Hukuk Dairesi DAVA : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet dilekçesinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve alacaklının temyiz dilekçesinin, aleyhine rehin açığı belgesi verilmesi istenen Sezai Aris'e (varsa vekiline) tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra tebligat parçasının, verilmesi halinde temyiz dilekçesinin eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06.03.2024 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesince; davalının, kredi sözleşmesinin müteselsil kefili ve ipotek borçlusu olduğu, müteselsil kefaletinden dolayı 2010 yılında başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali davasının derdest olduğu, bu dosyada davalının müteselsil kefaleti nedeniyle ayrıca sorumluluğuna gidilemeyeceği, davalının rehin açığı belgesi verilen takipte ipotek borçlusu olarak yer aldığı, davalının ipotekli taşınmaz maliki olarak ipotek verdiği taşınmazının satılması ile sorumluluğunun sona erdiği, ipotekli taşınmaz maliki hakkında rehin açığı belgesi düzenlenemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kabule ilişkin hükmünün kaldırılarak davanın reddine, şartları oluşmadığından davalı lehine kötüniyet tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili, ipotekli taşınmazın satış bedeli borcu karşılamadığından alınan rehin açığı belgesine dayanılarak davaya konu takibin başlatıldığını, icra müdürlüğününün düzenlediği rehin açığı belgesinde davacının da borçlu olarak göründüğünü, bunda müvekkiline bir kusur atfedilemeyeceğini, asıl muhatabın rehin açığı belgesini düzenleyen müdürlük olduğunu, davacının icra mahkemesinde şikayet davası açması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Dava konusu uyuşmazlık, rehin açığı belgesi ile başlatılan takipten kaynaklanan şikayete ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemizin inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK.nun 172/3. maddesindeki düzenleme ise satışın kesinleşmesi tarihinden itibaren 1 yıl içinde rehin açığı belgesine dayanarak takip yapılması halinde yeniden ödeme emri tebliğ edilmesine lüzum bulunmadığına ilişkin olup, alacaklının öngörülen bu süre içinde takibe geçme zorunluluğu bulunmamaktadır. Alacaklı, rehin açığı belgesine dayanarak, alacak için öngörülen zamanaşımı süresi içinde her zaman takip yapabilir. Somut olayda takibin icra dairesince düzenlenen rehin açığı belgesine dayandığı ve bu belgenin anılan madde kapsamında kaldığı nazara alınarak, itirazın kaldırılması isteminin kabulü yerine, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Ticaret Ltd Şti'nin davalı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak davacıya ait 340.000,00TL bedele ipotek verilen gayrimenkulün ... 19 İcra Müdürlüğünün 2013/215 esas sayılı dosyadan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile 170.000,00TL bedelle satıldığını, satıştan sonra ... 19 İcra Müdürlüğünün 2013/215 esas sayılı dosyasından 189.346,00TL miktarında rehin açığı belgesi alındığını, işbu rehin açığı belgesine dayanılarak kalan bakiye tutardan haksız ve hukuka aykırı olarak takip yapıldığını, ipoteğin noterden düzenlenen bir vekaletname ile tesis edildiğini, vekaletnamede müvekkilinin kefalet iradesi bulunmamasına rağmen ipotek belgesinin 14.maddesinde ipotek veren kişinin ipotek limitince borca müştereken ve müteselsilen kefil olduğu beyanının düşüldüğünü, müvekkilinin verdiği vekaletnamede müşterek borçlu ve müteselsil kefil ibaresinin olmaması nedeniyle hakkında rehin açığı belgesi alınarak takip yapılmasının da mümkün olmadığını belirterek takibin iptali ile %20 den aşağı olmamak...
