Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

E) HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: Dava, davalı şirket tarafından davalı aleyhine başlatılan takiplerde borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İnceleme 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır. b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır. c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır....

    Esas sayılı takip dosyası ile 01.04.2016 vade tarihli 500.000-TL bedelli senede dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla vekiledenine gönderilen ödeme emri ile 63.493,97-TL nin ödenmesi talep edilmiş ise de, takip konusu bonoda imzası bulunanlardan hiçbirisinin bonoda yazılı olan 500.000-TL'yi davalı bankadan almadığını, dolayısıyla söz konusu bononun gerçek bir borç karşılığı düzenlenmediğini, isbat külfetinin davalıda olduğunu ayrıca bono içeriğinde ihdas sebebi nakit olarak belirtilmiş ve bononun bu kayıtla bağlı olduğunu, bedel kaydının alacaklı tarafından ta'lili halinde de ispat yükünün temel borç ilişkisine dayanan alacaklı yanda olduğunu , davalı bankanın davaya konu bonoya dayalı olarak keşideci ve diğer müşterek borçlulara bu bedeli nakten ödediğini makbuz ya da hesaplarına aktarılmış havale, EFT yada virman işlem belgesi ile kanıtlaması gerektiğini beyanla, takibe konu olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/233 ESAS, DAVA KONUSU : Kurum İşlem İptali ve Borçlu olmadığının tespiti KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı SGK tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Dava konusu haksız işlemin dayanağı 2016 yılı eczane protokolünün 4.3.6. ve 5.3.2....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/05/2021 NUMARASI : 2018/407 ESAS - 2021/122 KARAR DAVA KONUSU : BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ, İSTİRDAT KARAR : Antalya 11....

      KARAR Borçlu vekili, mahkemece bağlanan nafakayı davalının hesap numarası bildirmemesi sebebiyle ödeyemediğini, kendisinin .... Müdürlüğü'ne gittiğini, davalının bildirdiği adrese 5.000 TL yi havale ettiğini, oğlunu arayarak 1.000 TL yi de....' e bıraktığını söylediğini, ancak davalının aynı gün kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, nafaka borcunun bulunmadığının tespiti ve takibin iptali talebine yönelik davada; borcun TMK'nun 182/2, 327 vd maddelerinden kaynaklandığı ve dolayısıyla "Aile Hukukuna" ilişkin bulunduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine, Aile Mahkemesi'nin görevli olduğuna karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Nezdindeki çalışmalarının 15.06.2006 tarihinde başladığı ancak bu çalışmaların 02.08.2007-21.04.2008 tarihleri arasındaki bölümünün bildirildiği, sigortalı adına 15.06.2006 tarihli işe giriş bildirgesi ile 15.06.2006-02.08.2007 tarihleri arasındaki dönem için ek aylık prim belgesi düzenlenmesi gerektiğinin tespit edildiği, bu hususları belirten Kurum yazısının davacıya 12.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacının itirazı üzerine komisyonun 11.03.2015 tarihli kararıyla itirazın reddedildiği, davacı tarafından komisyon kararının iptali,kendisinin ve Ateş Mob. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin prim borcu bulunmadığının tespiti talebiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın kabulüne,itirazın reddine dair komisyon kararının iptali gerektiğinin tespitine,davacının kuruma bu nedenle borçlu olmadığının tespitine hükmedilmiş ise de mahkeme kararı eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının Ateş Mob. İnş. San. ve Tic. Ltd....

          İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takipte borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, davalının kötü niyetli olması sebebiyle İİK/72/5 maddesi uyarınca alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır. b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır. c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır....

              Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır. b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır. c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır....

                UYAP Entegrasyonu