İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 22.03.2022 tarih ve 2021/1000 Esas, 2022/268 Karar sayılı kararı ile müşterek çocuk ile davacı babası arasında; çocuk iki yaşını dolduruncaya kadar her hafta Pazar günleri saat 10:00 dan aynı gün 13:00 arasında anne yanından alınıp anne yanına bırakılacak şekilde şahsi ilişki tesisine, çocuk iki yaşını doldurduktan sonra; her ayın 1. ve 3. Pazar günleri saat 10:00 dan aynı gün 17:00 arasında anne yanından alınıp anne yanına bırakılacak şekilde şahsi ilişki tesisine, çocuk üç yaşını doldurduktan sonra; her ayın 1. ve 3....
Müşterek çocuğun üstün yararı, anne ile olan sağlıklı ilişkinin çocuğun geleceği için teşkil edeceği faydalar, çocuğun her iki ebeveyninin de sevgi ve şefkatini hak etmesi, hükme esas alınan sosyal inceleme raporu ve hükme esas alınan tanık beyanları nedeni ile mahkememizce davacı anne ile çocuk arasında çocuğun sosyal durumu gözetilerek gelecekte değişecek koşullarada uygunluk sağlayacak şekilde yeniden aşağıdaki şekilde şahsi ilişki tesis edilmiştir." gerekçesi ile davanın kabulüne, müşterek çocuk ile annesi arasında her yıl bir temmuz sabah saat 09:00 ile 30 temmuz akşam saat:18:00 arasında, her sene yarıyıl tatilinin birinci haftası pazartesi sabah saat 09:00 ile pazar akşam saat 18:00 arasında davacı annenin ikamet adresinde yatılı şekilde şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk 12 yaşını doldurana kadar şahsi ilişkinin davacı annenin kendi imkanlarıyla çocuğunun bulunduğu yere gelip, çocuğu kendi ikmatine götürmesi şahsi ilişki sona erdiğinde kendi imkanlarıyla çocuğu velayet sahibi...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda; Velayet değişikliğine yönelik davanın reddine, şahsi ilişkinin düzenlenmesine yönelik davanın kabulüne, Her yıl öğrenciler için ön görülen yarı yıl tatilinin başlamasını takip eden ilk pazartesi günü saat 10:00 dan aynı hafta pazar günü saat 17.00 e kadar her yıl temmuz ayının 1. günü saat 10:00 dan 31.Günü akşam saat 17:00 e kadar şahsi ilişki düzenlenmesine, baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günleri saat 18:0 den saat 19:00 a kadar bir saat süreyle telefonda görüşme sağlanacak şekilde şahsi ilişki düzenlenmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraflarca ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı erkek vekili velayet değişikliği davalarının reddini, Davalı kadın vekili ise şahsi ilişkiye dair kararı ve lehe ücreti vekalet hükmedilmemesini istinafa getirmiştir....
Cumartesi günü ile dini bayramların ikinci günü saat 10.00- 17.00 arasında şahsi ilişki tesis edilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Çocuk ile yatılı şahsi ilişki kurulmamasını istinaf etmiştir. Davacı vekili ek istinaf talebinde özetle; Şahsi ilişkinin çalışması sebebi ile pazar günü tayin edilmesini talep etmiştir. Dairemizin 21/03/2022 tarih 2022/446- 2022/505 karar sayılı ilamı ile dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, eksikliğin giderildiği anlaşılmaktatır....
Mahkemece, "iş bu dava açıldıktan sonra ancak karar verilmeden önce mahkememizin 2018/238 Esas 2019/417 Karar sayılı dosyası ile müşterek çocuk Ayşe Yılmaz'ın velayetinin davalı baba T3 verildiği ve velayeti babaya verilen müşterek çocuk Ayşe Yılmaz ile davacı anne arasında da şahsi ilişki tesisine karar verildiği, verilen kararın velayet yönünden taraflarca istinaf talebinde bulunulmadığı görülmekle işbu davaya konu talebin konusuz kaldığı" gerekçesi ile boşanma ilamında şahsi ilişki hakkında karar verildiğinden iş davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru olduğu gibi tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, bu nedenle davacı kadının TMK 197.maddesi uyarınca şahsi ilişki talebinde bulunmasında hukuki yararının olduğu, bu nedenle mahkemece davanın açıldığı tarihteki kadının haklılık durumu gözetilerek davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı değerlendirilmekle, davalı tarafın tüm...
