Öncelikle dava konusu alacağa dayanak olarak gösterilen faturaların davacı adına düzenlenmiş olduğu, teslim alan imzası bulunmayan faturalar içeriği ürünün davacıya teslim edildiği yazılı delille kanıtlanamadığı, salt faturanın düzenlenmesi davacı ile satıcı firma arasında akdi ilişkinin varlığına delalet etmeyeceği nazara alındığında davacı ile satıcı firma arasında akdi ilişkinin varlığı sübut bulmadığı gibi davacının davalıyı satım ilişkisine aracılık etmesi konusunda yetkilendirdiği de dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamıştır. Bu nedenle davalının yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinafı kötü niyet tazminatına yöneliktir. Davalı icra takibine girişmekte haksız ise de, icra takibinde kötü niyetli olduğunun dosya kapsamı itibariyle sabit olmamasına göre, kötü niyet tazminatının reddinde isabetsizlik görülmemiştir....
Bu sebeple davacının bu yöne ilişkin temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Bu sebeple davalı kadının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. (HGK 2017/(19)11-944 Esas. 2021/197 Karar ) İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturaların gösterilmiş olduğu görülmüştür....
Bu sebeple davacı-davalının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin değiştirilmesine dair ilk derece mahkemesi kararı yukarıda açıklanan sebeple kesinleştiğinden, davacı-davalı babanın velayet hakkı kendisinde iken istediği kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasının konusu kalmadığından bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Davacı-davalının velayetin değiştirilmesi davasına yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, dosyanın İstanbul 1. Aile Mahkemesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.09.2017 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-)Taraflar 01.02.2011 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmışlar, müşterek çocuk 28.05.2010 doğumlu ...'ın velayeti anneye bırakılmış, baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davacı baba kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir. Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamaktır....
Fatura düzenlenmesi ve dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması tek başına akdi ilişkinin davacının iddia ettiği şekilde (bedel ve süre yönünden) kurulduğunun, bu şekilde anlaştıklarının kanıtı olamaz. Tüm bunlar ışığında davacının davalının ihtarda belirttiği dışındaki hususları ispatlayamadığı, bu nedenle davanın kısmen kabul kararının yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline başvurmuş ise de bu hususu açıkça istinaf nedeni yapmadığı anlaşılmakla bu durum resen göz önüne alınmamıştır....
nın yoğun travmatik deneyimleri üzerine bir de cezaevi şartlarında şahsi iletişime zorlanmasının "çocuğun yüksek yararı evrensel ilkesine" bir katkı sunmayacağı gibi, bu nedenlerle hükümlü annenin hüküm şartları bitene kadar müşterek çocuklarla şahsi ilişkisinin kaldırılması, davalı anne ...'nun tahliye olması sonrasında talep ederse günün şartlarına göre talebinin yeniden değerlendirilebileceği, dosya içeriğine "annelik hakkı" çerçevesinde bakılamayacağı, bu doğrultuda bir bakış açısının her şeyin üzerinde olan "çocuğun yüksek yararı evrensel ilkesine" uygun olmayacağı" yönünde rapor sunulduğu, raporda müşterek çocukların yaşları itibariyle kendilerini sağlıklı bir şekilde ifade edebildikleri, tercihlerini açıkça ortaya koyabildikleri, müşterek çocuk ...'...
CEVAP: Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı şirketin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin, davacı şirket ile davalı ... arasındaki ticari ilişkiden bağımsız olarak çeki ciro yolu ile devraldığını, bu durumda davacının davalı ... ile aralarındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsi def'iyi müvekkiline karşı ileri sürmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki; müvekkilinin vergi mükellefi olmayıp, topladığı hurda malzemeyi gider pusulası düzenlenmesi karşılığında ...'...
Bu haliyle somut uyuşmazlık temel ilişkinin tespit edilerek karşılıklı edimlerin ifa edilip edilmediği, davalının imzası nedeniyle sorumlu olup olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde hakim kambiyo senetlerine ilişkin kuralların tartışılmayacağı, zamanaşımına uğradığı için bono vasfını kaybetmiş belgeyi taraflar arasındaki temel ilişkinin delili olarak değerlendirerek bir sonuca varılması gerekir. Bu belirlemeye göre uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır....