Ltd.Şti'' yetkililerinin sahte fatura düzenlemek suçuna iştirak ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın suçlamayı kabul etmemesi, sanaığın suçuna iştirak ettiği iddia edilen ... hakkında "ceza tertibine yer olmadığına dair" karar verilmesi ve sanık hakkında düzenlenen raporlarda sanığın sahte fatura düzenleme suçuna ne şekilde iştirak ettiğinin belirtilmemesi karşısında, gerçeğin ve iştirak iradesinin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; faturaları kullanan kişi ya da şirket yetkilileri dinlenip, sanığı tanıyıp tanımadıkları, faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları ve faturaların verilmesine sanığın iştiraki olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması, gerekli görülmesi halinde, düzenlenen faturalardaki yazı ve imzaların sanık ...’ye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca muhasebecilik mesleği gereği...
Yoksulluk nafakası yönünden hükmün ONANMASINA, İştirak nafakaları yönünden ise, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, iştirak nafakasının niteliği, müşterek çocukların yaşları ve ihtiyaçları, eğitim durumları ve eğitim giderleri, davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında, artırılan iştirak nafakalarının miktarları az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış olup iştirak nafakaları yönünden hükmün bozulması gerekmiştir. Diğer yandan, yargılama giderleri ile ilgili olarak hüküm kurulmamış olmasıda doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
çocuklar yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, küçüklerin yaşı eğitim ve bakım giderleri ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği” yönünden bozulmuş, mahkeme tarafından bozma ilamına uyulmuş ve müşterek çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmiştir....
KARŞI OY YAZISI İştirak nafakası aile mahkemesince re'sen hükmedilen nafakadır. Taraflarca açıklanan miktar sadece bir temenni niteliğindedir. Açıklama zorunluluğu da bulunmamaktadır. Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocuk ana ve babasına karşı da korunur. Çocuk yetersiz iştirak nafakası isteyen ana ya da babasına karşı da korunur. Örneğin anlaşmalı boşanma davasında iştirak nafakası istemediğini açıklayan eşe kesin hükme rağmen ertesi gün açtığı davada pekala iştirak nafakası verilmektedir. İstek aşılamaz denilmemektedir. İştirak nafakası talebe bağlı olsa idi her boşanma davasında yoksulluk nafakası uygulamasında olduğu gibi miktarın açıklanması aranır idi. Oysa böyle bir uygulama Yargıtay tarihinde yapılmış değildir....
Bu durumda davalı-karşı davacı kadının nafakalara yönelik istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.” şeklinde iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğinin belirtilmesine karşın, kararın hüküm fıkrasında “Davalı-karşı davacının ortak çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasına yönelik istinaf isteminin kabulü ile; Diyarbakır 1. Aile Mahkemesinin 27/07/2015 tarih, 2015/573 esas sayılı hükmünün 6 nolu maddesinin kaldırılmasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren ortak çocuklardan ...için aylık 500,00 TL,...için aylık 300,00 TL iştirak nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” yazılmak suretiyle iştirak nafakası yönünden gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratılmıştır. İştirak nafakası yönünden hüküm ile gerekçe arasında yaratılan bu çelişki bozma sebebi olup hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda "bozmaya konu yapılmayan boşanma ve iştirak nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilerek iştirak nafakası yönünden hüküm kurulmamıştır. Dairemizin 2016/23910 esas, 2018/10942 karar sayılı bozma ilamı ile açıkça iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının henüz incelenmediği belirtilmiş olup iştirak nafakasına ilişkin kesinleşen bir karar bulunmamaktadır. O halde, tarafların iştirak nafakası talepleri hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerketirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde, 180 TL olan iştirak nafakasının yetersiz olduğunu, çocuğun özel anadolu lisesine gittiğini belirterek, iştirak nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı, cevap vermediği gibi duruşmaya da katılmamıştır. Mahkemece; iştirak nafakasının aylık 120 TL artırılarak 400 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı erkek eş 200 TL. iştirak nafakası ödeyecek ekonomik güce sahiptir....
Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...'nın çalışmaya başladığını, davalı ...'nın ise ... yaşını doldurduğunu belirterek, 50 TL yoksulluk nafakası ile 160 TL iştirak nafakasının kaldırılmasını, mümkün değil ise indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap – karşı dava dilekçesinde; davanın reddine; küçük ..... için 130 TL olan iştirak nafakasının 200 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı 20/02/2020 havale tarihli istinaf dilekçesi ile özetle, tarafların anlaşmalı boşandığını, davacının anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakası talep etmediğini ancak boşanmadan sonra çalışmadığı ve herhangi bir geliri olmadığından, üç çocuğa bakmakta zorlandığını iştirak nafakasının kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu sebeple hakimin, velayet hakkı sahibi talepte bulunmamış olsa dahi iştirak nafakasına hükmedebileceğini, boşanma davalarından sonra da bağımsız bir dava ile iştirak nafakası talebinde bulunmanın mümkün olduğunu, iştirak nafakasının boşanma davasında talep edilmemesinin o hakkı ortadan kaldırmayacağını, açıklanan sebeplerle; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; anlaşmalı boşanma sonrasında açılan iştirak nafakası istemine ilişkindir....