Mahkemece davacının 26.07. 2006 tarihinden sonra yukarıda belirtilen şekilde zorunlu Tarım Bağ Kur kapsamında sigortalığını gerektirir şekilde zirai faaliyetinin devam edip etmediği ile yaşlılık aylığı talep tarihinde tam aylığa mı yoksa kısmi aylığa mı hak kazandığı araştırılmamıştır. Yapılacak iş; davacının ziraat odası ve kooperatif kaydının devam edip etmediğinin sorularak, zirai arazilerinde tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığını zabıta kanalı ile araştırmak, zirai gelir vergisi mükellefe olup olmadığını vergi dairesinden sormak çıkacak sonuca göre 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığın son bulup bulmadığını belirlemek, sigortalılığın devam ettiğinin anlaşılması halinde ise davacının tahsis talep tarihinde kısmi veya tam aylığa hak kazanıp kazanmadığını tespit etmek, bir kişinin yaşlılık aylığı alması ve çalışmaya devam etmesi halinde Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyeceği de nazara alınarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir....
Sınıf tescilleri yönünden marka üzerinde hak sahipliğinin olduğu, davacı tarafın 35. Sınıf tescili karşısında emtia tescilinin aynı markalı ürünleri satış ve benzeri faaliyetlerle ticaret hayatına sokma eylemini de kapsayacağı, bu kapsamda davalının 35. Sınıf tescili bulunmasa bile markalı ürünleri satabileceği, davacının ise aynı emtia sınıfı (8,11,21) üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığı, bu emtialar özelinde ilk hak sahipliğinin davalı tarafa ait olduğu, dolayısıyla davalı eyleminin markaya tecavüz ve haksız rekabet oluşturmadığı sabit olduğundan subut bulmayan davanın esastan reddine..."şeklinde karar verilmiştir....
Göre ise ölüm tarihi 01.10.2008 tarihi öncesi olması nedeniyle aylık bağlanma şartlarının 1479 sayılı yasanın 45. md. ve 46 md. göre belirlenmesi gerektiği, 1479 sayılı yasanın 45. md. ve 46 md. göre davacının eşinin ölüm tarihi olan 28.06.2008 tarihinde davacının çalışmasının bulunmadığı, kendi çalışması nedeniyle kurumca gelir bağlanmadığı, 46/2 maddesineki evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir hükmünün 1479 sayılı yasa kapsamında hem eşinden hem babasından gelir bağlanması halinde uygulanacağı, 46/2 md. davacının eşinden olan hak sahipliğinin 506 sayılı yasa kapsamında olması nedeniyle uygulanamayacağı, netice olarak davacının eşinin ölüm tarihi itibari ile babasına olan hak sahipliği kapsamında gelire aynı anda hak kazanacağı, kurumun gelirinin kesilmesi ve borç kaydedilmesi ve yerinde olmayan kurum işlemi nedeniyle davacının 4- a kapsamındaki gelirinden kesinti yapmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından...
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalıların 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıklarını ileri sürerek iskana başvurduklarını, Mahalli İskan Komisyonunun 15.03.1996 tarih ve 59 nolu kararına istinaden, 1744 parsel sayılı taşınmazın davalılara temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince başvuru sahibi olan aile reisi ...’nın müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğu, bu nedenle hak sahipliklerinin iptal edilmesi gerektiği hususunun tespit edilmesi üzerine, Mahalli İskan Komisyonunun 06/04/2012 tarih ve 2012/239 nolu kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptal edilmesine karar verildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2744 KARAR NO : 2021/2258 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : UKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2021 NUMARASI : 2019/658 ESAS - 2021/166 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf, mülkiyeti Hazine ve Belediye adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde mevcut binanın hak sahibi olduğunu, 06/12/1986 tarihli belgeyle hak sahipliğinin tespit edildiğini, bilhare davalı belediyenin hatalı şekilde hak sahibi olduğundan bahisle T3 anlaştığını, üzerindeki yapının yıkıldığını, adı geçene enkaz bedeli ödendiğini, yanı sıra Hamidiye Mahallesi'nde indirimli olarak sosyal konut tahsis edildiğini açıklayarak, yıkımı gerçekleştirilen Seyrantepe Cendere Cad....
İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, malüllük aylığı almaya hak kazandığının ve Kuruma başvuru tarihi olan 24/07/2009 tarihini izleyen ilk ay başından itibaren malüllük aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aylığa hak kazandığı tarihten itibaren birikmiş aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....
İş Mahkemesi Tarihi : 20.03.2015 No : 2013/351-2015/63 Dava, Bağ-Kur ve SSK hizmet sürelerinin tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti, aylığa hak kazandığı tarihten itibaren birikmiş olan aylıkların yasal faizi ile tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi Davacı, 3 yıl 10 ay 15 günlük ... süresinin hizmet başlangıç tarihinden ve emeklilik yaş haddinden indirilerek, müracaat tarihini izleyen aybaşı olan 01/07/2017 tarihinden itibaren emekli sayıldığının ve emeklilik aylığına hak kazandığının tespitine, biriken aylıkların 01/07/2017 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı Kurum vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle, “Bu Kanundan yararlanamayacakları” düzenleyen 3201 sayılı Yasanın 8.maddesinin “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra, 30/5/1978 tarih ve 2147 sayılı Kanun ve sosyal güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine aylık bağlanmış olanlar ile aylık bağlanması için müracaat edip de aylığa hak kazanmış durumda bulunanlar bu Kanundan yararlanamazlar.”...
SONUÇ: Hüküm fıkrasının üçüncü paragrafının ikinci satırında yer alan "hak ettiği" sözcüklerinin silinerek, yerine; “ 01.03.2013 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.03.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....