Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihi itibariyle yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir (Dairemizin 30/09/2013 tarih ve 2013/22091 E.-30456 K. sayılı kararı). Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir....

    İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. (Dairemizin 30/09/2013 tarih ve 2013/22091 E.-30456 K. sayılı kararı) Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir....

      İcra Müdürlüğünün 2011/779 esas sayılı dosyası bedeli paylaşıma konu taşınmazlara haciz konulduğu, haciz müzekkeresinin 01/04/2011 tarihinde yazıldığı, 05/04/2011 tarihinde haczin kayıtlara işlendiği, borçluya ait taşınmazların satışına yönelik herhangi bir işlem yapılmadığı, ayrıca söz konusu icra dosyasında son işlemin 31/08/2012 tarihinde yapıldığı ve daha sonra işlem yapılmadığı için dosyanın işlemden kaldırıldığı haczedilen taşınmazların satışını istemediği ve haczin düştüğü, yenilenmediği gerekçeleriyle sıra cetveline yapılan şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı şikayet olunan ... Varlık Yönetim A.Ş vekili temyiz etmiştir....

        Müdürlüğü'nün 2008/10355 sayılı takip dosyasında düzenlenen bir sıra cetveli bulunmadığı halde bu dosyanın sıra cetveli imiş gibi karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bedeli paylaşıma konu araçların 2008/10355 sayılı dosyadan haczedildiği ve satıldığı, sıra cetvelinin ise taraflarla ilgisi bulunmayan 2007/601 sayılı dosyadan düzenlendiği, sıra cetvelinin kural olarak ilk kesin haczin konulduğu ... dosyasından düzenlenmesi gerektiği, ilk haczin yapıldığı dosyadan düzenlenen geçerli bir sıra cetveli bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine, sıra cetvelinin 2008/10355 sayılı takip dosyasında düzenlenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi ve şikayet olunan ... vekilleri temyiz etmiştir. ...-Şikayet, İİK'nın 142. maddesine dayalı olarak sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. Şikayet olunan ... ... İl Müdürlüğü'nün karar başlığında ......

          İstihkak ve şikayet davaları süre,harç,yargılama prosedürü ve temyiz inceleme yeri yönünden farklı usule tabi olduğundan mahkemece davacı 3.kişi tarafından açılan istihkak davası ile şikayet davasına ayrı ayrı bakılması gerekirken davaların birleştirilmesi doğru görülmemiştir.Mahkemece davalar tefrik edilerek yargılamaya istihkak ve memur muamalesini şikayet olarak ayrı ayrı bakılmalı ve sonucuna göre ayrı ayrı karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı kişiye geri verilmesine 03.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir (HGK'nun 24.09.1997 tarih 1997/15-461 Esas, 1997/729 Karar;.....nun 13.06.2001 tarih ve 2001/12-461 Esas, 2001/516 Karar; .....nun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-198 Esas, 2004/183 Karar). HMK'nun 33. maddesi gereğince, bir davada ileri sürelen olgulara dayalı olarak uyuşmazlığı nitelemek ve yasa maddelerini doğru olarak uygulamak hakimin görevidir. Yani hukuki tavsif hakime aittir. Somut olayda; başvuru, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin olup, şikayet mahiyetindedir. Mahkemece haciz tarihi itibariyle tapuda borçlunun malik görülmesi nedeniyle, tapu kütüğüne şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin hacze engel olmadığı gözetilerek, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir....

              -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçluya ait aracını satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, alacaklı oldukları takip dosyasında, borçlu şirkete yapılan tebligatın tarihinin 25.01.2010 olmasına rağmen, 13.04.2010 olarak yazılarak, alacaklarına üçüncü sırada yer verildiğini, satış bedelinden dosyalarına para gönderilmediğini, oysa şikayet olunan alacaklıların takip dosyaları ile kesinleşme tarihlerinin aynı olduğunu, satıştan elde edilen paranın garameten paylaştırılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptali ile yeniden sıra cetveli düzenlenmesini talep etmiştir. Şikayet olunan şirket vekili, şikayet olunan ...' un takip dosyasındaki alacağının hayali olduğunu,bununla ilgili dava açtıklarını, davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan ..., yargılamaya katılmamıştır....

                Şikayet olunan ... vekili, müvekkilinin haczinin önceki tarihli olduğunu, ihtiyati haczin hacze iştirakinin İİK'nun 100. maddesindeki koşulların varlığı halinde mümkün olduğunu, kıymet takdiri giderlerinin satış masrafı olarak kabul edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamına göre, şikayetçinin kesin haczinin şikayet olunanın haczinden sonra olduğu, ihtiyati haczin İİK'nun 100. maddeside sayılan durumlarda hacze iştirak edebileceği, hacze iştirak koşullarının oluşmadığı, ancak kıymet takdiri giderlerinin de satış gideri olarak şikayetçiye ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, şikayetin sıraya ilişkin olarak reddine, kıymet takdiri giderlerine ilişkin olarak kabulüne ve kıymet takdiri giderlerinin satış bedelinden şikayetçiye ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....

                  Taraflar arasındaki şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine dair verilen hükmün süresi içinde şikayet eden ....kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Şikâyet eden (üçüncü kişi) vekili, ... .... ... Müdürlüğü’nün 2012/22945 sayılı Takip dosyasında yapılan 31.07.2012 günlü hacze konu menkullerin üçüncü kişi şirkete ait olduğunu, iş yerinin içindeki tüm demirbaşlarla birlikte borçludan ....07.2012’de satın alındığını, hacizde borçluya ait belgelerin bulunmasının alacaklının borçlunun kiracısı olarak haciz mahallinde çalışıyor olmasından kaynaklandığını belirterek şikâyet başvurusunun kabulü ile haczin İİK’nin 99. maddesi gereğince yapılmış sayılmasına karar verilmesini istemiştir....

                    Mahkemece, haciz İİK'nin 96 ve 97 maddeleri uyarınca yapılmış olup, ispat yükünün davacı üçüncü şahsa ait olmak üzere istihkak davası açılması gerekirken, haczin kaldırılmasının İcra Müdürlüğünden talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle davacının şikayetinin reddine, şikayet icra müdürlük işleminin iptali istemine ilişkin olduğundan davalı vekili lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı-alacaklı ve davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İcra Müdürlüğü işleminin iptali ve İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. Dava dilekçesi içeriğinden davacı üçüncü kişinin şikayet talebi yanında, haczedilen biçerdöverin kendisine ait olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması ve istihkak istemli dava da ikamet ettiği anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu