Aile Mahkemesinin 12/01/2016 tarihli kararı ile müşterek çocuk Yusuf Berk için aylık 300 TL iştirak nafakası takdir edildiğini, ilgili kararın 03/03/2016 tarihinde kesinleştiğini, aradan geçen 6 yılda değişen ekonomik şartlar müşterek çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, bu nedenle çocuk için takdir edilen aylık 300 TL iştirak nafakasının aylık 1.750 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl ÜFE artış oranına göre arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için takdir edilen aylık 300 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500 TL'ye çıkarılmasına, takdir edilen iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, önceki nafaka arttırım davası ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının aylık 150,00 TL'ye yükseltildiğini, kira ödediği, müşterek çocuğun büyüdüğü ve ihtiyaçlarnın artması nedeniyle nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 600,00 TL'ye ve müşterek çocuk için de iştirak nafakasının aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, maddi durumunun iyi olmadığını, yeniden evlendiğini, çocuğu olduğunu, davacının çalıştığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı-karşı davacı, karşı davada; işsiz olduğunu maddi zorluklar çektiğini belirterek, müşterek çocuklar adına hükmedilen ayrı ayrı 300,00 TL iştirak nafakasının ayrı ayrı 200,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacı vekilinin iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile dava tarihi olan 24/08/2020 tarihinden itibaren müşterek çocuk Asel lehine aylık 650 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Dava dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar için hükmedilen 100 TL ve 150 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 500 TL'ye, müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının 400 TL'ye ve 450 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı; talep edilen nafakaları ödeme gücünün olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili; müvekkilinin...inin eğitim hayatı devam ettiği için, reşit olması sebebiyle nafaka davası açmasına gerek olmadığını belirterek davanın reddini, müvekkili lehine hükmedilen iştirak nafakasının usul ekonomisi bakımından yardım nafakası olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davalının 06/02/2013 tarihi itibariyle reşit olduğu, ancak halen öğrenci olduğu, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, eğitimi devam eden müşterek çocuğa, reşit olsa dahi TMK'nun 328/2 maddesi uyarınca eğitimi sona erinceye kadar ana ve babanın durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde bakmakla yükümlü oldukları, davalı yararına hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılıp, davalı tarafından yeniden dava açmasına gerek olmadığı belirtilerek, davalı için ödenmekte olan aylık 400 TL iştirak nafakasının kaldırılması isteminin reddi ile iştirak nafakasının yardım nafakası olarak devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükümde yer alan “yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL’ye....iştirak nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL’ye” ibarelerinin karar metninden çıkartılarak sırasıyla yerlerine takdiren “yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL’ye...iştirak nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL’ye” ifadelerinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 31.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
lehine ayrı ayrı 100 TL iştirak nafakasının hükme bağlandığını ,boşanmadan sonra müvekkilinin yeniden evlendiğini, yeni evliliğin getirdiği ek külfet ve düşük gelir durumu nedeni ile nafakayı ödemekte zorlandığını , bu nedenle davalı- karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını, bunun olanaksız olması halinde hakkaniyete uygun indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....
-TL iştirak nafakasının fahiş olmadığını belirterek, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi istemiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) ve müşterek çocuklar yararına iştirak nafakası istemine ilişkindir. Bilindiği üzere Anayasa’nın 141. maddesi gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olması gereklidir. Gerekçenin önemi Anayasal olarak hükme bağlanmakla gösterilmiş olup gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1- c maddesi, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiğini açıklamıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını, kararın 11/01/2021 tarihi ile kesinleştiğini, müvekkil lehine 400,00TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine ise 400,00TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, belirtilen nafaka tutarlarını davalı ödese dahi değişen ekonomik düzen ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının düzenlenmesi gereğinin doğduğunu, davalının esnaf olduğunu, döner salonu işlettiğini, aylık 7.000,00- 10.000,00TL arası gelirinin olduğunu, müşterek çocuğun öğrenci olduğunu, giyim, gıda, kırtasiye ve diğer giderlerinin bulunduğunu bu sebeplerle müşterek çocuğa hükmedilen aylık 400,00TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 1.500,00TL'ye çıkartılmasını ve müvekkili lehine hükmedilen 400,00TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden başlamak üzere 1.500,00TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....