Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan delillerden çocuklar ile baba arasında boşanma sırasında tesis edilen şahsi ilişkinin talep doğrultusunda yeniden düzenlenmesini gerektirecek bir durum bulunmadığı, bu anlamda şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik birleşen davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-birleşen davacı vekili tarafından, birleşen davaya yönelik istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kdz....
Ne var ki çocuğun yurt dışında yaşamaya başlaması babanın şahsi ilişkinin daraltılması için bir gerekçe teşkil edemez. Zira şahsi ilişkinin tesisi için velayet hakkı sahibinin çocuğu karşı tarafın bulunduğu yere götürme gibi bir zorunluluğu yoktur. Çocuğun yurt dışında olması şahsi ilişkinin infazı bakımından bir takım zorluklar barındırsa da, bu zorluklar şahsi ilişkinin sınırlandırılmasına gerekçe teşkil edemez. Kaldı ki, günümüzün ulaşım koşullarının genişlemesi nazara alındığında çocukla babanın farklı yerlerde bulunması şahsi ilişki hususunda farklı çözüm arayışlarını lüzumsuz hale getirdiği gibi, şahsi ilişkinin belirli bir döneme hasredilmesi zorunluluğunu da ortadan kaldırmaktadır. Bu itibarla erkeğin şahsi ilişkiye yönelik birleşen davanın kabulüne dair istinafı kabul edilerek boşanmayla tesis edilen şahsi ilişki aynen benimsenmiştir....
Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
ilişkinin kaldırılarak davalarının kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile aralarında bulunan boşanma davasının 27.01.2021 tarihinde sonuçlandığını, ortak çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, müşterek çocukla arasında şahsi ilişki tesis edildiğini, ancak bu ilişkinin yetersiz olduğunu Davalının kötü niyetli olarak şahsi ilişkiyi engellediğini, müşterek çocuğu sadece icra yoluyla görebildiğini, belirterek Müşterek çocuğun velayetinin ortak velayete çevrilmesine aksi taktirde şahsi ilişkinin her hafta sonu cumartesi sabah 10 dan pazar günü akşam 18’e kadar, Kasım ve Nisan ara tatillerinde tatilin 1. Günü saat 10 dan 7....
Asıl ve birleşen dava, müşterek çocuk ile kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasına karar verilmesi talebine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının velayetinin değiştirilmesi veya çocuğun ortak velayet altına alınması talebinin ayrı ayrı reddine, kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin kabulü ile, müşterek çocuk ile davacı baba arasında; her ayın 1. ve 3. hafta sonu cumartesi günü saat 11:00 ile pazar günü saat 17:00 arasında, dini bayramların 2.günü saat 11:00 ile 3. Günü saat 17:00 arasında kişisel ilişkinin tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davalı vekili tarafından şahsi ilişkinin genişletilmesine yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava velayet değişimi, olmadığı takdirde çocuğun ortak velayet altına alınması, bu talep de uygun görülmez ise şahsi ilişkinin genişletilmesi isteminden ibarettir....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden dava konusu çocuğun 2019 doğumlu olduğu, çocuğun velayetinin boşanma ilamı ile anneye verildiği, baba ile yatılı olmayacak halde şahsi ilişki tesis edildiği, çocukla baba arasında şahsi ilişkinin tesisi suretiyle gerekli duygusal bağın kurulduğu, diğer çocuk Arif'in velayetinin babada olduğu, dava konusu Hamza'nın abisiyle daha fazla vakit geçirmesinin kardeşlik duygularını pekiştireceğinden çocuğun üstün menfaatine olduğu, davacının çocuğa yönelik ihmal ve istismarının iddia ve ispat edilemediği, düzenlenen sosyal inceleme raporunda çocukla baba arasında yatılı şahsi ilişki düzenlenmesinin önerildiği, çocuğun anneye bağlılığının bulunduğu yaş itibariyle nispeten azalmaya başladığı, şahsi ilişkinin çocuğu tehlikeye sokmayacağı, bilakis aile bağlarını güçlendirici yönüyle çocuğun üstün menfaatine olacağı değerlendirilip davalının istinaf talebinin reddine, çocuğun yaz dönemi için 10 gün süre ile baba yanında kalabileceği, babanın babalık duygularının...
İlk Derece Mahkemesinde çocukla baba arasında yatılı şahsi ilişki kurulduğu, davalı baba hakkında şizofren teşhisi konulduğu, davalının bu hastalığı nedeni ile kısıtlandığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince müşterek çocukla baba arasında vasinin gözetimi altında şahsi ilişki tesis edilmiş ise de, şahsi ilişkinin süresi nazara alındığında vasiden şahsi ilişkiye refakat etme ve gözetim görevini gereği gibi yerine getireceğinin beklenemeyeceği gibi şahsi ilişkinin çocuğun hayatı ve sağlığı bakımından tehlike oluşturup oluşturmayacağı hususunda da denetime elverişli bir rapor alınmadığı anlaşılmaktadır. Çocuğun üstün yararı gözetilerek davalı babanın hastalığının hangi aşamada olduğu, baba ile şahsi ilişkinin yatılı kurulmasında çocuğun sağlığı bakımından tehlike bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınıp oluşacak sonuca göre şahsi ilişkinin belirlenmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin şahsi ilişki hakkında karar verilmesi hatalı bulunmuştur....
İlk Derece Mahkemesinde çocukla baba arasında yatılı şahsi ilişki kurulduğu, davalı baba hakkında şizofren teşhisi konulduğu, davalının bu hastalığı nedeni ile kısıtlandığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince müşterek çocukla baba arasında vasinin gözetimi altında şahsi ilişki tesis edilmiş ise de, şahsi ilişkinin süresi nazara alındığında vasiden şahsi ilişkiye refakat etme ve gözetim görevini gereği gibi yerine getireceğinin beklenemeyeceği gibi şahsi ilişkinin çocuğun hayatı ve sağlığı bakımından tehlike oluşturup oluşturmayacağı hususunda da denetime elverişli bir rapor alınmadığı anlaşılmaktadır. Çocuğun üstün yararı gözetilerek davalı babanın hastalığının hangi aşamada olduğu, baba ile şahsi ilişkinin yatılı kurulmasında çocuğun sağlığı bakımından tehlike bulunup bulunmadığı hususunda rapor alınıp oluşacak sonuca göre şahsi ilişkinin belirlenmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin şahsi ilişki hakkında karar verilmesi hatalı bulunmuştur....