Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 2008/22-199 Esas Karar sayılı ilamı ile aylık 275,00 TL ye çıkartılarak her yıl enflasyon oranında artışa tabi tutulmasına karar verildiğini, hali hazırda iştirak nafakasının aylık 555,74 TL ye yükseltildiğini, kendisinin ikinci evliliğini yaptığını, ikinci evliliğinden 3 çocuğunun olduğunu, iştirak nafakasını ödemekte zorluk çektiğini, bu nedenlerle iştirak nafakasının kaldırılmasına aksi takdirde iştirak nafakasının aylık 175,00 TL ye indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir ....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; müşterek çocuk lehine hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası miktarının arttırılarak ÜFE oranında artış yapılması, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişkinin yatılı olmayacak şekilde düzenlenmesi, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, lehine hükmolunan tazminatların miktarları yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek vekili hükmün; boşanma, velayet, çocukla kişisel ilişkisi ve davacının yoksulluk nafakası isteminin reddi kısımları hariç olmak üzere; kusur belirlemesi, aleyhine hükmolunan tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarı ile ziynet alacağı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğe kusur olarak yüklenen hamilelik döneminde eşi ile ilgilenmediği vakıasından sonra evliliğin devam etmiş olması sebebiyle bu kusurlu davranışın kadın tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğu ve erkeğe kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı ancak İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de tam kusurlu olduğu ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarlarının az olduğu gerekçesiyle; erkeğin kusur belirlemesine, kadının da tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile erkeğin kararın gerekçesinde açıklandığı şekilde tam kusurlu olduğunun tespitine, İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatlar, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına ilişkin hükümlerinin kaldırılarak ortak çocuk lehine aylık 700,00 TL iştirak...

      İlk Derece Mahkemesince; davacı-karşı davalı kadının, iştirak nafakasının artırılması talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile, İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi'nin 2015/439 Esas 2015/655 Karar sayılı davasında müşterek çocuk Mert için takdir edilen 1.500 TL iştirak nafakasının, karar tarihinden itibaren 2.500 TL artırılarak 4.000 TL'ye çıkarılmasına, müşterek çocuklar Demir ve Batu için ayrı ayrı takdir edilen 1.000'er TL iştirak nafakasının, karar tarihinden itibaren 2.000'er TL artırılarak 3.000'er TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesinin 2019/1559 E. 2021/1975 K.sayılı ilamı ile esastan reddine karar verilmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, iştirak nafakasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

      Davacı- Davalı taraf hükmedilen iştirak nafakası ile reddedilen asıl davadaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasını talep etmiştir. Dosya kapsamından, birleşen dava yönünden kabul edilen iştirak nafakasının miktarının, bir yıllık toplam tutarının 400x12= 4.800 TL olduğu, reddedilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarı 350x12=4.200 TL, reddedilen iştirak nafakasının ise 300x12=3.600 TL olduğu, kararı davacı- davalı istinaf ettiğinden kararın kabul ve ret edilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, bu durumda davacı- davalı tarafın kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacı-davalının istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Hukuk Mahkemesinin 2019/40 Esas sayılı dosyası ile takdir edilen aylık 700,00 TL iştirak nafakasının aylık 800,00 TL'ye, müşterek çocuk Yusuf için takdir edilen aylık 500,00 TL iştirak nafakasının aylık 600,00 TL'ye çıkartılmasına, karşı davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 200 TL yoksulluk, 100 TL iştirak nafakasının aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 500 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı yargılamaya gelmemiş, cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 400 TL’ye, iştirak nafakasının 250 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmektedir. ......

        Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 150 TL yoksulluk nafakasının ve 75 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 300 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 175 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; nafaka artırım taleplerinin fahiş olduğunu, boşanmanın üzerinden bir yıl geçtiğini, davalının gelirinde bir artış olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....

          Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. İlk derece mahkemesince müşterek çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki uygun olup davacı kadının bu yöndeki istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle, davacı kadının maddi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacı kadının sair istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı kadının maddi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarına istinaf talebinin KABULÜNE, Cizre 1....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde; 2009 yılında boşanma davasıyla birlikte davacı için 200 TL yoksulluk, müşterek çocuk için 200Tl iştirak nafakasına hükmedildiğini, işsiz olduğunu, nafakaları ödeyemediğini, nafaka borçlarını ödeyememesi nedeniyle hapis cezası aldığını, bu nedenlerle iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında,yoksulluk nafakasına hükmedildiği tarih ile şimdiki davanın açıldığı tarih arasında davalının gelir düzeyinde bir değişiklik bulunmadığını bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davacının ekonomik gelirinin ve menkul ve gayrimenkul varlığının bulunmadığı gerekçe gösterilerek iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu