Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 5434 sayılı Yasa kapsamında dul aylığı almakta iken, 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince babası üzerinden de hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığına hak kazanıldığının ve aylıkların kesilmesine dair kurum işleminin iptali ile Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, haciz ihbarnamesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava dosyasındaki kayıt ve belgelere göre, dava dışı Cangül Treyler Oto San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait 1022442 numaralı işyerinin 2011/2,3,4,5,6....

    Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir eda (alacak) davasıdır. Yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. Takip alacaklısı tarafından takip borçlusuna karşı açılır. Borçlu bu davaya karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap dilekçesinde itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına da bakmaksızın bütün savunma sebeplerini bildirmelidir. Alacaklı bu davada alacağının varlığını 6100 sayılı HMK' ya göre caiz olan her türlü delille ispat edebilir....

      Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle düştüğünü ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun aslında bulunmadığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Ancak davalının alacağı kambiyo senedine dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer.------- Sayılı kararı da bu yöndedir.)Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir....

        İcra Müdürlüğü’nün 2010/8139 esas sayılı takip dosyasında da aynı sebepten ötürü borçlu aleyhine 22.04.2010 tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, takip sırasında borçlu vekili tarafından yetki, zamanaşımı ve borca itiraz edilmesi sebebiyle 12.05.2010 tarihinde takibin durduğu ve bu itirazın alacaklı tarafa tebliğ edilemediği anlaşılmış olup bu sebeple takibin halen derdest olduğu ve borçlu tarafından derdestlik itirazında bulunulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararın, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 2013/3632 esas 2014/2133 karar sayılı ilamıyla; ''davacı yetkili icra dairesinde dava açmış ve yetkili icra dairesinde takip yapmıştır. Derdest olan tek itirazın iptali dosyası eldeki dosyadır. Mahkemece işin esasına girilerek davanın görülmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır" gerekçesi ile bozulmuştur....

          , borçlu şirketin yetkilisinin vefatı halinde kayyum atanmasına gerek bulunmamadığını, kanunen de böyle bir zorunluluk olmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde her ne kadar 2012 yılında açılmış olan icra takibine ilişkin olarak işlem yapılmadığını ve bu zamana kadar beklemenin kendisi açısından borcun zamanaşımına uğratacağına beyan etmiş ise de davacı tarafa karşı açılmış olan tasarrufun iptali davasının karara çıkıp temyiz sonucu onama kararından sonra davacının karar düzeltme talebi neticesinde dosyanın Yargıtay aşamasında incelemede olduğunu, davacı tarafından bu nedenle bu iddiası hukuka aykırı olup yalnızca borçtan kurtulma çabası ile verilmiş beyanlardan ibaret olduğunu, çünkü icra takibinde borçlu gözüken şirket ile davacının icra takibi yönünden her hangi bir hukuki menfaati olmadığını, davacı icra dosyasında borçlu olmayıp sadece mahkemece kazanılan tasarrufun iptali davası nedeniyle icra dosyasından davacının üzerine kaçırılan taşınmazın satışına karar verildiğini, hukuki yarar...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava, Kurumca resen tahakkuk ettirilen prim ve ferilerine ilişkin borca yönelik Kurum işleminin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti, birleşen dava ise, ödeme emirlerinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 26.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak davacı dava dilekçesinde; 29/09/2014 ödeme tarihli 18.589,10- TL değerindeki faturanın iptali ile hakkaniyetine uygun yeni bir faturalandırma işlemi yapılmasına ve tespit edilen miktar dışındaki kısım için borçlu olmadığının tespitine ve 09.05.2014, 09.06.2014, 29.09.2014, 31.10.2014 tarihli faturalarda belirtilen miktarda borçlu olmadığının tespiti ile fazladan tahsil edilen bedeller için şimdilik 1.000.,00- TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davacı ıslah dilekçesiyle 09.05.2014, 09.06.2014, 29.09.2014, 31.10.2014 tarihli faturalara ilişkin talebini daraltarak, 29/09/2014 tarihli 18.589,10- TL miktarındaki fatura bakımından ise 12.440,49- TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir....

            KARAR Davacı özel hastane, davalı kurum ile aralarında imzalanan sözleşmeye aykırılık nedeniyle davalı kurum tarafından cezai işlem uygulandığını, oysaki sözleşme hükümlerine aykırılık olmadığını ileri sürerek davalı kurum tarafından uygulanan cezai işlemin iptali ile tahakkuk ettirilen 27.500,00 TL cezadan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, uygulanan cezai şartın iptali ve menfi tespit istemlerine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde davalı kurum tarafından haksız şekilde uygulanan işlemin iptali ve bu işlem karşılığı olan 27.500,00 TL den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir....

              ne BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE; Davacı tarafından davalı T3 'den kullanılan ön ödemenin Konut Finansmanı Sistemi Kredi Sözleşmesi nedeniyle toplam 162.564,00- TL kredi sebebiyle davalı bankaya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE; Davacının sözleşme kapsamında davalı Yeşil Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş.'ne ve davalı T3'ne ödediği bedelin iadesine ilişkin talebinin kabulü ile; 110.296,04- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ... " karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı T. T3 vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T....

              UYAP Entegrasyonu