın satış ilanında tarla olarak yazılmasına rağmen arsa niteliğinde, 600 parsel sayılı olan taşınmazın ise satış ilanında çayır olarak yazılmasına rağmen tarla vasfında olduğunu, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğlerinin usule uygun yapılmadığını ileri sürerek tapunun 101, 280, 600 ve 1452 parselinde kayıtlı taşınmazlara ilişkin 12.4.2022 tarihli ihalelerin feshini talep etmiştir. II....

      DAVA Davacı asıl kredi borçlusu ile ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi vekili şikayet dilekçesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinde, asıl borçluya ait taşınmaz hissesi ihalesinin satış ilanının ilgililere usulsüz tebliğ edildiğini, taraflarına çıkarılan icra emri ve kıymet takdir raporu tebliğlerinin usulsüz olduğunu, kıymet takdirinin düşük belirlendiğini, kıymet takdirine itirazda düzenlenen raporun yetersiz olduğunu, ihale sürelerinin yetersiz olduğunu, satış talebinin ertesi günü satış kararı verilmesinin katılımı azalttığını, satış ilanının yapıldığı gazete tirajının düşük olduğunu, yeterli şekilde ilan yapılmadığını, ihalenin süresinden önce bitirildiğini, elektronik pey süren olup olmadığının ilan edilmediğini, satışa hazırlık işlemlerinde usulsüzlük bulunduğunu (Şartname ve ilanda tmazın önemli özelliklerine yer verilmediğini, Kdv oranının olması gerekenden yüksek yazıldığını), hesap kat ihtarı tebliğ edilmemesi ve yasal şartları taşımayan ihtarname nedeniyle...

        -K A R A R- Şikayetçi vekili, alacaklısı olduğu icra dosyasında haciz tarihinden itibaren iki yıllık süre içinde satış talebinde bulunulduğu ve satış avansının yatırıldığını, ikinci satışın alıcı çıkmaması nedeniyle düştüğünü, ancak haczin düşmediğini, bu nedenle yenileme tarihi yerine ilk haciz tarihinin esas alınması gerektiğini, yenileme tarihi esas alınsa bile ilk sıradaki alacaklının haczinin düşmüş olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin satış ve haczinin düşmüş olduğunu, bu nedenle sıra cetvelinde ikinci sırada yer almasında bir isabetsizlik olmadığını savunarak, şikayetin reddini talep etmiştir....

          Somut olaya gelince; davacı vekilince Erzincan İcra Dairesinin 2019/36 talimat sayılı dosyasında satış işleminde uygulanan KDV oranının yanlış olduğundan bahisle şikayet yoluna başvuru üzerine mahkemece verilen karar kesin nitelikte olup, mahkemece verilen 22/11/2021 tarihli istinaf talebinin reddine dair kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, istinaf isteminin reddine dair ek kararın usul ve kanuna uygun bulunması nedeniyle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Erzincan 1....

          - K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu .... ait taşınmaz hisselerinin satış bedelinin paylaşımı için....sayılı dosyasında düzenlenen 19.02.2015 tarihli sıra cetvelinde müvekkilinin alacağına üçüncü sırada, şikayet olunanın alacağına ise birinci sırada yer verildiğini, satış bedelinin ilk sıradaki şikayet olunanın alacağını karşılamaması nedeniyle diğer alacaklılara pay ayrılmamasına, satış bedelinin tümünün birinci sıradaki şikayet olunana verilmesine karar verildiğini, borçluya ait taşınmaz hisseleri üzerine müvekkilinin alacaklı olduğu..... sayılı icra dosyasından 04.05.2011 tarihinde haciz konulduğunu, iki yıllık süre içinde, 28.03.2013 tarihinde satış talep edilerek satış avansı yatırıldığını, şikayet olunanın haczinin 20.10.2011 tarihli olduğunu, müvekkilinin haciz tarihinin ilk ve kesin haciz olması sebebiyle sıra cetvelinde birinci sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir....

            Haciz tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, İcra İflas Kanununun 106 ve 110. maddelerine göre taşınmaz haczini izleyen 2 yıl içerisinde satış istenmezse o mal üzerindeki haciz düşer. Aynı Kanunun 59. maddesi uyarınca, bir işlemin yapılmasını isteyen taraf, o işlemin yapılması için gerekli masrafları avans olarak (peşin) yatırmalıdır. İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin 6. maddesine göre, bu masrafların, tahsilat makbuzu karşılığında para olarak alınması gerekir. Aksi takdirde talep yapılmamış sayılır. Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olması, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına gelir. Alacaklı tarafça yasal süre henüz dolmadan satış talep edilmiş ve buna ilişkin satış avansı yasal süre dolmadan yatırılmış ise haczin düşmediğinin kabulü gerekir....

              Anılan Kanun'un aynı maddesinin 7. fıkrası hükmüne göre ise, satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa, şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez. Somut olayda mahkemece istemin süreden reddine karar verilmiş ise de, taşınırın ihalesi 30/09/2015 tarihinde gerçekleştirilmiş olup şikayetçi borçlu vekilinin ihalenin feshi talebini içeren dilekçesini, 06/10/2015 tarihinde harçlandırarak Kırıkkale Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesi aracılığıyla.... İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderdiği, böylece İİK'nun 134/2. maddesi gereğince yasal 7 günlük sürede istemde bulunulduğu görülmektedir. O halde mahkemece, 7 günlük yasal süre içerisinde ihalenin feshi talebinin yapılmış olması nedeniyle işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süreden reddi isabetsizdir....

                CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; borçluya yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olduğunu, satışa hazırlık işlemlerine ilişkin iddiaların satış ilanı tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde şikayet konusu yapılmaması nedeniyle ihalenin feshi aşamasında değerlendirilemeyeceğini, meskeniyet iddiasının yerinde olmadığını, süresi içerisinde usulüne uygun olarak satış talebinde bulunulduğunu, zamanaşımı itirazının süresinde olmadığını, ihale bedelinin İİK'nın 129. maddesine uygun olduğunu ve kıymet takdir raporunun itiraz edilmeksizin kesinleştiğini ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. Şikayet edilen ihale alıcı cevap dilekçesinde; şikayetçiye yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddi ile şikayetçi aleyhine ihale bedeli üzerinden %10 oranında para cezasına hükmedilmesini istemiştir. III....

                  UYAP Entegrasyonu