Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, şikayetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer'isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir. İcra takibinin dayanağı ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/91 Esas 2010/98 Karar sayılı ilamında müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar tedbir nafakasının tahsili için ilamın kesinleşmesi gerekmez ise de dayanak ilamda iştirak nafakasına hükmedilmiş olup iştirak nafakası ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceğinden ilam kesinleşmeden takibe konu edilemez. Mahkemece bu husus gözardı edilerek şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir....

    ün ergin olduğu ve bozma ilamında sadece çocuklar ... için takdir edilen iştirak nafakalarının az olduğu belirtildiği ve müşterek çocuk ... yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarı kesinleştiği halde, bozmadan sonra verilen kararda ... yararına yeniden ve 300 TL olarak iştirak nafakası takdiri doğru olmamıştır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      Mahkemece davacının iştirak nafakası haricinde kendiliğinden çocuk için yapmış olduğu yurt giderleri ve harici giderlerin iştirak nafakasından mahsup edilmesini talep edilemeyeceği, bu konuda davalı anne ile yapılmış bir anlaşmanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde iştirak nafakası bedellerinin bir kısmının davalının hesabına yatırdığını da beyan etmiş, bu yöne ilişkin delillerini de bildirmiş ise de mahkemece davacının bildirdiği deliller toplanıp, değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında davalının iştirak nafakası bedelinin davalının hesabına yatırdığını belirttiğine göre bu hususa ilişkin delillerinin toplanarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; davalı ile arasında görülen boşanma davasında velayeti kendisine verilen müşterek çocuk Şilan Yüksel için hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz hale geldiğini, ayrıca boşanmadan sonra doğan müşterek çocuk Döne Irmak için nafakaya hükmedilmediğini ileri sürerek; müşterek çocuk Şilan Yüksel lehine hükmedilmiş olan iştirak nafakasının 300 TL ye yükseltilmesini, müşterek çocuk Döne Irmak için ise aylık 300 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          Bu doğrultuda davalının tüm, davacının hükmedilen iştirak nafakasının artış miktarının azlığına dair istinaf başvurularının reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin hükmedilen iştirak nafakasının gelecek yıllarda artış miktarının düzenlenmemesine dair istinaf başvurusu yönünden ise; iştirak nafakasına hükmedilen ilk ilamda tarafların anlaşmaları uyarınca hükmedilen iştirak nafakasının gelecek yıllarda % 10 oranında artacağına dair bir düzenleme bulunmaktadır. Davacı dava dilekçesinde ise artışın TÜİK tarafından açklanan ÜFE oranında yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bu kapsamda hükmedilen iştirak nafakasının TMK.nun 184/4. maddesi uyarınca gelecek yıllarda ne miktarda artacağının ve ödeneceğinin düzenlenmesi gerekmektedir. İlk ilamda karar verilmiş olan % 10 artış çocuğun giderlerini karşılamada günün ekonomik koşulları ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde yetersizdir....

          Dairemizin 2017/6887 esas, 2018/12105 sayılı, 30.10.2018 tarihli kararı ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası çok bulunarak karar bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yeniden tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış ve "Çocuk lehine hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren 150 TL artırılarak aylık 440,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacı anneye verilmesine" şeklinde hüküm kurulmuştur. Ancak iştirak nafakası ile ilgili olarak verilen kararda artış miktarı yanlış yazılarak 440,00 TL bulunması gerekirken, 450 TL olarak hesaplanmıştır. İştirak nafakasının 140,00 TL artırılarak 440,00 TL olarak kabul edilmesi gerekirken, bu hesap hatası ile 450,00 TL olduğu kabul edilip yanlış bedele hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

            Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırılarak hükmün ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının fazla olduğundan bahisle bozulmasına karar verildiğinden, davacı kadının karar düzeltme isteminin iştirak nafakası yönünden kabulüyle, Dairemizin 25.06.2018 gün ve 2016/20996 esas - 2018/8031 karar sayılı kısmen onama, kısmen bozma ilamının iştirak nafakası yönünden kaldırılmasına hükmün iştirak nafakası yönünden de onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple davacının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442. maddeleri gereğince KISMEN KABULÜNE, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple Dairemizin 25.06.2018 gün ve 2016/20996 esas - 2018/8031 karar sayılı kısmen onama-kısmen bozma ilamının iştirak nafakasına yönelik bozma kısmının kaldırılmasına, hükmün iştirak nafakası yönünden de ONANMASINA, davacı kadının diğer hususlara ilişkin karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda (1.)...

              450 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın iştirak nafakası yönünden davacı tarafından süresinde temyizi üzerine, Dairemizin 17.11.2015 tarih 2015/21787 esas 2015/21504 karar sayılı kararı ile reddedilen yıllık nafaka tutarının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kaldığından bahisle temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir....

                Dava, İştirak nafakasının artırımı ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; tarafların Mersin 6. Aile Mahkemesi'nin 2013/552 esas 2015/490 karar sayılı ilamı ile boşandıkları, müşterek çocukları Zeynep İrem ve Sinem yararına 350,00.TL'şer iştirak nafakasına hükmedildiği, hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığı, çocukların masraflarının arttığını belirterek müşterek çocuklar için ödenmekte olan aylık 350,00.şerTL iştirak nafaksının aylık 2.000,00.'...

                Davalı erkek, kararı münhasıran tedbir ve iştirak nafakalarına yönelik olarak istinaf ettiğinden, ilk derece mahkemesinin kararı tedbir ve iştirak nafakaları dışında kalan bölümler yönünden kesinleşmiştir. Davadan feragat, davaya son veren bir taraf işlemidir (HMK m.307) ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Davadan feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve karşı tarafın kabulüne bağlı değildir (HMK m.309). Davacı kadın vekilinin 16.06.2020 tarihli feragat dilekçesi nazara alınmak suretiyle, kararın kesinleşmeyen tedbir ve iştirak nafakalarına ilişkin bölümleri yönünden kaldırılarak, vaki feragat nedeniyle kadının çocuk için istediği tedbir ve iştirak nafakası ile kendi yararına talep ettiği tedbir nafakasının reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; I- 1- Davalı T3'ın istinaf talebinin kabulü ile Antalya 8....

                UYAP Entegrasyonu