Şti. vekilinin dava konusu materyaller ile ilgili olarak 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde hak sahipliğine ilişkin hukuken geçerli belgeleri ibraz etmediği (her ne kadar dosyaya ibraz edilen ... Noterliği tarafından tercüme edilen 30.08.2013 tarihli belge ile yeminli tercüman tarafından tercüme edilen 22.01.2010 tarihli belgede şikayetçi ... Bilgisayar Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin, Faronics şirketinin Türkiye’deki temsilcisi ve imtiyazlı ortağı olduğu belirtilmiş ise de, ... şirketinin, ... Bilgisayar Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti.’ne 5846 sayılı Kanun’da belirtilen mali haklardan hangisini devrettiği, Türkiye’deki hak sahipliği süresi ile suç tarihi itibarıyla hak sahipliğinin bulunup bulunmadığı hususları belirtilmediği anlaşılmakla) gözetildiğinde, sanık hakkında şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık ...'...
ün 1962 yılından beri sigorta kaydının bulunması üzerine Mahalli İskan Komisyonunun 27.04.2012 tarihli kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini, iptal kararına rağmen taşınmazın davalılar adına tapuda kayıtlı olduğunu beyanla tapu kaydının iptali ile her türlü takyidattan ari olarak Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., 1992 yılında hak sahibi olduğunu, davacı kurum adına her yıl ... Bankasının ...,...'de bulunan şubelerine ödemede bulunduğunu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, mülga 2510 sayılı İskan Kanununa göre hak sahipliğinin devam ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., eşinin kalp ameliyatı olması nedeniyle sigortalı olduğunu, yaşlılık aylığı almadıklarını, zamanaşımı süresinin dolduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....
Davacının borçlanma ve ihya (yapılandırma) bedelini ödemesi halinde aylığa hak kazanacağı kabul edilerek bilirkişi tarafından hesaplanan miktar mahkeme tarafından hüküm altına alınmıştır. Davacının aylık bağlama talebi bulunmamadığından, Kurumca primi ödenmiş süreler üzerinden hesaplanmış, icra ve dava edilebilir bir aylık kararı da bulunmamaktadır. Kurumun 18.05.2011 gün ve 10537754 sayılı yazısı ile davacıya bildirdiği yaklaşık aylık miktarı icra edilebilir ve dava konusu edilebilir bir Kurum işlemi olmadığından ve taraflar arasında gerçek anlamda yaşlılık aylığının miktarına dair henüz bir husumet (uyuşmazlık) doğmadığından mahkemece borçlanma ve ihya bedelinin ödendiği varsayılarak Kurumca ödenmesi gereken aylık miktarına dair hüküm kurulamaz. Aylık miktarının dava edilebilir olması için, aylığa hak kazanılmasından sonra Kurumca aylık bağlama kararı verilerek miktarın hesaplanması ve Kurumca davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekir....
Hemen belirtmek gerekir ki, Mahalli İskan Komisyonunun 13.12.2011 tarihinde almış olduğu hak sahipliğinin iptali kararına dayanak yaptığı 2510 sayılı Yasa 19.09.2006 tarihinde 5543 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılmış ise de, eldeki davada yukarıda sözü edilen ve davalıların hak sahipliğinin iptaline ilişkin komisyon kararı aleyhine idari yargıda açılmış bir dava bulunmamaktadır. Ayrıca, hak sahipliğine ilişkin kararların iptaline dair tasarruflar hukuksal varlıklarını korudukları sürece davalılar adına olan sicil kaydının dayanaksız hale geleceği, TMK’nun 1025. maddesi uyarına yolsuz tescil durumuna düşeceği ve bu takdirde davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 14.4.2006 tarihinden itibaren emekli aylığının tam aylığa dünüştüğü ve tam aylığa dönüşmesinden kaynaklanan alacağının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hak Sahipliğinin İptali Kararının İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 35,90 TL onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _K A R A R_ Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen ek 4. maddesi gereğince 2/B alanlarında verilen şerhten kaynaklanan hak sahipliğinin tesbiti isteğine ilişkindir. Uyuşmazlıkla ilgili olarak daha önce aynı dairece ihtiyati tedbir talebine ilişkin temyiz incelemesi yapıldığı anlaşılmıştır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, Suç eşyasının satın alınması HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... müdafii Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: İddianamede müşteki olarak gösterilen ve talebi üzerine davaya katılmasına karar verilen ...nın hazır bulunmadığı celsede, suça konu ağaçların kesildiği tarla üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığı gerekçesiyle, müştekinin katılan sıfatıyla davaya ve duruşmalara kabulüne ilişkin ara karardan dönülmesine karar verildiği ve gerekçeli kararın müştekiye tebliğ edilmediği anlaşıldığından, gerekçeli kararın müşteki ...'ya tebliğ edilerek tebellüğ belgesinin ve vermesi halinde temyiz dilekçesi de eklendikten sonra dairemize gönderilmesinin sağlanması amacıyla dosyanın mahalline iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalıların mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları savıyla tarımsal iskana başvurduklarını, başvurularının Mahalli İskan Komisyonunca 07.10.1992 tarihinde kabul edilerek hak sahibi sayıldıklarını, davaya konu Hatay ili Merkez Amik Ovası köyü 2638 parsel sayılı taşınmazın davalılara tahsis ve temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince yapılan inceleme neticesinde aile temsilcisi ve başvuru sahibi ve davalının göçebe olmadığı, hak sahipliği kararı alınmadan önce sigortalılık tescil kaydı bulunduğu, bu nedenle hak sahipliği kaydının iptal edilmesinin gerektiğini belirttiği, bunun üzerine Mahalli İskan Komisyonunun 20.11.2012 tarih ve 2012/598 nolu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptaline dair karar verildiğini, ailenin haklarında alınmış olunan hak sahiplik iptal kararına karşı Hatay 1....
Davacı yan başlangıçta ecrimisil talebinde bulunduğu, daha sonra sunduğu dilekçe ile hak sahipliğinin tespitine ve tapuda tesciline karar verilmesini talep etmiş ise de ; davacının 11/06/2021 tarihli dilekçesinin tam ıslah mahiyetinde olmadığı, hak sahipliğinin tespiti ve tapu tescili yönünden yeni bir vaka anlatılmadığı, usulüne uygun harcın yatırılmadığı, dolayısıyla HMK 176- 182 maddeleri arasında düzenlenen ıslah hükümlerine uygun bir tam ıslah dilekçesi olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece mevcut bu delillerle yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmiştir . Ecrimisil, malikinin rızası dışında taşınmazının gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle ödenen tazminattır. Malikinin rızası dışında taşınmazı eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişiler de fuzuli şagil ( işgalci ) denir....