Yasa hükümleri incelendiğinde 6552 sayılı Kanun'un 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddenin son cümlesinde hacizlerin kaldırılması usul ve yöntemini “söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” şeklinde açıkça belirtmiştir. Bu durumda Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesi son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerekirken anılan yasal prosedürün işletilmesi sağlanmadan mevcut hacizlerin kaldırılması şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Yasa hükümleri incelendiğinde 6552 sayılı Kanun'un 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen geçici 8. maddenin son cümlesinde hacizlerin kaldırılması usul ve yöntemini “söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” şeklinde açıkça belirtmiştir. Bu durumda Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesi son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerekirken anılan yasal prosedürün işletilmesi sağlanmadan mevcut hacizlerin kaldırılması şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
maddesinin son cümlesinde hacizlerin kaldırılması usul ve yöntemini “söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” şeklinde açıkça belirtmiştir. Bu durumda Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15. maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerekirken anılan yasal prosedürün işletilmesi sağlanmadan mevcut hacizlerin kaldırılması şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, gerçek ya da tüzel kişi olan adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu izahtan varestedir. Somut olayda, icra mahkemesine başvuran borçlunun adi ortaklık olduğu görülmektedir. Mahkemece şikayetle ilgili olarak iş ortaklığı adına olan mal ve hakları üzerine konulan bütün hacizlerin kaldırılması kararı verilmiş ise de, şikayete ortaklığı oluşturan şirketlerden birinin gelmediği veya pilot ortağın bu hususu şikayet konusu yapmadığı görülerek, adi ortaklık adına yapılan başvurunun adi ortaklığın taraf ehliyeti bulunmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, bu husus gözardı edilmek suretiyle işin esasına girilerek hüküm tesisi isabetsizdir....
Ancak, şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine yaptığı başvurusunda İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince hacizlerin düştüğüne dair iddiasının da bulunduğu, bu hususta mahkemece İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince bir inceleme yapılmadığı anlaşılmakla; belirtilen bu yasa hükümlerine uygun olarak hacizlerin varlığını sürdürüp sürdürmediği, hacizlerin bu maddeler gereğince düşüp düşmediği hususunun incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, İİK'nun 106. ve 110. maddeleri kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle şikayet tarihinden önce hacizlerin düşüp düşmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklı ......
Davacı vekili Trabzon İcra Dairesinin 2016/24520 Esas sayılı icra dosyasında icra memurunca "14/06/2007 tarihli haciz şerhinin geçerliliğini koruduğu hususunun kabulüne" dair karar verdiğini, halbuki hacizlerin geçerliliğini yitirdiğini belirterek şikayet yolu ile kararın kaldırılmasını ve sözü edilen hacizlerin düştüğünün tespitine dair karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Trabzon İcra Müdürlüğünün 2016/24520 Esas sayılı dosyasında alacaklının T3 ve borçluların Hüsnü Küçük ve Ali Küçük olduğu görülmektedir. Davacı bu icra dosyasında taraf değildir. İcra takibinin tarafı olmayan 3. kişiler, tarafı olmadıkları icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını veya düştüğünün tespit edilmesini şikayet yolu ile icra mahkemesinden isteyemezler....
İcra Müdürlüğü tarafından 29/07/2019 tarihinde takibin durdurulması karar verildiğini, hacizlerin kaldırılması taleplerinin mahkemeye başvurması gerektiğinden reddine karar verildiği, Lüleburgaz 2 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/381 esas sayılı dosyasından verilmiş olan geçici mühlet kararı ile birlikte ihtiyati hacizlerin uygulanmaması yönündeki ihtiyati tedbir kararı nedeniyle hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek, 29/07/2019 tarihli hacizlerin kaldırılması taleplerinin reddine ilişkin memur işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
İlk derece Mahkemesi dosya üzerinden yaptığı inceleme sonucunda; şikayetçi vekilinin müvekkili için verilen konkordato tasdik kararına istinaden hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce red kararının kaldırılmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, icra takip dosyasına ibraz edilen Bakırköy 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, şikayetin reddine karar verilmiş olup hükmün şikayetçiler vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Şikayetçi üçüncü kişiler vekili, takip dosyasında borçlunun sekiz adet taşınmazının haczedildiğini, iş bu taşınmazların değerinin dosya borcunu fazlasıyla karşıladığını, borçlu ve vekiledenlerinin ortak mirasbırakanları ... adına kayıtlı taşınmazlar üzerine borçluya intikal edecek miras hissesi oranında konulan hacizlerin aşkın haciz olduğunu belirterek hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece işin esasına girilerek şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, şikayetçi mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Borçlunun süresi içerisinde açtığı borçtan kurtulma davası ise hacizlerin kaldırılması sonucunu doğurmaz sadece geçici hacizlerin kesin hacze dönüşmesini engeller. Mahkeme alacaklının birleşen şikayet dosyası yönünden şikayetinin kabulüne, borçlunun şikayetinin ise reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....