İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/08/2021 NUMARASI : 2021/213 ESAS 2021/235 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin vasisi olduğu Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2021/11286 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, kararın henüz taraflarına tebliğ edilemediğini, hacizlerin süresi içerisinde yenilenmemesine rağmen icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmasına yönelik taleplerinin reddine karar verildiği belirterek icra müdürlüğünün usul ve yasaya aykırı olarak vermiş olduğu işlemin iptaline karar verilmesini ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Varlık Yönetim A.Ş. ile yapılan anlaşma doğrultusunda haricen ödeme yapıldığı ve alacaklı tarafından dosya alacağının haricen tahsil edildiğinin icra müdürlüğüne bildirildiği, sonrasında ihtiyati hacizlerin kesinleşmemiş olması nedeniyle hacizlerin harçsız olarak kaldırılmasını istedikleri fakat icra müdürlüğünce; borçlulara ödeme emri tebliğ edildiği ve takibin itiraz ile durduğu gerekçesiyle harçsız kapatılma istemlerinin reddi ile tahsil harcı ödenmesi halinde hacizlerin kaldırılarak dosyanın kapatılmasına karar verilmesi üzerine, 20.11.2020 tarihli şikayete konu müdürlük kararının iptali ile tahsil harcı alınmaksızın hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet dilekçesinde karşı taraf olarak gösterilen alacaklı banka tarafından herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda alacaklı tarafından ... 14....
İcra Müd. 2015/2131 Esas sayılı takip dosyasında, alacaklı vekilinin 29.06.2020 tarihli talebi üzerine dava konusu araçlara bu icra dosyasından konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, 03.07.2020 tarihinde hacizlerin kaldırıldığını, bu hususun icra müdürlüğünün göndermiş olduğu yazı cevabı ile de sabit olduğunu, mahcuz araçların kaydındaki haczin kaldırılması ile haczedilmezlik şikayeti ile elde edilmek istenen gayenin fiilen gerçekleştiğini, bu durumda, şikayet tarihinden sonra davaya konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak asıl dava bakımından "şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurulmasının isabetli olduğunu, öte yandan, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda şikayet tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları gözetilerek karar verilmesinin gerekeceğini, buna göre asıl davanın dayanağı olan icra dosyasında bizzat davalı alacaklı vekili hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğundan, bu nedenle asıl dava yönünden yargılama...
Sözleşme ekinde mevcut , hacizli ek 2 listede kefiller Hüseyin Sarı ve Abdurrahman Sarı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılacağı belirtilmiştir. Bu sözleşmeler kapsamında yapılan işlemlere yönelik 5411 Sayılı Yasa geçici 32. maddesi gereğince yargı harçları dahil harçlardan müstesna olduğundan icra müdürlüğünce harç ödenmesi kaydıyla hacizlerin kaldırılmasına ilişkin kararı yasaya aykırıdır. Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalıdır. Ayrıca, hacizlerin kaldırılması talebi, borcun haricen ödendiğine karine teşkil ederse de somut olayda çerçeve anlaşma doğrultusunda hacizlerin kaldırılması talep etilmiş olup borcun haricen tahsil edilmediği sabittir. Mahkemece finansal yeniden yapılandırma sözleşmesi ek-2 listede yer alan hacizler yönünden hacizlerin harçsız olarak kaldırılmasına yönelik davacının talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, tümden reddine ilişkin karar isabetsizdir....
Bu durumda, yukarıda açıklanan şikayetten sonra gelişen durum karşısında hacizler kaldırılmış olduğundan, hacizlerin kaldırılması yönündeki şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2014/25708 Esas sayılı takip dosyasının UYAP kayıtlarının incelenmesinde; alacaklı vekilinin şikayet tarihinden evvel haczin kaldırılması talebinin ya da hacizlerin kaldırılmasına ilişkin icra müdürlüğü kararının mevcut olmadığı, elden takipli verilen tek müzekkerenin, bankaya yazılan 26/12/2014 tarihli haciz müzekkeresi olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, borçlu tarafından mehil vesikası alınması sırasında yatırılan nakdi teminatın, o tarih itibariyle dosya borcunu fer'ileri ile birlikte tamamen karşılayıp karşılamadığı tesbit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sıra cetveli düzenlenirken kesin hacizlerin infaz tarihlerine, ihtiyati hacizlerin ise kesinleşme tarihlerine bakılacağı, ihtiyati haczin kesinleşmesi için ödeme süresinin geçirilmesi gerektiği, eğer İİK'nın 100. maddesindeki şartlar mevcutsa, ilk hacze iştirakin de mümkün olduğu, ihtiyati hacizlerin kendi aralarında önce veya sonra konulmuş olmalarının, İİK'nın 268. maddesindeki özel durum dışında sonuç doğurmayacağı, bu durumda İcra Mahkemesi'nce ilk kesin haciz ya da ilk kesinleşen ihtiyati haciz ile (eğer varsa) buna iştirak edebilecek hacizlerin belirlenmesi, sıra cetvelinin bu hacizlerin tarihleri ve oluşan usulî müktesep haklar da dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiği, ilk kesinleşen haciz şikayetçinin haczi olmakla sıra cetvelinin şikayetçinin takip dosyasında düzenlenmesi gerektiği, şikayet olunan bankanın takibinin kambiyo senedine dayalı olarak başlatıldığı ve İİK'nın 100. maddesinde belirtilen ve ilk hacze iştiraki sağlayan...
DAVA Üçüncü kişi şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu kardeşi hakkında başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, borçlu ile ortak murisleri olan Mustafa Er adına kayıtlı taşınmazlardan borçluya intikal edecek hisse üzerine haciz konulduğunu, ancak muris ile borçlu arasında yapılan mirastan feragat sözleşmesi nedeniyle borçlunun mirasçı sıfatı bulunmadığından murise ait taşınmazlardan borçluya hisse intikal etmeyeceğini, bu sebebe dayanılarak icra müdürlüğünden hacizlerin kaldırılmasını talep ettikleri, müdürlükçe talebin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek muris adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklıya şikayet dilekçesi tebliğ edilmemiş, alacaklı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır. III....
Hukuk Dairesinin 01/04/2021 tarihli, 2020/1236 esas, 2021/947 karar sayılı ilamıyla kararın bozulduğu ileri sürülmüş ise de, her dava ve şikayet, davanın açıldığı (itirazın yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12- 177 esas, 2011/300 karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Davacının şikayetine yönelik karar verilmesinden sonra, takibin iptaline ilişkin mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması şikayet başvurusunun yargılaması sürecine etkili değildir(Yargıtay 12. HD'nin 12.04.2016 tarihli, 2015/29801 E, 2016/10787 K. sayılı içtihadı). Belirtilen sebeplerle, icra mahkemesinin takibin iptaline ilişkin kararının infazı için kesinleşmesi gerekmeyip, takibin iptali kararı uyarınca hacizlerin kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, icra müdürlüğünce kararın kesinleşmediği gerekçesiyle hacizlerin kaldırılması talebinin reddi yerinde değildir....
Öte yandan, şikayetçi üçüncü kişinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince 02/12/2015 tarihinden önce konulan 01/12/2014 tarihli hacizlerin düştüğüne dair iddiasının da bulunduğu, bu hususta mahkemece bir inceleme yapılmadığı anlaşılmakla; belirtilen bu yasa hükümlerine uygun olarak hacizlerin varlığını sürdürüp sürdürmediği, hacizlerin bu maddeler gereğince düşüp düşmediği hususunun da incelenmesi gerekir. O halde, mahkemece, 02/12/2015 tarihinden önce konulan 01/12/2014 tarihli hacizlerle ilgili olarak da İİK'nun 106. ve 110. maddeleri kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle, şikayet tarihinden önce hacizlerin düşüp düşmediği araştırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru bulunmamıştır....