Aile Mahkemesinin 2020/80 esas, 2021/731 karar sayılı ilam ile tarafların 2019 doğumlu müşterek çocuk Fatma Buğlem Bayram’ın velayet hakkının annesine verilerek babası ile yatısız şahsi ilişki tesis edilmiştir. Karar tarihinde çocuk 2.5 yaşında iken şimdi 4 yaşını geçtiği, baba ile daha uzun ve yatılı şahsi ilişki tesisine ihtiyaç duyacak yaşa geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı babanın babalık duygularını tatmine daha uygun, çocuğun da ruhsal ve sosyal gelişimine katkı sağlaması bakımından şahsi ilişki süresinin genişletilmesi çocuğun üstün yararına bulunduğundan şahsi ilişkiye yönelik istinaf başvurusu kabul edilmiş ve yatılı şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince terditli olarak istenen her iki talep yönünden davanın reddine şeklinde karar verilmiş olması nedeniyle hükmün tamamının kaldırılmasının daha sağlıklı olacağı düşünülerek hüküm kaldırılmış ve her iki dava yönünden de ayrı ayrı hüküm oluşturulmuştur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, baba ile çocuklar arasında boşanma davasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin yerinde olup olmadığı ve boşanma davasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılarak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi kararı verilmesinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, davanın kısmen kabulü nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 323 üncü; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 6 ncı ve 4 üncü maddesi. 3....
, yapılan yargılama sonucu verilen şahsi iflas kararının icrası için dosyanın Ankara 21....
kadar bu şekilde de şahsi ilişki kurmalarına, şahsi ilişkiye engel olunmamasının davalı anneye ihtar edilmesine, şahsi ilişkiye engel olunmasının velayet hakkını kötüye kullanma sayılacağının da ihtarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden müşterek çocuğun tarafların boşanmalarından sonra dünyaya geldiği, anne yanında kaldığı, eldeki dava açılıncaya değin düzenli bir ilişki kurulmadığı bu durumun tarafların kabulünde olduğu, dosyaya sunulan 01/09/2021 tarihli sosyal inceleme raporunda çocukla baba arasında hiç ilişki kurulmamış olmasına vurgu yapılarak şahsi ilişkinin yatısız sık ve kısa süreli kurulmasının önerildiği, davacı babanın yerleşim yerinde istinabe yoluyla alınan raporda yatılı şahsi ilişkinin önerildiği, son alınan sosyal inceleme raporunda da yatılı şahsi ilişkinin önerildiği, davalının ortak çocuğu baba ile şahsi ilişkiden sonra davranış değişikliği gerekçesi ile özel bir kliniğe götürdüğü pedagog Dr....
ilişkisinin düzenlenmesine karar verilmiş ise de, davacı vekilinin 20/09/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında velayete ilişkin taleplerinden ve koruma kararının kaldırılması taleplerinden vazgeçtiğinin beyan etmesine rağmen, davacı vekilinin beyanının feragat olup olmadığının açıklattırılmadığı, nihai karar verilirken de söz konusu taleplerin ayrı ayrı davalara ilişkin olmasına rağmen yerel mahkemece velayet ve koruma kararı yönünden herhangi bir olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğu, yerel mahkemenin kabulüne göre, şahsi ilişkinin düzenlenmesi talebinin kabulü nedeniyle davacı lehine vekalet ücretine hükmedilirken davanın yasal hasmının kim olduğunun açıklanmadığı, ayrıca; davalı kurumun yasal hasım olduğunun gözetilmediği vekalet ücretinin kimden tahsil edileceğinin karar gerekçesinde açıklanmadığı, davanın toplu dava olarak velayetin kaldırılması, koruma kararının kaldırılması ve şahsi ilişki düzenlenmesi şeklinde açılması göz önüne alınarak...
İncelenen ceza dosyalarında davalının müşterek çocuğa ilişkin herhangi bir eyleminin olmadığı, ceza mahkemelerindeki davaların hukuk mahkemelerinde verilecek olan karara yönelik bağlayıcı etkisinin olmadığı, dinlenen tanık beyanları ve sosyal inceleme raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının davasının kısmen kabulü ile çocukla baba arasındaki Temmuz ayında düzenlenen şahsi ilişkinin 1 ay yerine 20 gün süreyle yatılı olarak tesis edilmesine, her ayın 1. haftasına ilişkin daha önce düzenlenen şahsi ilişkinin ise aynen devamına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında çocuk için daha evvel takdir edilen iştirak nafakasının artırılmasına dair talebin ise kısmen kabulü ile nafakanın 250,00 TL artırılarak 750,00 TL'ye çıkarılması ile davacının şahsi ilişkinin değiştirilmesine yönelik açtığı davanın kısmen kabulü ile, her ayın 1. haftası hafta sonu Cumartesi sabah saat 10.00'dan, Pazar günü akşam saat 18.00...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun menfaatleri yanında analık ve babalık duygularının tatmini de esastır. Ortak çocuk Nisan 2012 doğumludur. Mahkemece baba ile ortak çocuk arasında; çocuk 6 yaşına gelinceye kadar her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları yatısız olacak şekilde; çocuk 6 yaşını doldurduğunda ise her ayın birinci hafta sonu yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmuştur....
Tarafların müşterek çocuklarının velayetleri anneye verilmiş baba ile şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davacı kadın yatılı şahsi ilişkinin kaldırılması yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de çocukların yaşları , babanın çocuklara yönelik olumsuz davranışının bulunmaması, çocuklarla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin çocukların baba sevgisini tatması ve baba ile birlikte vakit geçirmelerinin menfaatlerine olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesince belirlenen kişisel ilişki süresinin içtihatlara ve çocukların menfaatlerine uygun olduğu görülmekle davacı kadının yatılı şahsi ilişkinin kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Şti'ne, davalının şahsi garantisi ile akaryakıt satıldığını alacağın ödenmediğini iddia ederek 44.915 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, akdi ilişkinin davacı ile dava dışı ATF Ltd. Şti arasında olduğunu, müvekkilinin şahsi garanti vermediğini, şirket ortağı olmasının borçtan sorumlu olacağı anlamına gelmediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının akdi ilişkinin tarafı olmadığı ve borcu ödemeyi taahhüt ettiğinin kanıtlanamadığı bu nedenle husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....