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden kadının erkeğin kusurunu ispat edemediği, boşanmaya karar verilebilmesi için karşı yanın az da olsa kusurunun ispatlanmasının gerektiği, bu itibarla kadının asıl davasının reddinin doğru olduğu, tarafların fiilen ayrı yaşadıkları ortak çocuğun anne yanında kaldığı, müşterek çocuğun bakım ve gözetiminin annesi tarafından yapıldığı, dosya kapsamı itibariyle aldırılan sosyal inceleme raporunda çocuk ile baba arasındaki şahsi ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine olduğunun tespit edildiği, çocukla baba arasında şahsi ilişki tesisinin doğru sürenin çocuğun üstün menfaatine ve babanın babalık duygularını tatmine elverişli olduğu, şahsi ilişki masraflarının baba tarafından karşılanmasına dair kararda isabetsizlik olmadığı, davalı davacı babanın dilekçeler aşamasında velayet talebinin olmadığı Türk Medeni Kanunun 169 maddesi ve tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın ve ortak çocuk lehine tedbir nafakası takdirinin doğru miktarlarının...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava çocukla kişisel ilişki tesisi talebinden ibarettir....
Sayılı ilamıyla boşandıklarını, kararın 19/11/2020 tarihinde kesinleştiğini, müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiğini, kişisel ilişki düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, davalı baba ile kurulan kişisel ilişki neticesinde müşterek çocuğun ruh sağlığı ve huzurunun bozulduğunu, müşterek çocuğu evine götürdüğünde davalının annesinin çocuğa baktığını, kendisinin çocuk ile ilgilenmediğini beyanla davalı ile müşterek çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise davalı ve müşterek çocuk arasında kurulan yatılı kalacak şekilde ve uzun süreli kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek en aza indirilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır....
HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince " tarafların farklı şehirlerde yaşamaları ve davacı babanın çocuklarla davalı anne arasında şahsi ilişki kurulmasına istekli olmaması nedeniyle çocuklarla davalı anne arasında sağlıklı şahsi ilişkinin kurulamadığı, dinlenilen tanık beyanlarına ve alınan sosyal inceleme raporlarına ve davalı kadına aldırılan sağlık kurulu raporuna göre, davalının, çocuklarla şahsi ilişki kurulmasına engel teşkil edecek olumsuz bir durumun tespit edilmediği, çockların sağlıklı gelişimi açısından anneleri ile duygusal bağlarının tamamen koparılmasının ya da zayıflatılmasının önlenmesinin gerektiği, müşterek çocuklar ile anne arasındaki kurulu olan şahsi ilişkinin kaldırılması ya da sınırlandırılmasının yasal şartlarının bu aşamada mevcut olmadığı, küçüklerin annesi ile olan ilişkisinin devam etmesi gerektiği, çocuklar anneleri ile görüşmek istemeseler...
Tarafların yıllar evvel boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verildiği, baba ile çocuk arasında şahsi ilişki tesis edildiği gelen evrakların incelenmesinden anlaşılmış ise de, davacı tarafın iddiaları, davacı tarafın tanığının beyanı ve mahkememiz psikolog raporundan anlaşıldığı kadarıyla davalının müşterek çocuk ile görüşmesi çocuğun psikolojisini bozduğundan, şahsi ilişki sonrası çocuğun tavır ve davranışları değiştiğinden, okula durumuna dahi yansıdığı anlaşıldığından, hayatında da zevk dahi almadığı, müşterek çocuk psikolog huzurunda babası ile görüşmek istemediğini beyan ettiğinden, idrak çağında olduğundan, beyanına saygı duymak gerekeceğinden, çocuğun yüksek menfaati gereği baba ile şahsi ilişkisinin kaldırılmasına karar verilmiş, mahkememizin verilen istinaf edilmesi üzerine İ.B.A.M. 10....