WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ticaret Ltd.Şti. ve diğer borçlu aleyhine 12/01/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, adı geçen borçlunun aynı tarihte icra mahkemesine başvurusunda; çekin iptali kararının kaldırılması için dava açılmadan takibe başlandığını ileri sürerek takibin iptali ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, takibe dayanak çekte ibraz tarihinin olmadığı ve keşide tarihinden sonra yasal on günlük süre içerisinde davacı borçlu aleyhine takibe de geçilmediği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile davacı-borçlu hakkındaki takibin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/12-177 E. - 2011/300 K. sayılı ve 11.05.2011 tarihli kararı). Takibin iptaline karar verilebilmesi için, şikayet tarihi itibariyle başlatılmış bir takibin mevcut olması gerektiği tereddüde yer vermeyecek kadar açıktır....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ödeme emrinin şikayet eden borçluya “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:4/2 Merkez ...” adresinde Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 06.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet edenin adres kayıt sistemindeki adresinin 03.04.2009 tarihinden beri “İncilipınar Mah. 1236/1 Sokak No:6/2 Merkez ...” adresi olduğu görülmekle ödeme emri tebliğ edilen adresin, borçlunun adres kayıt sistemindeki adresi olmayıp tebliğ işleminin usulsüz olduğu, şikayet eden borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi yeterli olup ödeme emri tebliğ edilen adresin borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adres olmadığının ayrıca ileri sürülmesi gerekmediği, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin aksi karşı tarafça yazılı belge ile ispatlanamadığından şikayetin süresinde olduğu anlaşılmakla, şikayet eden borçlu takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş ise de, takip...

      Açılan davada İİK'nın 106. ve 110. maddeleri gereğince taşınmaz kayıtlarına konulan hacizlerin düştüğü iddiası ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup bu yönden verilen kararın İİK'nın 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu şikayet yönünden niteliği itibariyle kesin hükme yönelik istinaf başvurusunun İİK'nın 365. maddesi gereğince reddine karar verilmesi, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı na yönelik gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, zamanaşımı itirazı yönünden kararda kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, İİK 106. ve 110....

      Buna göre, alacağın teminata bağlandığı belirtilerek, ihtiyati hacizlerin kaldırılması istenilmiş ise de; ihtiyati haciz kararı her borçlu yönünden ayrı hüküm ifade edeceğinden borçlulardan birisinin ihtirazı kayıtla teminat olarak dosya borcunu yatırmış olması davacı-borçlu hakkında da İİK 266.maddesi gereğince hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağından, davacı-borçlu tarafça yatırılan bir teminata da rastlanılmadığından bu yöndeki talebin reddedilmesi hukuka uygundur. Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/566- 556 E.K sayılı ve 04/12/2020 tarihli kararı ile davacı-borçlunun yetki itirazının kabulüne ve icra dosyasının davacı yönünden İzmir İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmiş olması , dosyadan konulan ve takip kesinleşmeden infazı gerçekleştirilen ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını da gerektirmeyeceğinden bu yöndeki talebin reddine karar verilmesinde de isabetsizlik yoktur....

      kaldırılması talebi doğrultusunda icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin hacizlerin fekki işleminin iptalini talep ettiği, icra müdürlüğünce talebin reddi üzerine alacaklı vekilinin mahkemeye şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Tedbir kararı ile haciz tarihi aynı tarihli olmasına rağmen, uyap kayıtlarından haciz saatinin 09.30, icra mahkemesinin tedbir kararı saatinin ise 16.01 olduğu, bu hususun icra müdürlüğünün de kabulünde olduğu görülmüştür.Borçlu tarafından imzaya itiraz davası ilk açıldığında mahkemece tedbir kararı verilmediğinden, alacaklının haciz talebi üzerine icra müdürlüğünce haciz uygulanmış olup, hacizlerin uygulanmasından sonra tedbir kararı verildiğinden icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.O halde mahkemece, haciz saati ile tedbir kararı saati nazara alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ...

        bu nedenle kaldırıldığını, usulsüz tebliğ sonucunda verilen ilama dayalı hacizlerin kaldırılması yönünde icra müdürlüğünden talepte bulunduklarını, ancak icra müdürlüğünce talebin reddedildiğini, oysa ortadan kalkan ilam gereğince konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        tahsil harcının ödenmesi koşuluna bağlandığını, dosyadaki hacizlerin satış isteme süresi dolduğu için İİK 106- 110 uyarınca kaldırılması gerektiğini, hacizlerin kalkmasında icra müdürünün takdir hakkı olmadığını bu nedenlerle İcra Müdürlüğünün 24/11/2020 tarihli kararının iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....

        İcra Müdürlüğü 2021/19925 sayılı icra dosyasına hacizlerin fekki için talep sunduğunu, icra müdürlüğünün 08.09.2021 tarihli kararı ile bu talep reddedildiğini, davacı yanın da bu kararın kaldırılması talebiyle İstanbul 7....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında imzalanan 3.000.000₺ limitli kredi sözleşmesine davacılar T1 ve Hilmi Ateş'in borçlu kefili olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibi başlattıklarını, icra takibinin itiraz olmaksızın kesinleştiğini, icra takibinin kesinleşmesinden sonra davacı vekili tarafından 21/11/2020 tarihli dilekçe ile konkordato davası olması nedeni ile takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünce bu taleplerinin reddine karar verildiğini, bu süreden sonra taraflarınca hiçbir işlem yapılmadığını, 25/11/2020 tarihli tensip zaptı ile hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesine rağmen davacı tarafından süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığını, 1 yıl sonra tekrardan aynı talepte bulunulduğunu, tekrardan hacizlerin kaldırılması talebinin reddedildiğini, icra müdürlüğünün bu kararının yerinde olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı...

        Bu açıklamalar ışığında, takip dosyasında icra müdürlüğünce 15/09/2021 tarihli işlemle borçlu vekilinin talebi dahi olmaksızın, nakit olarak yatırılan teminat karşılığı kendiliğinden hacizlerin kaldırılması işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu, bunun ancak borçlu tarafından icra mahkemesinden talep edilmesi suretiyle mahkeme kararı ile yapılabileceği anlaşılmakla, hacizlerin kaldırılması işleminin iptaline karar verilmesi gerekmiştir....

        UYAP Entegrasyonu