Kiralayanın bu yükümlülüğü, yerine getirmesi gereken asıl borcudur. Görülüyor ki, davacıya çekişmeli yeri kiralayan yasanın öngördüğü asıl borcunu yerine getirmemiş, kiraladığı mahalli kiracıya teslim etmemiştir. Davacı eldeki davayı, teslimin sağlanması için sözleşmenin tarafı olan kiralayana değil, üçüncü bir kişiye yönelterek açmıştır. Kiralanan veya işletmenin teslim edilmemesi durumunda kiracı, kiralanana feri zilyet olamayacağından, şayet kiralanan bir üçüncü kişinin işgalindeyse kişisel hakkına dayanarak elatmanın önlenmesi davası açmak suretiyle kiralananı teslim alma cihetine gidemez. Kısaca bu gibi durumlarda, Türk Medeni Kanununun zilyetliğin korunmasına ilişkin hükümlerinin (TMK m.974, 981, 984) uygulanma olanağı yoktur. Bu yasa hükümlerinin uygulanabilmesi için, kiralananın kiracıya teslim edilmiş olması (kiracının feri zilyet durumuna girmesi) gerekir....
Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulmalıdır. Olayımıza gelince; davaya ve icra takibine dayanak yapılan yazılı kira sözleşmesi 01.01.2008 başlangıç tarihli ve 12 yıl süreli olarak, dava dışı ... ile kiracı davalılar arasında düzenlenmiştir. Sözleşme, kiralayan ... vekili ... tarafından imzalanmıştır. Bu durumda kiralayanın ... olduğunun kabulü gerekir. Temerrüde konu icra takibi bu vekil tarafından başlatıldığı gibi davada yine vekil tarafından açılmıştır. Yukarıdaki esaslar doğrultusunda kiralayan tarafından yapılmayan takibe dayalı olarak vekil tarafından açılan iş bu davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan işin esasının incelenmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, icra memurluğunun 27/02/2020 tarihli hapis hakkı uygulanmasına yönelik işleminde yapılan muhafaza işlemi ile menkullerin ayırt edici özelliklerini yazmamasına dair işlemin yasal mevzuata uygun olmamasına, hapis hakkının esasına ilişkin şikayet ve itirazların rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılıp ödeme emri tebliğinden sonra takibin şekline göre icra dairesince yapılması gerektiğine, ilk derece mahkemesi kararında gösterilen gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Sözleşmeye konu kiralananın 05.01.2014-05.01.2015 tarihleri arasındaki döneme ilişkin kira bedelinin peşin olarak ödendiği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 18/b maddesinde ; Kiracının kira sözleşmesini 1 ay önceden yazılı bildirimde bulunmak kaydı ile herhangi bir zamanda hiçbir neden göstermeden feshetme hakkına sahip olduğu, kiralayanın bu durumda herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağı, fesih tarihinden sonraki döneme ilişkin olarak peşin ödenmiş kira bedeli var ise kiralayanın bu bedeli fesih tarihinden sonra 1 ay içinde iade edeceği kararlaştırılmıştır.Tarafların serbest iradesi ile konulmuş bu şart geçerli olup tarafları bağlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Kararın gerekçesinde “TCK’nin 51. maddesinde belirlenen erteleme hükümlerinin uygulanmasında yasal engel bulunmadığı” belirtilip, hüküm fıkrasının 1-c bendinde sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği halde, hüküm fıkrasının 1-b bendinde “TCK’nin 51....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5833 sayılı Yasaya muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5833 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile değişik 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A-1. maddesinde, “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme mevcut iken; hükümden sonra 10/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanununun marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler başlıklı 30. maddesinin birinci fıkrasında “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas...
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının işçi alacağı niteliğindeki alacağının 23.07.2008 tarihinde açılmış bir davadaki ilama müstenit olduğu, davacının hapis hakkına ilişkin işlem tarihinin ise, 13.03.2009 olduğu, bu nedenle davalı alacağı, davacının ilk haciz tarihinden önce açılmış bir dava üzerinden alınan ilama dayalı olduğundan davacı ve davalı arasında garameten paylaştırmaya ilişkin davaya konu sıra cetvelinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, haciz sıra cetveline itiraza ilişkindir. Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın md.142/1); itiraz, sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın m. 142/son) ileri sürülmelidir....
A.Ş’nin inhisari nitelikte lisans sözleşmesi bulunmadığından, marka sahibi olan ......adına şikayet hakkının da olmadığı belirtildiğine göre, Türk Patent ve Marka Kurumundan suça konu ürünler üzerinde yer alan .... markasına ait marka tescil belgeleri getirtilip incelenerek, takibi şikayete bağlı olan Marka Hakkına Tecavüz suçu yönünden, katılanın şikayet hakkının olup olmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7 maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2020 NUMARASI : 2020/364 ESAS- 2020/406 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün 2020/15385 Esas sayılı takip dosyasında müvekkili aleyhine usul ve yasaya aykırı olarak hapis hakkı kullanıldığını, yapılan icra takibinin kira takibine ilişkin olduğunu, bu nedenle hapis hakkının kullanılması şartlarından ilkinin gerçekleşmediğini, kiracının haczedilemeyen malları üzerinden hapis hakkının kullanılamayacağını, bu nedenlerle takibin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 12....
Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının hükmün esasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir....