Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1-Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, ortak yer olan merdiven sahanlığı, havalandırma boşluğu ve diğer alanları kendi dairesine kattığını, çatıyı yükselttiğini, bu işleri yaparken binanın ana elektrik hattını ve kofrasını patlattığını, davacının dairesinin havalandırma bacasını ve soba borusu çıkışını kapattığını, davacının dairesinin dış kapısının yüzeyinin altından yeni elektrik hattı geçirmek için kırdırmak suretiyle zarara sebebiyet verdiğini, bu zararlar nedeniyle kiracının daireyi boşalttığını ve kira gelirinden mahrum kaldığını belirtilerek davalının, ortak yerlere yaptığı müdahalesinin men'i ile eski hale getirilmesini, davacının uğradığı zararların tazmini için 6.950 YTL ve mahrum kalınan 1.000 YTL kira gelirinin davalıdan alınmasını istemiş iken mahkemece HUMK.nun 74. maddesi hükmüne aykırı olarak istem aşılmak suretiyle davalının banyosuna açtığı pencerenin kapatılmasına da karar verilmiş olması, 2-İcra ve İflas Yasasının 30. maddesinde bir işin yapılmasına (yerine...

    Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz: Malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın, tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklardan olduğundan ve bu sebeple 6502 sayılı Kanunun 73/A maddesi çerçevesinde dava şartı arabuluculuğa tabi olmadığından, arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın açıldığını, taşınmazın aynına ilişkin davalar, doğrudan doğruya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka, örneğin mülkiyet hakkına ilişkin olabileceği gibi; şahsi bir talep hakkı doğuran sözleşmeye dayanarak taşınmaz üzerindeki bir ayni hak değişikliği ortaya çıkartan bir dava da olabileceğini, müvekkil kurumca mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi talep edilmiş olmakla uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğunun kabulü gerektiğini, emsal başka bir davada arabuluculuk dava şartının yerine getirilmemesi sebebiyle verilen davanın reddi kararı müvekkil İdarece istinaf edilmiş, istinaf talebimizin reddi üzerine yaptığımız temyiz başvurumuzun kabulüne...

    DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kayden paydaşı oldukları çekişme konusu 179 ada 11 nolu parselde bulunan muz serasının davalılar tarafından hiçbir hakka dayalı olmaksızın işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 10.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında ıslahla taleplerini 20.373,43-TL'ye yükseltmişlerdir. Davalı ... çekişme konusu taşınmazı davacı ...'den kiraladığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı ... savunma getirmemiştir. Davanın reddine dair verilen karar Dairece "..taraflar arasında geçerli bir kira ilişkisi bulunmadığı gözetilerek el atmanın önlenmesine ve belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi isabetsizdir.." gerekçesiyle bozulmuş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur. Somut olayda davacı kayden maliki olmadığı taşınmaz hakkında zilyetliğe dayalı olarak ve davalının şahsi kusuruna giderek el atmanın önlenmesi ve tazminat isteminde bulunmuştur....

      Somut olayda, aynı taraflar arasında görülen, eldeki dava ile aynı nedenle el atmanın önlenmesi ve eski hale iade istekleriyle açılıp tefrik kararı verilen, Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1333 Esas 2016/667 Karar sayılı ( bozma sonrası ) dosyasında davanın kabulüne dair verilen karar, 20. Hukuk Dairesi'nin 08.04.2019 tarihli ilamı ile esasa yönelik olarak eksik inceleme nedeni ile bozulmasına karar verilmiştir. Bu durumda, eldeki davanın dayanağını teşkil eden davanın derdest olduğu ortadadır. Hal böyle olunca, eldeki davanın çözüme kavuşturulabilmesi açısından; Kırşehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2015/1333 Esasında (bozmadan önce) kayıtlı el atmanın önlenmesi ve eski hale iade davasının sonucunun beklenmesi, ondan sonra işin esası yönünden tarafların tüm delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir....

        İl Özel İdaresi tarafından 06/07/2010 tarih ve 237 sayılı yazı ile haksız yere feshedildiğini, bunun neticesinde zarara uğradığını belirterek dava konusu sözleşmenin idare tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile uğramış olduğu yatırım masrafları ile birlikte mahrum kalınan kar ve diğer tüm zararların tespiti ile şimdilik 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, yargı yolu itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, diğer davalı ise; zamanaşımı ve yetki itirazlarının olduğunu belirterek dava konusu yerin davacı şirket yetkilisi tarafından rızaen tahliye edildiğinden davanın reddine karar verilmesini dilemiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.01.2020 tarihinde verilen dilekçeyle el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve ecrimisil talebinin reddine dair verilen 08.06.2021 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi'nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir....

            Dava, tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Bilindiği üzere, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 310.maddesine göre; sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur. Dosya arasında bulunan, taşınmazın önceki maliklerinden Sancak Davarcı ile davalılardan ... Ltd.Şti. arasında yapılmış 2.3.2009 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesine göre, davalı ... Ltd. Şti'nin dava konusu taşınmazda kiracılık ilişkisine dayalı olarak bulunduğu anlaşıldığından, davalılardan ...'in ise dava konusu taşınmazda bulunması davalı ... Ltd. Şti'nin yetkilisi olması nedenine dayalı olup, bağımsız bir kullanımı sözkonusu olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Fuzuli işgal nedeniyle el atamanın önlenmesi ve alacak Uyuşmazlık, mülkiyete dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Mahkemenin nitelemesi de bu yöndedir. Bu durumda temyiz incelemesi Dairemize ait olmayıp Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, dosya adı geçen Daire tarafından görevsizlikle Dairemize gönderildiğinden, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Başkanlar Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmesine, 07.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu