Borçlu belirli bir alacak için yapılan icra takibinde borcun bir kısmına itiraz etmek istediğinde, itiraz ettiği kısmı açıkça göstermek zorundadır. Borçlu buna uymaz ve borcun tamamına itiraz ederse, itirazın iptali davası sonucunda borçlu olduğu miktar bakımından icra inkâr tazminatı ödemekle yükümlüdür (Yargıtay 9.HD. 4.4.2008 gün 2007/14360 E, 2008/7511 K.). Alacağın likit olması şartıyla, itirazın iptali davası sonunda borçlunun itirazının kısmen kabulü halinde dahi kabul edilen kısım bakımından icra inkâr tazminatına hükmedilmelidir. İcra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konu olur. İşlemiş faiz isteği yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmesi durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz....
Diğer taraftan, takipten önce işlemiş faiz olarak talep edilen 279,62 TL için bir itiraz olmadığından takip işlemiş faiz miktarı yönünden kesinleşmiş olup, mahkemece işlemiş faize itirazın esasının incelenmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, yukarıda değinilen açıklamalar doğrultusunda, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, takipten önceki döneme ait olan ve itiraz edilmeksizin kesinleşen 279,62 TL işlemiş faiz alacağı sabit kalmak üzere, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, değişen oranlarda avans faizi üzerinden Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde hesaplama yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar dikkate alınmaksızın düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra takibinde işlemiş faiz için de takip tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olması durumunda, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi, faize faiz yürütülmesi anlamına gelir ki, Borçlar Kanununun 104/son maddesi ile 3095 sayılı Yasanın 3 üncü maddesi uyarınca faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Bu halde, asıl alacak bakımından takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir. Somut olayda, davalının ... 6. İcra Müdürlüğünün 2010/22669 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibinde talep edilen fazla mesai alacağı ile işlemiş faiz alacağına ilişkin itirazı bulunmaktadır....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/2555 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine başladığını, davalının takip miktarının tamamına ve işlemiş faize itiraz ettiğini, icra müdürlüğü tarafından davalının itirazı nedeni ile takip durdurulmasına karar verildiğini, ...'nın alacağı ertelemek amacı ile haksız olarak itirazda bulunduğunu, davalının işlemiş faize itirazının da haksız olduğunu iddia ederek davalının kötü niyetli itirazının kaldırılmasına, takibin devamına ve alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. B) Davalı cevabının özeti: Davalı vekili, yetkisizlik ve husumet itirazında bulunduklarını bu nedenle gerek alacak miktarına ve gerekse işletilmiş olan faiz miktarına itiraz ettiklerini, alacağın likit olmadığından icra inkar tazminatını da kabul etmediklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Ödeme emrinde asıl alacak 360.000,00 TL ve işlemiş faiz 123.563,84 TL olarak gösterilip, mahkemece de gerekçeli kararda davalının sorumlu bulunduğu miktarın 236.883,00 TL asıl alacak, 94.310,13 TL ve 10.291,23 TL işlemiş faiz olduğu belirtilmesine rağmen, 94.310,13 TL işlemiş faize takip tarihinden itibaren ve 10.291,23 TL işlemiş faize 18.07.2008 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini yani faize faiz yürütülmesini sağlayacak şekilde talebin aşılması suretiyle hüküm kurulması isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin zamanaşımı konusundaki ve sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buradan, takip konusu yapılan işlemiş faize yönelik itirazın da iptaline karar verildiği anlaşılır. Hükmün devamında, asıl alacak yönünden sonraki faiz başlangıcı olarak, takip tarihinin belirtilmesinde bir çelişki bulunmamakta olup; davacı Kurum vekilinin, her bir yersiz aylığın ödendiği tarihten itibaren faize karar verilmediğine yönelik temyiz itirazı yerinde bulunmamıştır. Ne ki; davalı, takibe konu işlemiş faize de itiraz etmiş olup; Mahkemenin, bu yönde bir inceleme yapmadan karar vermiş olması, isabetsiz bulunmuştur. 3- İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı ....Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin diğer davalılar tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek takip başlatıldığını, davalıların faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ....Şti. vekili, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalıların kredi borçlarını ödemedikleri, davacının talebinde kısmen haklı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalıların itirazı, işlemiş ve işleyecek faize yönelik olup, mahkemece davalılardan asıl borçlu .....
İsviçre Frangını 22.08.1997 tarihinde ödeyeceğini, yine 04.08.1997 tarihli belge ile de borç aldığı 500 USD' ını 01.10.1997 tarihinde ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen ödemediğini, bunun üzerine ilamsız takipte bulunduğunu ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalının Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2002/9486 takip sayılı dosyasında asıl alacak olan 500 USD ve 1500 İsviçre frangı ile 240.92. USD işlemiş faiz, 738.58 İsviçre Frangı işlemiş faize yönelik yapmış olduğu itirazının iptaline, İcra takibinin 1.500. İsviçre frangı asıl alacak, 738.58. İsviçre Frangı işlemiş faiz, 500 USD asıl alacak, 240.92....
Takip tarihinden önce işlemiş faize hükmedilebilmesi için davalıların BK.nun 101/son maddesi uyarınca temerrüde düşürülmüş olmaları gerekmektedir. Dosyada takipten önce davalılara temerrüt ihtarı tebliğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Nitekim bilirkişi raporunda da takipten önce davalıların temerrüde düşürülmedikleri yolunda ifadeler bulunmaktadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin ve işlemiş faize hükmedilmesinin gerekçeleri de açıklanmaksızın yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün diğer davalılar ... ve ... yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.09 .2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; Davacı tarafın Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin 2022/4408 Esas sayılı dosyasında davalıların 2.225,00- TL'lik kısma ilişkin itirazlarının kaldırılması talebinin reddine, davacı tarafın işlemiş faize itirazın kaldırılması talebinin kısmen kabulü ile 204.219,31- TL işlemiş faize davalıların yapmış olduğu itirazın kaldırılmasına, diğer kısım bakımından davanın reddine, davacı tarafın faiz oranına itirazın kaldırılması talebinin kabulü ile; davalıların faiz oranına ilişkin itirazının kaldırılmasına, davacı tarafın tazminat talebinin reddine, yönelik karar verildiği görülmüştür....