Somut olayda, davacı vekili ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiği şikayetinde bulunduğu, icra dosyasının yapılan incelemesinde şikayetçiye borç muhtırasının 12.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacının dava dilekçesinde borç muhtırasının tebliğinin usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediğinden ödeme emrinden en geç borç muhtırasının tebliği ile haberdar olduğu, bu durumda 04.01.2021 dava tarihi itibari ile borçlunun şikayetinin yasal (7)günlük sürede olmadığı anlaşıldığından, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde, istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun HMK.353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Kısmi ödeme ve bakiye borç hesabı ve şikayet tarihi itibariyle DSİ harçtan muaf olduğundan tahsil harcı eklenmeyerek ve sunulu e-serbest meslek makbuzu gözetilerek 47.015,88- TL üzerinden hesaplanan 23.414,20- TL borç muhtırasına ilişkin 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm vermeye elverişlidir. Açıklanan bu olgular karşısında mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yerinde olup, şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.11.2013 tarih 2013/122 E. 475 K. sayılı ilamının dikkate alınarak yapılan hesaplamada muhtıra tarihinde bakiye borç miktarının 64.835,41 TL olarak bildirildiği, icra mahkemesince; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi bozma kararı doğrultusunda bilirkişiden 22/01/2016 tarihli ek rapor alınmış buna göre bakiye 64.834,41 TL alacak kaldığı anlaşılmış ise de daha önceden davalı tarafın mahkeme kararını temyiz etmemiş olması nedeni ile aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince daha önce kesinleşen miktar olan 23.730,44 TL'den fazla tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle, takibin 23.730,44 TL üzerinden devamına karar verildiği, mahkeme kararının alacaklı ve borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu durumda, mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 8....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/687 esas 2018/217 karar sayılı ilamının Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 2019/496 esas 2019/1454 karar sayılı kararı ile kaldırılıp yeniden hüküm kurulduğunu, yeni karara göre alacağın tahsili talebinde bulunulup bu arada ilk ilam uyarınca yapılan ödemenin düşülmesinin de talep edildiğini, müdürlükçe alınan 11/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda 93.216,55 TL bakiye borç hesaplanarak borçlulara 14/11/2019 tarihli bakiye borç muhtırası gönderildiğini, ancak raporda hatalı olarak kısmi ödemenin TBK.m. 100 uyarınca öncelikle faiz ve giderlere mahsup edilmediğini, ayrıca birleşen dava davalısı Anadolu Sigorta Anonim Şirketi hakkındaki hükmün diğer davalılardan farklı olup bu borçlunun borcu hakkında ayrıca inceleme yapılması gerektiğini belirterek şikayetin kabulü ile bakiye borç muhtırasının iptali ile talepleri doğrultusunda düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet, 2.796,41 TL'lik borç muhtırasının iptaline ilişkindir. İİK'nin 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2016 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 6.310,00 TL'yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Temyiz isteminin REDDİNE, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet, 1.486,19 TL'lik borç muhtırasının iptaline ilişkindir. İİK.nin 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2016 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 6.310,00 TL'yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Temyiz isteminin REDDİNE, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/12/2015 tarih, 2015/1748 E.-2015/ 2127 K. sayılı ilamının takip dosyasına ibrazı üzerine, icra müdürlüğünün 05/01/2016 tarihli dosya hesabı sonucu borçluya 05.01.2016 tarihli ve 46.677,14 TL. miktarlı muhtıra çıkartıldığı, işbu muhtıraya karşı borçlu vekilinin şikayet yoluna başvurduğu, yargılama devam ederken İcra Müdürlüğünce 05.01.2016 tarihli dosya hesabında “(*) işaretli alacakların sonraki faiz miktarı 4.979,05 TL.”nin sehven yazıldığının tespiti üzerine, hatanın düzeltilerek 08/01/2016 tarihinde yeniden yapılan dosya hesabı uyarınca borçluya gönderilen 08/01/2016 tarihli ve doğru hesaplanan 41.728,02 TL. miktarlı ikinci muhtırada, 05.01.2016 tarihli dosya hesabında sehven yapılan hata nedeniyle 05.01.2016 tarihli borç muhtırasının dikkate alınmamasının bildirildiği, bu durumda; icra dosyasından borçluya çıkartılan ilk muhtıra Mahkeme kararı ile iptal edilmeden aynı bakiye borç için ikinci bir muhtıra çıkartıldığı görülmektedir....
ilişkin kararın yerinde olduğu, davalı alacaklının mirası reddeden kişi aleyhine takip iradesi göstermesi ve kendi talebi ile borç muhtırasının gönderilmesi dikkate alındığında davanın açılmasına sebebiyet verdiği bu nedenle taraf olarak gösterilmesinin ve vekalet ücreti ile yargılama giderinden sorumlu olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklılar vekilince Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/10349 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine yapılan icra takibi sırasında 06.08.2020 tarihli bakiye borç muhtırasının düzenlendiğini, söz konusu muhtıranın 07.08.2020 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi gereğince müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, buna rağmen bakiye borç muhtırasının düzenlenmesi sırasında bu hususun gözetilmediğini ileri sürerek 06.08.2020 tarihli bakiye borç muhtırasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; bakiye borç muhtırası düzenlenmesi sırasında davacının harçtan muaf olduğunun gözetilmediğini, bu durumun anlaşılması üzerine yeniden dosya hesabı yapılarak usule uygun şekilde bakiye borç muhtırası düzenlenip davacıya tebliğ edildiğini, bu haliyle dosyanın konusunun kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle şikayetin hak düşürücü süre yönünden reddini talep ettiklerini, huzurdaki şikayette taraf sıfatlarının ve icra işlemlerine dahillerinin bulunmadığını, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini, infazen kapanan dosyanın incelenmesinde, borçlunun şikayete konu ettiği dosya hesabının, müdürlükçe sehven hatalı yapıldığını, yine, şikayet tarihinden önce, işlemi yapan müdürlük tarafından re’sen hatanın düzeltilerek yeniden kapak hesabı yapıldığını ve neticeten şikayet tarihinde mevcut olmayan bir hatanın dava konusu yapıldığını, şikayet tarihinde konusuz kalmış olan, şikayet tarihi itibariyle açılmasında hukuki yarar bulunmayan yersiz ve yasal dayanaktan yoksun şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....