Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi ile davacının cezaevinde kaldığı süre için nafaka ödemesinin durdurulması talebine ilişkindir. Tarafların anlaşmalı boşanma kararından sonra, davacı kendi eylemleri nedeniyle cezaevinde olup, hakkında verilen mahkumiyet kararı kesinleşmiştir. Anlaşmalı boşanma ile hüküm altına alınan iştirak nafakasının kaldırılmasını/indirilmesini veya durdurulmasını talep eden davacı fevkalade hal ve şartların çıkmasına kendi kusuru ile sebebiyet vermiştir. Hiç kimse kendi kusurundan fayda sağlayamaz. Hal böyle olunca; mahkemece, iştirak nafakasının kaldırılmasına ya da durdurulmasına ilişkin talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın KABULÜ ile, tarafların TMK 166/1. maddesi uyarınca BOŞANMALARINA, Tarafların reşit olmayan müşterek çocuğu 01.10.2020 doğumlu ALİ KEMAL KUŞ'un velayet hakkının davacı anneye VERİLMESİNE, Tarafların müşterek çocuğu ALİ KEMAL KUŞ ile davalı baba arasındaki şahsi ilişkinin, müşterek çocuğun yaşı da göz önüne alınarak Cumartesi ve Pazar günleri saat 13:00 – 18:00 saatleri arasında davacı annenin refakati eşliğinde tesisine, Mahkememizin 02.02.2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile takdir edilen AYLIK 500 TL TEDBİR NAFAKASININ tahsilde tekerrüre mahal vermemek kaydıyla AYNEN DEVAMI ile tedbir nafakasının müşterek çocuk için davalıdan alınarak velayeten davacı anneye verilmesine, tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra İŞTİRAK NAFAKASI OLARAK DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, TMK'nun 174. maddesi gereğince, 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin...

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/532 KARAR NO : 2022/664 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KÖRFEZ AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/12/2020 NUMARASI : 2020/174 ESAS, 2020/647 KARAR DAVA KONUSU : İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Kocaeli 3....

in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından hırsızlık suçu ile ilgili olarak "TCK’nın 143/1. maddesinin uygulanmasına" ilişkin bölümün çıkarılarak, TCK'nın 62. maddesi uyarınca bulunan 1 yıl 9 ay 20 gün hapis cezasının kaldırılarak 1 yıl 8 ay hapis cezasının indirilmesi suretiyle, yine konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden, cezanın alt sınırdan belirlendiği göz önüne alınarak TCK'nın 116/1-4. maddesi uyarınca verilen 1 yıl hapis cezasının TCK'nın 116/1. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasına dönüştürülmesi, buna bağlı olarak da TCK'nın 62. maddesi uyarınca bulunan 10 ay hapis cezasının 5 ay hapis cezasına indirilmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.11.2013...

    Ancak; Sanık hakkında TCK'nın 142/1-b maddesi uyarınca belirlenen 3 yıl hapis cezasından aynı Kanun'un 143. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapılırken 3 yıl 9 ay yerine 4 yıl hapis cezasına, bu cezanın aynı Kanun’un 35/2. maddesi uyarınca 1/2 oranında indirilmesi sırasında 1 yıl 10 ay 15 gün yerine 2 yıl hapis cezasına, devamla bu cezanın aynı Kanun'un 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilmesi sırasında 1 yıl 6 ay 22 gün yerine 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle fazla ceza tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322.maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde '' TCK'nın 142/1-b maddesi uyarınca belirlenen 3 yıl hapis cezasından aynı Kanun'un 143. maddesi gereğince 1/4 oranında artırım yapılarak 3 yıl 9 ay hapis cezasına, aynı Kanun’un 35/2. maddesi...

      ; sanık ... hakkında TCK.nun 154/1. madde ve fıkrası uyarınca hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezasına esas alınan 30 günün 5 güne, TCK.nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak hükmolunan 25 günün 4 güne, mahkemenin takdirine uygun olarak TCK.nun 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 liradan hükmolunan 500 TL adli para cezasının 80 TL'ye indirilmesi suretiyle hükmün (DÜZELTİLEREK ONANMASINA), 08.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; Sanıklar hakkında TCK'nın 142/2-d maddesi uyarınca belirlenen 3 yıl 6 ay hapis cezasının aynı Kanun'un 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilmesi sırasında 2 yıl 11 ay yerine 3 yıl 1 ay olarak fazla hesaplanması, Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, TCK'nın 142/2-b maddesi gereği belirlenen 3 yıl 6 ay hapis cezasının, aynı Kanun'un 62. maddesi gereği 1/6 oranında indirilmesi ile sonuç cezanın 2 yıl 11 ay olarak belirlenmesine karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....

          Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası miktarı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır....

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının hasren yapılan incelemesine gelince; Davacı-davalı erkeğin iştirak nafakasının azaltılmasına dair davasının reddine karar verildiğine göre, dava konusu iştirak nafakasının indirilmesi talep edilen bedelin toplam bir yıllık tutarı üzerinden davalı-davacı kadın yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken (AAÜT m.9), maktu vekalet ücretine hükmolunması ve davalı-davacı kadının, ön inceleme tutanağı imzalanmadan davasından feragat ettiği dikkate alınmaksızın, feragat nedeniyle reddine karar verilen davası yönünden hükmolunacak vekalet ücretinin yarısının takdir olunması gerektiği (AAÜT m.6) de düşünülmeksizin, her iki dava yönünden yazılı olduğu şekilde vekalet ücreti takdiri usul...

            UYAP Entegrasyonu