Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabulüne, takibin itiraz edilen kısım yönünden 27.020,38 TL bakiye asıl alacak, 10.686,56 TL işlemiş temerrüt faizi ve 534,33 TL gider vergisi olmak üzere toplam 38.241,27 TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %126 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı takibe konu edilen asıl alacağın 30.000 TL lık kısmı ile takipte talep edilen işlemiş faiz miktarı ve faiz oranına itiraz etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe karşı borçlu vekilinin, işlemiş ve işleyecek faiz miktarının fahiş olup bu hususun 3095 sayılı Faiz Kanunu'na aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek faize itiraz ettiği; mahkemece, taraflar arasında temerrüt faiz oranının sözleşme ile kararlaştırılmış olup alınan uzman bilirkişi raporuna göre talep edilen faiz miktarında fazlalık bulunmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayet konusu icra emrinde takip öncesi işlemiş faize süresi içinde herhangi bir itiraz bulunulmadığını, işlemiş faize ilişkin 70.280,89- TL tutarın bu haliyle kesinleştiğini, takip sonrası işleyecek faiz miktarına ilişkin devirsel hesaplamanın takip yılı olan 2020 yılı açısından işbu aşamada yapılamayacağını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir....

      Bu durumda işlemiş faize ilişkin itirazın iptali isteminin reddi gerekirken, ödeme talebini içermeyen soyut fatura tebliği ile temerrüdün oluş-tuğundan bahisle işlemiş faiz alacağı yönünden davanın kabulü doğru olmamıştır. Borçlar Kanununun 104/III maddesine göre faize faiz yürütülmesi mümkün olmadığı ve esasen 20.01.2009 tarihli takip talebinde yalnızca ana paraya takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması talep edildiği halde kanuna ve takip talebine aykırı olarak faize faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırıdır. Dava konusu alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden ve alacak miktarı bilirkişilerce çıkarılacak kesin hesap sonucunda belirleneceğinden icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddi yerine, alacak miktarının bilinebilir ve likit olduğundan bahisle %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesi de doğru bulunmamıştır....

        Hukuk Dairesinin yerleşik ilamlarına göre kaçak kullanım bedellerine KDV dahil faiz işletilmesi ve işleyen faize KDV uygulanmaması yönünde olduğu, Davacının 6183 sayılı yasa kapsamında bulunmadığından gecikme zammı talep edemeyeceği, ancak Yönetmelik hükmüne göre gecikme zammı oranında gecikme faizi talep edebileceği, bu çerçevede davacının itirazının mevzuata ve Yargıtay ilamlarına uygun düşmediği, kök rapordaki görüş ve kanaatimin korunduğu, Davacının takip tarihi itibariyle 3.965,79 TL asıl alacak, 553,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.519,02TL talep edebileceği, yapılan takipte 99,58 TL fazlalık olduğu, Haksız fiillerde işlemiş faize KDV uygulanması yönündeki davacı iddiasının kabulü halinde; davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının 3.360,84 TL asıl alacak, 604,95 TL asıl alacak KDV'si, 493.20 TL işlemiş faiz, 88,78 TL işlemiş faiz KDV'si olmak üzere 4.547,77 TL ve takipte 70.83 TL fazlalık olacağının hesaplandığı görüş ve kanaatini bildirmiştir....

          İcra Müdürlüğünün 2019/41892sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrinin müvekkillerinden Vedat Azizoğlu'na 30.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, dolayısı ile diğer müvekkilleri bakımından da davaya konu ödeme emrinde borçlu olarak yer aldıklarını öğrendiklerini, takibe konu senetlerin kambiyo vasfı taşımadığını, takip öncesi işlemiş sabit oranlı %25 oranındaki işemiş faize ve takip sonrası işleyecek faize ve oranına itiraz ettiklerini, müvekkilleri ile davalı arasında Balka Makinesine ilişkin Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, ayrıca devir sözleşmesinden sonra müvekkili Azizooğlu Best ......

          -TL olarak talep edildiğini, faiz miktarının usul ve yasaya aykırı olarak fahiş olarak hesaplandığını, işlemiş faizin yüksek olduğunu, işleyecek faizin de yasal olarak %10 iken alacaklı tarafça 13.75 faiz talep edildiğini, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiklerini, ödeme eminde alacaklının adresinin yazılması gerektiğini, takibe konu çekin aslı gibidir yapılmış bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiğini ileri sürerek, öncelikle yetki itirazının kabulü ile İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin iptaline, işlemiş ve işleyecek faize ve tüm ferilere itirazlarının kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunmayan diğer borçluların ikametgahı yetkili icra dairelerinin, İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olduğunu, İİK'nin 50. Madde atfıyla HMK'nin 7....

          Davacının takipte işlemiş faize yönelik istemde bulunduğu ve bu istemini açılan itirazın iptali davasında harçlandırarak dava konusu ettiği, davacının işlemiş faize ilişkin talebin değerlendirilmesinde ise; bir alacağa faiz talep edilmesi için ödeneceği tarihin kesin olarak bilinmesi taraflar arasında faiz yönünden bir sözleşme olması ya da borçlunun ihtar ya da ihbarla temerrüde düşürülmesinin gerektiği ancak davacı tarafından davalı adına keşide edilen temerrüt ihtarı ya da taraflar arasında sözleşme mevcut olmadığından davacı tarafın işlemiş faize ilişkin istemin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, alacağın likit olması sebebiyle kabul edilen asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, davalı tarafın cevap dilekçesi ile talep ettiği kötüniyet tazminat talebinin ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, ödeme emrine, borca, işlemiş faize, uygulanan faiz oranına ve yetkiye davalının itiraz ettiğini, bunun üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek ... 35.İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, ödeme emrine, borca, işlemiş faize, uygulanan faiz oranına ve yetkiye haksız olarak itiraz ettiğini bunun üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek icra takibine yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak açılan davaya cevap vermediği anlaşıldı....

              Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalıların 590,13 TL işlemiş akdi faize yönelik itirazlarının yerinde olduğu, 36.545,09 TL işlemiş temerrüt faizi, 19.133,76 TL işlemiş akdi faize yönelik itirazlarının ise yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtildikten sonra davalıların itirazının kısmen kabulü ile itirazın 509,13 TL'lik kısmı yönünden kabulü ile işlemiş faizin 36.545,09 TL temerrüt faizi, 19.133,76 TL işlemiş faiz ve diğer alacaklar yönünden devamına şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu durumda mahkemece takip konusu işlemiş faiz miktarlarından davalıların haksız olduğu anlaşılan miktarlar yönünden itirazlarının iptali ile bu miktarlar ve davalıların itiraz etmediği miktarlar gözetilerek takibin devamına karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak nitelikte davalıların itirazlarında haklı olduğu anlaşılan miktar yönünden itirazın kabulü şeklinde hüküm kurulmasında isabetsiz görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu