amacı anlaşıldıktan sonra derin görüş ayrılıkları ve husumet bulunduğunu, çocuğun büyüyüp daha bilinçli olana kadar şahsi ilişki talebinin reddedilmesi gerektiğini, karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ilişki koşullarının kaldırılması kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak boşanma davası neticesinde belirtilen şahsi ilişki koşulları doğrultusunda tekrar şahsi ilişki tesis edilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, tedbir nafakası ile birlikte müşterek çocuğun anneye teslimi istemine ilişkin olup, nafaka istemi reddedilmiş, şahsi ilişki tesisine ilişkin ara kararının ise hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir. Hüküm, davalı baba tarafından şahsi ilişki tesisi yönünden temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kişisel ilişki kararı davacı anne tarafından süresinin uzun olduğu gerekçesi, davalı baba tarafından da, tarafların aynı şehirde yaşadıkları ve müvekkilinin özel sektörde çalışması göz önüne alınarak, her hafta sonu Cumartesi günleri saat. 06.00'dan pazar akşamı saat. 06.00 arasında, 1 Temmuz ile 31 Temmuz tarihleri arasında, dini ve milli bayramlarda da birer gün şahsi ilişki kurulmasına karar verilmesi istemi ile istinaf edilmiştir. Kişisel ilişkiden amaç, analık ve babalık duygularının tatminini sağlamaktır....
Ne var ki, şahsi ilişkinin süresi erkek tarafından ayrıca ve açıkça istinafa getirilmiştir. Müşterek çocuğun yaşı ve anneye olan bağlılığının nispeten azalması nazara alındığında mevcut şahsi ilişki süresinin kısa belirlendiği, temmuz ayı için belirlenen şahsi ilişki süresinin 1 temmuz ile 15 temmuz arasında belirlenmesi durumunda şahsi ilişki süresinin çocuğun menfaatine, babanın da babalık duygularının tatminine yeterli ve elverişli olacağı değerlendirilerek, davalı davacı erkeğin şahsi ilişkiye yönelik istinaf talebi kabul edilmiştir. Velayeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru miktarının ise makul olduğu anlaşıldığından erkeğin iştirak nafakasına yönelik istinafının reddine karar vermek gerekmiştir....
ilişki düzenlenmesinin yapıldığı, kararın 24/06/2016 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında, boşanma davasındaki şahsi ilişki düzenlemesinin infazda tereddüt yaratacak şekilde yapıldığı, çocukların düzeninin bozulmasına ve tarafların velayet ve şahsi ilişki sürelerinde sıkıntı yaşamalarına neden olabileceği göz önüne alındığında, davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının tümden kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak, davacının, davasının kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Cumartesi saat 9:00 ile aynı gün akşam 17:00 arasında şahsi ilişki tesis edildiği ve davacı kadının eldeki davadaki dava dilekçesinde şehir dışında yaşaması sebebiyle müşterek çocuklar ile arasında sömestr tatili ile yaz tatillerinde yatılı şahsi ilişki talep ettiği anlaşılmaktadır.İki defa sosyal inceleme raporu alınmıştır....
gün öğlen saat 12.00'ye kadar bir yetişkin gözetiminde şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir....
ilişki kurulmasının doğru ve yerinde olduğu, ancak cezaevinde bulunan baba ile çocuklar arasında kurulan şahsi ilişkinin süresinin fazla olduğu, velayetin eki niteliğinde olan kişisel ilişkinin de kamu düzenini ilgilendirmesi gözetilerek re'sen çocuklar ile babası arasında infazı kabil olacak şekilde yeniden kişisel ilişki tesisine, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Olağanüstü hallerin varlığı halinde, üçüncü kişi sıfatıyla çocuğun anneannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK.md.325). Davacının kızı olan çocuğun annesi öldüğüne göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi ve davacılar ile torunu arasında kişisel ilişki kurulmasının gerektiği açıktır. Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki isteme hakkı mevcutsa da; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan kişisel ilişki genişliğinde olması beklenemez. Ancak; anneanne, babaanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bu yakınlarıyla sağlıklı bir ilişki gelişimini onların da torun sevgilerini karşılayacak yeterlilikte olmalıdır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2016/12752 E.2017/2816K.)...