Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....
Davacı şahsi hakkının korunmasını ve buna yapılan müdahalenin önlenmesini talep etmiş olduğuna göre, bu dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp hakka dayalı bir davadır. Gerek mülkiyet hakkı sahibi ve gerekse başka bir hakka dayanarak mülkiyet hakkı sahibinden taşınmazı belirli bir süre elinde tutma hakkı kazanmış kişiler, mülkiyet hakkının ve sözleşme ile edindiği hakkın kendisine sağladığı yararlanmalar için üçüncü kişilerin engellemeleri karşısında, yargı yolu ile hakkın korunmasını isteyebilirler. Bu hak, mülkiyet ve sözleşmeye dayanan şahsi hakkın varlığı süresince mütecavizi fiilen defetme hakkı biçiminde olabileceği gibi, müdahalenin sürekliliği halinde yargı yolu ile de istenebilir. Haksız el atma, doğrudan mülkiyet hakkına el atma şeklinde olabileceği gibi bir vasıta veya başka bir kişi kullanmak suretiyle de gerçekleşebilir....
ve işbu temlik sözleşmesi ekinde huzurdaki davalı şirket ----- huzurdaki itirazın iptali konusu ---İcra Müdürlüğünün----- sayılı ilamsız icra takibin de yer aldığı görülmüştür.Uyuşmazlık, borcun var olup olmadığı, “haciz yolu ile ilamsız takibin” geçerliliği ve ferileri (kar payı ve mahrum kalınan kar payı) konularında toplanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR TARİHİ :21.1.2009 ÜÇÜNCÜ ŞAHIS : Uyuşmazlık kişisel hakka dayalı el atmanın önlenmesi, haksız işgal tazminatı istemine ilişkin olup Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin onama kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 16.7.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
taşınmazı ipotek ettiğini ve halen icra dosyasında rehin açığı bulunduğunu, mülkiyet hakkı karşısında davacının el atmanın önlenmesi talebinin de yerinde olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur....
Maddesinde düzenlendiği üzere "bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir. " El atmanın önlenmesi davalarının konusunu büyük ölçüde ayni haklar teşkil eder. El atmanın önlenmesi davasının kabul edilebilmesi için el atmanın haksız olması gerekir. El atan kişinin kasıtlı ve kusurlu olması şart değildir. El atan kişi geçersiz bir hukuki sebebe dayanıyor ise el atmanın önlenmesi davası açılabilir. El atmanın önlenmesi davası bir eda davasıdır. Bu dava sonunda davalı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya mahkum edilmektedir. Ayni hakka dayandığından ayni bir davadır. Ayni bir dava olduğu için haksız el atma sürdükçe her zaman el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Bu dava zaman aşımına uğramaz. Hak düşürücü süreye tabi değildir....
Dava dilekçesinde davalının tahliyesi istenmiş ise de taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığı görüldüğünden istemin kira sözleşmesinden kaynaklanmayan tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmalıdır. Davalı taşınmazda davacı babasının rızasına dayalı olarak durmaktadır. Davacının rızasını geri alması nedeniyle davalı fuzuli şagil durumuna düşmüştür. Bu davada görev el atılan taşınmazın değerine göre belirlenmelidir. Bu durumda uyuşmazlığın Gölyaka Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22. ( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Gölyaka Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi-Ecrimisil Uyuşmazlık mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.. Davalının taşınmazda kiracı olduğunu ileri sürmesi uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı sonucunu doğurmaz. Uyuşmazlığın bu niteliği gereği de inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklığından bahisle dairemizin görevli olduğu belirtildiğinden, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 18.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın, tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklardan olduğundan ve bu sebeple 6502 sayılı Kanunun 73/A maddesi çerçevesinde dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığından, arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın açıldığını, taşınmazın aynına ilişkin davalar, doğrudan doğruya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka, örneğin mülkiyet hakkına ilişkin olabileceği gibi; şahsi bir talep hakkı doğuran sözleşmeye dayanarak taşınmaz üzerindeki bir ayni hak değişikliği ortaya çıkartan bir dava da olabileceğini, müvekkil kurumca mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi talep edilmiş olmakla uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğunun kabulü gerektiğini, emsal başka bir davada arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle verilen davanın reddi kararı müvekkil İdarece istinaf edilmiş, istinaf talebimizin reddi üzerine yaptığımız temyiz başvurumuzun kabulüne...
Somut olayda; davacı uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak muristen kaldığını, davalıların yararlanmasına karşı koyduklarını ileri sürerek payına yönelik olarak davalıların el atmasını önlenmesi isteminde bulunmuştur. Görüldüğü üzere davacının istemi hakka dayalı (mülkiyet hakkından kaynaklanan) el atmanın önlenmesi istemine ilişkin bulunmaktadır. Davacının isteği MK 982 ve 893 maddelerinde ifadesi bulunan salt zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava olmayıp, miras hakkından kaynaklanan el atmanın önlenilmesi istemine ilişkindir. Bu tür davalarda görevli mahkeme taşınmazın değerine göre belirlenir. Dava konusu taşınmazların niteliğine, miktarına ve dava tarihi itibariyle değerine göre davaya bakma Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında bulunduğundan uyuşmazlığın Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir....