GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, takibe konu bononun kambiyo vasfına haiz olmadığı şikayeti ile, imzanın keşideciye ait olmadığı ve borcun olmadığına ilişkin itirazlardan ibarettir. Bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte, tanzim eden borçlu vekilince takibe dayanak bonoda tanzim yerinin bulunmadığı ayrıca imzaya, borca ve ferilerine ,faiz ve ferilerine itiraz ettikleri belirtilerek takibin iptaline, alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi talep edilmiş olup ilk derece mahkemesince, davacının (Şikayet edenin) kambiyo hukukuna ilişkin şikayetlerinin REDDİNE, Davacının (Muteriz borçlunun) imzaya itirazlarının REDDİNE, Davalının ( alacaklının) tazminat taleplerinin REDDİNE, karar verilmesi üzerine borçlu vekili tarafından dayanak belgenin tanzim yerinin bulunmadığından bahisle istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda; düzenleme tarihinin vade tarihinden sonra olmasının senedin kambiyo vasfına bir etkisinin bulunmadığını, davacının senetteki imzaya ve içeriğine itiraz etmediğini, tahrifat iddiasının ise ispat edilemediğini, senedin düzenlenmesi esnasında vade tarihi hatalı olarak yazılmış ise de bu durumun ancak işleyecek faiz miktarını etkileyebileceğini, borcun özüne ve senedin kambiyo senedi vasfına bir etkisinin olamayacağını, kararın hatalı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, takibe konu senedin vade tarihinde tahrifat yapıldığı, bu nedenle senedin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı iddiasına dayalı şikayet niteliğindedir. Ankara 14....
İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, davacının kambiyo vasfına yönelik şikayetin süre yönünden reddine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
İİK'nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlu ...’a ödeme emrinin 17.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yasal beş günlük itiraz süresinin 22.04.2015 çarşamba günü sona erdiği halde, borçlunun süresinden sonra 14.12.2015 tarihinde icra mahkemesine müracaatla itirazda bulunduğu, başvurusunda tebligatın usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmıştır....
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte İİK'nun 168/3. maddesi uyarınca takip dayanağı senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına ilişkin şikayet ve 168/5. Maddesi uyarıca da her türlü borca ve yetkiye itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılabilir. Davacı borçlunun yetki itirazı, borca itirazı ve ciro zincirinin kopuk olması sebebiyle takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı şikayeti ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde yapılmamıştır. Bu sebeple mahkemenin bu istemleri süre aşımı nedeniyle reddetmesi yerindedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelerle, davacı borçlu vekilince istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; İzmir 6....
Taraflar arasındaki kambiyo senelerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz ve kambiyo vasfına yönelik şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince itiraz ve şikayetlerin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Davacı tarafça dava dilekçesinde yetki itirazı ile birlikte takibe dayanak senedin bono vasfında da olmadığının iddia edildiği, takibe dayanak bono incelendiğinde bononun keşide yerinin Konya olarak belirlendiği anlaşılmakla, Konya İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşıldığından, yetki itirazının reddine karar verilmesinde ayrıca senedin sonradan doldurulduğunun yazılı delil ile ispatlanamadığı, yine davacıya hile ile senet imzalattırıldığı iddiasının da ispatlanamadığı, ciro silsilesinde bir bozukluğun bulunmadığı, senedin unsurlarının tam olduğu, bu şekilde davacı tarafın kambiyo vasfına yönelik itirazı da yerinde olmadığı anlaşılmakla, kambiyo vasfına yönelik şikayetin de reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Lehtar, gerçek veya tüzel kişi olarak bonoda gösterilmez ise, dayanak belge bono olarak kabul edilemeyeceğinden, TTK'da öngörülen koşulları taşımayan bu belge nedeniyle borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapılması mümkün değildir.(Yargıtay 12. HD., 2013/1133 E, 2013/10112 K; 2013/908 E, 2013/9988 K) İcra dosyasına konu bonoya bakıldığında, düzenleyen kısmında "... Adi Ort. Girişim" yazdığı görülmektedir. Takip konusu belge kambiyo vasfına sahip değildir. Kabule göre, davacının icra usulünde şikayet veya itiraz hakkını kullanmaması genel mahkemelerde iddiasını ileri sürme hakkına engel oluşturmaz. İcra usulünde bononun kambiyo vasfı olmadığı halde kambiyo senetlerine özgü takip yapılması durumunda takibin iptal edileceği, mahkemenin bu durumu kendiliğinden dikkate alacağı hususu kesindir ve bu konuda Yargıtay kararları da mevcuttur....
kesinlikle davaya konu senedin kambiyo senedi olduğuna dair bir kabullerinin olmadığını, senede karşı hem şikayet hem de borca itiraz yoluna gidilmesini yasaklayan bir yasal düzenleme bulunmadığını, bu bakımdan mahkemece şikayet yönünden davanın kabulüne karar vermesi gerekirken reddine karar vermesi hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....
İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.'' şeklinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde borçlunun süresi içerisinde itiraz veya şikayette bulunması halinde alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususlarının resen nazara alınacağı ve takibin iptal edilebileceği düzenlenmiştir. Alacaklı tarafından açılan icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet davasında borçlu tarafından yapılmış bir şikayet olmadığı halde takibin resen iptaline karar verilmesi yerinde değildir....