Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KABUL VE GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık; sözleşmenin feshi ve elatmanın önlenmesi talebine ilişkin olup, istinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24/11/2021 tarih, 2021/209 Esas 2021/484 Karar sayılı ilamı ile; Yapılan yargılama toplanan deliller sonucunda; Dava el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkin olup, davacılar, Sarılar Mahallesinde kain 925 parsel sayılı taşınmaz üzerinde müşterek muris Tuncay'dan kalan 4 adet daire bulunduğunu, davalının bu 4 daireyi tek başına kullandığını, davalının, davacıların kiraya verme, kira bedelinden yararlanma hakkına engel olduğunu belirterek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talep ettiği, davalı ise dava konusu dairelerin üzerinde bulunduğu arsasının 10/02/1994 tarihinde Mehmet Ünal tarafından Melek Bayram'a satıldığını, davacıların daireler üzerinde hakkı bulunmadığını, dairelerin arsadan ayrı tapuları bulunmadığını, davacı tarafın iddalarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği, dava konusu dairelerin bulunduğu 925 parsel sayılı taşınmazın 360 m2lik kısmının 10/02/1994 tarihinde Mehmet Ünal tarafından Melek Bayram...

Gerek mülkiyet hakkı sahibi ve gerekse başka bir hakka dayanarak mülkiyet hakkı sahibinden taşınmazı belirli bir süre elinde tutma hakkı kazanmış kişiler, mülkiyet hakkının ve sözleşme ile edindiği hakkın kendisine sağladığı yararlanmalar için üçüncü kişilerin engellemeleri karşısında yargı yolu ile hakkın korunmasını isteyebilirler. Bu hak, mülkiyet ve sözleşmeye dayanan şahsi hakkın varlığı süresince mutecavizi fiilen defetme hakkı biçiminde olabileceği gibi, müdahalenin sürekliliği halinde yargı yolu ile de istenebilir. Somut olayda, kira sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hakka dayanılarak elatmanın önlenmesi ve tazminat istenilmektedir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevlidir....

    Bu durumda, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanan kişisel hakka dayalı saldırının önlenmesi olduğu gözetilerek davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Davacı tarafça dava dilekçesi ile taşınmazdaki kiracılık sıfatına ve kira sözleşmesine dayanılarak saldırının önlenmesi talep edildiği anlaşılmaktadır. Davacının kira sözleşmesine ve kiracı olmasını nedeniyle kişisel hakka dayandığı zilyetliğe dayanmadığı anlaşılmakla davanın TMK'nun 683 ve devamı maddeleri kapsamında saldırının önlenmesi istemine ilişkin olduğunun, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca salt zilyetliğe dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkin olmadığının kabulü gerekir. Davacının istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir....

    Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz....

    Diğer bir anlatımla müdahale "yasadan" veya "sözleşmeden" kaynaklanan "ayni" ya da "şahsi" bir hakka dayanmamalıdır. El atmanın önlenmesi davalarının büyük çoğunluğu dayanağını 4721 s. TMK'nun 683. maddesinden almakta ise de bu madde kapsamı dışında kalan ve özel maddeler ile düzenlenen el atmanın önlenmesi davaları da mevcuttur. Kanunun genel nitelikli bu maddesi ve özel kanunlardaki öteki hükümleri ile mülkiyet hakkının her türlü zarar verici davranışlara karşı korunması amaçlanmıştır. Mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin malik tarafından gereği gibi kullanılmasını önleyen ve 3. kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak "haksız el atmanın önlenmesi", "taşkınlığın giderilmesi, durdurulması için, el atmanın önlenmesi davası" hakkı tanınmıştır. Burada önemle vurgulanmalıdır ki, Yasa hükmünde “haksız el atmadan” söz edilmiş olması karşısında, bütün bu davranışların haksız olması, davalının bir hakka dayanmaması gerekli ve yeterlidir....

    Dolayısı ile davacının kar kaybı talebi yerinde olup, yine yukarıda ayrıntılarına yer verilen bilirkişi raporu ile 35 günlük mahrum kalınan kar kaybı olarak tespit edilen bedel üzerinden bu yöndeki talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Neticeten, davanın kısmen kabulü ile; davacının bakiye hasar tazminatı alacağının bulunmaması sebebiyle hasar tazminatı talebinin reddine, mahrum kalınan kar kaybı talebinin yerinde olması sebebiyle kar kaybı tazminatı talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Maddesine dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir....

      Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

      Bu durum karşısında; iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriği dikkate alındığında, açıkça TMK 683. maddesine dayalı haksız el atma ve buna bağlı ecrimisil talep edilmiş olmasına göre, bu uyuşmazlığın TMK 683. maddesi çerçevesinde ve davalının savunması kapsamında deliller eksiksiz toplanarak taşınmaza el atmanın vaki olup olmadığı, kullanım söz konusu ise bunun haklı ve hukuki bir ilişkiye dayanıp dayanmadığının irdelenmesi suretiyle çözümlenmesi gerektiği açıktır. Bu durum karşısında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi hakkında HMK 2. Maddesi hükmü gereği davaya bakma görevi Asliye hukuk mahkemesindedir....

      UYAP Entegrasyonu