Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açılan davada İİK'nın 106. ve 110. maddeleri gereğince taşınmaz kayıtlarına konulan hacizlerin düştüğü iddiası ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olup bu yönden verilen kararın İİK'nın 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin bu şikayet yönünden niteliği itibariyle kesin hükme yönelik istinaf başvurusunun İİK'nın 365. maddesi gereğince reddine karar verilmesi, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı na yönelik gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, zamanaşımı itirazı yönünden kararda kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, İİK 106. ve 110....

Buna göre, alacağın teminata bağlandığı belirtilerek, ihtiyati hacizlerin kaldırılması istenilmiş ise de; ihtiyati haciz kararı her borçlu yönünden ayrı hüküm ifade edeceğinden borçlulardan birisinin ihtirazı kayıtla teminat olarak dosya borcunu yatırmış olması davacı-borçlu hakkında da İİK 266.maddesi gereğince hacizlerin kaldırılmasını sağlamayacağından, davacı-borçlu tarafça yatırılan bir teminata da rastlanılmadığından bu yöndeki talebin reddedilmesi hukuka uygundur. Bursa 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/566- 556 E.K sayılı ve 04/12/2020 tarihli kararı ile davacı-borçlunun yetki itirazının kabulüne ve icra dosyasının davacı yönünden İzmir İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmiş olması , dosyadan konulan ve takip kesinleşmeden infazı gerçekleştirilen ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını da gerektirmeyeceğinden bu yöndeki talebin reddine karar verilmesinde de isabetsizlik yoktur....

tahsil harcının ödenmesi koşuluna bağlandığını, dosyadaki hacizlerin satış isteme süresi dolduğu için İİK 106- 110 uyarınca kaldırılması gerektiğini, hacizlerin kalkmasında icra müdürünün takdir hakkı olmadığını bu nedenlerle İcra Müdürlüğünün 24/11/2020 tarihli kararının iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....

Bu açıklamalar ışığında, takip dosyasında icra müdürlüğünce 15/09/2021 tarihli işlemle borçlu vekilinin talebi dahi olmaksızın, nakit olarak yatırılan teminat karşılığı kendiliğinden hacizlerin kaldırılması işleminin usul ve yasaya aykırı olduğu, bunun ancak borçlu tarafından icra mahkemesinden talep edilmesi suretiyle mahkeme kararı ile yapılabileceği anlaşılmakla, hacizlerin kaldırılması işleminin iptaline karar verilmesi gerekmiştir....

İcra Müdürlüğü 2021/19925 sayılı icra dosyasına hacizlerin fekki için talep sunduğunu, icra müdürlüğünün 08.09.2021 tarihli kararı ile bu talep reddedildiğini, davacı yanın da bu kararın kaldırılması talebiyle İstanbul 7....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında imzalanan 3.000.000₺ limitli kredi sözleşmesine davacılar T1 ve Hilmi Ateş'in borçlu kefili olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takibi başlattıklarını, icra takibinin itiraz olmaksızın kesinleştiğini, icra takibinin kesinleşmesinden sonra davacı vekili tarafından 21/11/2020 tarihli dilekçe ile konkordato davası olması nedeni ile takibin durdurulmasını ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğini, icra müdürlüğünce bu taleplerinin reddine karar verildiğini, bu süreden sonra taraflarınca hiçbir işlem yapılmadığını, 25/11/2020 tarihli tensip zaptı ile hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesine rağmen davacı tarafından süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığını, 1 yıl sonra tekrardan aynı talepte bulunulduğunu, tekrardan hacizlerin kaldırılması talebinin reddedildiğini, icra müdürlüğünün bu kararının yerinde olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı...

Hukuk Dairesi’nin 21/11/2016 tarih 2016/118 Esas - 2016/106 Karar sayılı kararı ile şikayet tarihinden evvel hacizlerin kalktığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı bulunmadığı, dava şartı yokluğu nedeniyle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak borçlunun şikayetinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiği, karara karşı borçlunun haczin kaldırılması kararının tarafına tebliğ edilmediği dolayısıyla aleyhe karar verilemeyeceği beyanla temyiz isteminde bulunduğu görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun duruşma yapılmadan verilecek kararları düzenleyen 353/1-a-4. maddesinde, diğer dava şartlarına aykırılık bulunması halinde, Bölge Adliye Mahkemesince, esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan...

    Şikayette iki taraf vardır: 1)Şikayet eden, 2)Şikayet olunan (karşı taraf). İcra müdürünün bir işleminden zarar gördüğünü bildiren her ilgili, o işlem hakkında şikayet yoluna başvurabilir. Başka bir deyimle, icra müdürünün bir işlemini, yukarıda belirtilen dört sebepten birine dayanarak iptal ettirmek veya düzelttirmekte hukuki menfaati (yararı) bulunan herkes şikayette bulunabilir. Bir kimsenin, bir işlemin iptal edilmesinde veya düzeltilmesinde, korunmaya değer bir menfaatinden (yararından) bahsedilebilmesi için o işlemin doğrudan doğruya kendi hukuki durumuna ilişkin olması ve zararının bulunması gerekir. Şu halde şikayet hakkı, şikayet konusu işlemin iptal ettirilmesinde hukuken korunmaya değer bir menfaati (yararı) olan alacaklı, borçlu ve üçüncü kişilere aittir .........

      Somut olayda; şikayete konu takibin 21.9.2015 tarihinde başlatıldığı, ihityati tedbir kararının ise takipten önceki bir tarih olan 02.9.2015'te verildiği, borçlunun bu tedbir kararı ile icra müdürlüğüne yaptığı 16.10.2015 tarihli başvuruda, borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılması ile bundan sonra haciz uygulanmaması yönünde karar verilmesini talep ettiği, müdürlüğün aynı tarihli kararı ile borçlunun hacizlerin kaldırılması talebinin reddine, takibin ise tedbir kararı gereğince durdurlmasına karar verildiği, ihtiyati tedbir kararının yeni takip yapılmasını engelleyen bir hüküm içermediği gibi, tedbirden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına yönelik de bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasın reddi nedeniyle borçluya murisinden intikal eden taşınmazlara konulan haczin kaldırılması istemi nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi üçüncü kişi şikayet dilekçesinde;icra dosyalarından borçlu ...'in murisi ...'den intikal edecek taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin, borçlu ... tarafından murisi ...'...

          UYAP Entegrasyonu