ün kefalet borcunun da teminatını teşkil ettiği, davalı kefiller ... ve ... yönünden 2004 sayılı Kanun'un 45 inci maddesi uyarınca sadece ipotek miktarını aşan kısım için ilamsız icra takibi başlatılması gerekirken, tüm alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, genel haciz yoluyla icra takibinden ve işbu davadan sonra düzenlenen rehin açığı belgesinin rehin tutarının altında kalan alacağın tamamı için girişilen davaya konu icra takibine geçerlilik kazandırmayacağı, itirazın iptali davası açısından dava şartının tamamlanması gibi bir etkisinin bulunmadığı, başlangıçta geçerli olarak başlatılmayan bir icra takibinin daha sonra itirazın iptali davası sırasında geçerli hale gelemeyeceği, bu halde davalı kefiller ... ve ... yönünden giderilemez bir dava şartı eksikliği bulunduğu, borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız olmasının yeterli görülmediği, aynı zamanda kötüniyetli olması gerektiği, kefiller ... ve ... yönünden her ne kadar takip haksız ise...
Davacı vekiline borçlu olmadığının tespiti istenilen miktarın hangi tarih itibariyle talep edildiğini açıklaması için süre verilmesi üzerine; davacı vekilinin 14/11/2016 tarihli dilekçesi ile rehin açığı belgesi düzenlendiği tarih itibariyle borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunduklarını açıklamış olması dikkate alınarak; davacının rehin açığı belgesi düzenleme tarihi olan 26/07/2016 tarihi itibariyle davalıya borçlu olduğu miktarın tespiti noktasında bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişinin 07/12/2021 tarihli raporunda özetle; davalı bankanın rehin açığı belgesi tarihi (26.07.2016) itibariyle alacağının, 56.978,78 TL asıl alacak, 7.090,69 TL işlemiş faiz ve 354,53 TL BSMV olmak üzere toplam 64.424,00 TL olduğunu bildirdiği anlaşılmıştır....
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi kök raporunda, dava konusu icra takibinin rehin açığı belgesine dayanılarak yapıldığı, mahkemece davalının sorumluluğunun ipotekli taşınmazla sınırlı olduğu, taşınmazın satışı halinde kalan borç hakkında rehin açığı belgesiyle takip yapılıp yapılamayacağının, davalının sorumluluğunun kefalet akdinden mi rehin açığı belgesinden mi kaynaklandığının mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece davalının ipotek senedinin ikinci maddesinde borçtan müteselsil kefil sıfatıyla üstlenilen sorumluluk kapsamında borçtan şahsen sorumlu olduğu sonucuna varılması halinde eksik belgelerin dosyaya sunulması gerektiği tespit edilmiş, ek raporda ise kök rapordaki tespitler tekrar edilerek davacıdan temin edilen belgeler kapsamında dava konusu takip tarihi itibarıyla davacının sadece ana para olarak 86.147,92 TL asıl alacak olarak bakiye borcu ve 512.763,32 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu, rehin açığı belgesi ile dava konusu takip tarihi arasında 11 günlük işlemiş faiz olarak...
Bununla birlikte, dosya kapsamı itibariyle, Üsküdar İcra Müdürlüğü tarafından verilen rehin açığı belgesinin hangi kredi ve alacaktan kaynaklandığının anlaşılamadığı, dosya içerisinde Üsküdar İcra Müdürlüğü dosyasının bulunmadığı, öncelikle dosyanın getirtilerek, rehin açığı belgesinin hangi krediye istinaden düzenlendiğinin tespit edilmesinden sonra sonuca ulaşılabileceği, bu yüzden dosyadaki mevcut bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, ... no.lu ticari kredi hesabı olduğunu iddia edilmesi sebebiyle verilen ibranamelerin rehin açığı belgesi ile bağlantısının bulunup bulunmadığının tespitinin yapıldıktan sonra değerlendirme yapılabileceği, 22/07/2020 tarihli ve 7251 Sayılı Yasa ile Değişik HMK'nın 353/(1)-a-6. maddesinde ise; "Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması" halinde 6100 Sayılı HMK'nın 353/(1)-a-6.bendi uyarınca bölge adliye...