ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 13/08/2015 Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davadaki istem: mahiyeti itibariyle iştirak nafakası niteliğindedir. Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde iştirak nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu tedbir nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve iştirak nafakası miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Davalı erkek tarafından ilk derece mahkemesince iştirak nafakası miktarına ilişkin kararı istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden, davalı erkeğin iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,...
İcra Müdürlüğü'nün 2014/1927 sayılı takip dosyasında velayeti anne ...’a verilen müşterek çocuk ... alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. O halde, yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/5795 Esas sayılı takip dosyasında velayeti anne ...’a verilen müşterek çocuk ... alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. O halde, yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece taleple bağlı kalınarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(TMK. 328/1)Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Somut olayda; davacı tarafından velayetleri kendi üzerinde bırakılan müşterek çocuklar Sara ve Anıl adına davalıdan iştirak nafakası talep edildiği, mahkeme tarafından Sara lehine dava devam ederken 18 yaşını ikmal ettiği gerekçesiyle iştirak nafakası yerine yardım nafakasına hükmedildiği, dosyanın incelenmesinde Sara'nın dava devam ederken kendi adına avukatı için ayrıca vekalet verdiğine dair vekaletname ibraz edilmediği ya da Sara tarafından yardım nafakası talebini içerir bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere iştirak nafakası çocuklar 18 yaşını dolduruncaya kadar devam eder. 18 yaşın hitamı ile kendiliğinden sona erer. Mahkeme tarafından yapılacak iş sadece Sara açısından da iştirak nafakasının kabulü veya reddi yönünde bir hüküm kurmak olmalıdır....
DAVA TÜRÜ : İştirak ve Yoksulluk Nafakası Arttırılması-Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından, yoksulluk nafakası arttırımı talebinin reddi, iştirak nafakası miktarı ile.... velayetine ilişkin olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2016 (Çrş.) ......
tedbir ve iştirak nafakası talep ettiği halde, istek aşılarak dava tarihinden itibaren 300 TL. tedbir nafkasına ve kararın kesinleşmesinden sonra da iştirak nafakası olarak devamına karar verilmesi (HMK.md.26) doğru olmamış ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Asıl dava; davalılardan Şenay ve Büşra için takdir olunan yoksulluk nafakasının indirilmesi, Nurcan için takdir olunan iştirak nafakasının sona erdiğinin tespiti veya indirim yapılarak iştirak nafakası olarak devamına ilişkindir. Birleşen dava ise Şenay, Büşra ve Nurcan için takdir olunan yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Somut olayda davacı, davalılardan Nurcan'ın reşit olduğu tarihte iştirak nafakasının kalkmış olduğunun tespitini veya bu nafakanın indirilerek yardım nafakası olarak devamına karar verilmesini istemiştir. Dava tarihi itibariyle açılmış ve hükmolunan yardım nafakası bulunmadığı halde, iştirak nafakasının indirilerek yardım nafakası olarak devamı doğru değildir. TMK 328/1. maddesinde; “ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder” düzenlemesi yer almaktadır. İştirak nafakası çocuğun reşit olması ile kendiliğinden sona erer....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı ... lehine aylık 200 TL iştirak nafakası takdiri ile dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- 04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı göre olayları izah taraflara, kanunları resen uygulamak ve dolayısıyla hukuki nitelendirmede bulunmak hakime ait bir görevdir. Somut olayda; davacı, dilekçesinde iştirak nafakası talebinde bulunmuş ise de davacı 18 yaşını doldurmuş olup talep ettiği nafakanın niteliği ‘’yardım nafakası’’dır. Mahkemece hükümde davacı yönünden kabul edilen nafakanın iştirak olarak nitelendirilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Davacı lehine iştirak nafakası ödediği çocuğun reşit olduğunu ve çalışmaya başladığını ileri sürerek hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını ve davalıya çocuğun çalışmaya başladığı tarihten itibaren ödememiş olduğu nafakaların iadesini talep etmektedir. TMK. 182/2. Maddesinde; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” denilmektedir. Ayrıca kanunun 327- 334 maddeleri arasında ebeveynlerin mali yükümlülükleri düzenlenmiştir. İştirak nafakası çocuk reşit oluncaya kadar veli olan ebeveyne çocuğun giderlerine katkı amacıyla ödenen bir nafakadır. Çocuk 18 yaşını ikmal ettiğinde reşit olduğundan velininde velayet hakkı kalkar. Bu durumda hükmedilmiş olan iştirak nafakası da mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkar. Davacının iştirak nafakası talebi yönünden devam eden bir iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bu talep yönünden karar verilmesine yer bulunmamaktadır....