Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, kesin hüküm kapsamındaki hizmetlerinin geçerli sayılarak, 11/07/2014 tarihli tahsis istemi nedeniyle 01/08/2014 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığa hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline, yaratılan sataşmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....

    Davacı, davalıların 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıklarını ileri sürerek iskana başvurduklarını, Mahalli İskan Komisyonunun 30/06/1998 tarih ve 120 nolu kararına istinaden, 498 parsel sayılı taşınmazın davalılara temlik edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince başvuru sahibi olan aile reisinin göçebe olmadığı, ayrıca hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğu, bu nedenle göçebelik durumu olmadığından yerleşik hayata geçiş amacı taşıyan iskandan faydalanmaması ve hak sahipliklerinin iptal edilmesi gerektiği hususunun tespit edilmesi üzerine, Mahalli İskan Komisyonunun 14/12/2011 tarih ve 2011/123 nolu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edilmesine karar verildiğini, davalıların bu karara karşı ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 14.4.2006 tarihinden itibaren emekli aylığının tam aylığa dünüştüğü ve tam aylığa dönüşmesinden kaynaklanan alacağının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 06.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Göre ise ölüm tarihi 01.10.2008 tarihi öncesi olması nedeniyle aylık bağlanma şartlarının 1479 sayılı yasanın 45. md. ve 46 md. göre belirlenmesi gerektiği, 1479 sayılı yasanın 45. md. ve 46 md. göre davacının eşinin ölüm tarihi olan 28.06.2008 tarihinde davacının çalışmasının bulunmadığı, kendi çalışması nedeniyle kurumca gelir bağlanmadığı, 46/2 maddesineki evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir hükmünün 1479 sayılı yasa kapsamında hem eşinden hem babasından gelir bağlanması halinde uygulanacağı, 46/2 md. davacının eşinden olan hak sahipliğinin 506 sayılı yasa kapsamında olması nedeniyle uygulanamayacağı, netice olarak davacının eşinin ölüm tarihi itibari ile babasına olan hak sahipliği kapsamında gelire aynı anda hak kazanacağı, kurumun gelirinin kesilmesi ve borç kaydedilmesi ve yerinde olmayan kurum işlemi nedeniyle davacının 4- a kapsamındaki gelirinden kesinti yapmasının yerinde olmadığı anlaşıldığından...

        Mahkemece davacının 26.07. 2006 tarihinden sonra yukarıda belirtilen şekilde zorunlu Tarım Bağ Kur kapsamında sigortalığını gerektirir şekilde zirai faaliyetinin devam edip etmediği ile yaşlılık aylığı talep tarihinde tam aylığa mı yoksa kısmi aylığahak kazandığı araştırılmamıştır. Yapılacak iş; davacının ziraat odası ve kooperatif kaydının devam edip etmediğinin sorularak, zirai arazilerinde tarımsal faaliyette bulunup bulunmadığını zabıta kanalı ile araştırmak, zirai gelir vergisi mükellefe olup olmadığını vergi dairesinden sormak çıkacak sonuca göre 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığın son bulup bulmadığını belirlemek, sigortalılığın devam ettiğinin anlaşılması halinde ise davacının tahsis talep tarihinde kısmi veya tam aylığa hak kazanıp kazanmadığını tespit etmek, bir kişinin yaşlılık aylığı alması ve çalışmaya devam etmesi halinde Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyeceği de nazara alınarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir....

          Hukuk Dairesi Davacı, 3 yıl 10 ay 15 günlük ... süresinin hizmet başlangıç tarihinden ve emeklilik yaş haddinden indirilerek, müracaat tarihini izleyen aybaşı olan 01/07/2017 tarihinden itibaren emekli sayıldığının ve emeklilik aylığına hak kazandığının tespitine, biriken aylıkların 01/07/2017 tarihi başlangıç kabul edilerek, her bir aylık için aylığa hak kazanılan tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı Kurum vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....

            İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, malüllük aylığı almaya hak kazandığının ve Kuruma başvuru tarihi olan 24/07/2009 tarihini izleyen ilk ay başından itibaren malüllük aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile aylığa hak kazandığı tarihten itibaren birikmiş aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi üzerine taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....

              Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle, “Bu Kanundan yararlanamayacakları” düzenleyen 3201 sayılı Yasanın 8.maddesinin “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce veya sonra, 30/5/1978 tarih ve 2147 sayılı Kanun ve sosyal güvenlik kanunlarına göre kendilerine veya hak sahiplerine aylık bağlanmış olanlar ile aylık bağlanması için müracaat edip de aylığa hak kazanmış durumda bulunanlar bu Kanundan yararlanamazlar.”...

                İlk derece mahkemesince iddia, savunmalar, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı olarak gösterilen Senye Lokum Ltd.Şti. adında bir şirket bulunmadığından, bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu dava şartı nedeniyle davanın reddine, davacının belirttiği fikir ve sloganların marka olarak tescili yönündeki talebinin muhatabının TPMK olduğu, mahkemenin böyle bir görevi bulunmadığı, davacının hak sahipliğinin tespiti ve alacak talepleri yönünden ise, bahsedilen fikir ve slogan üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığı, TPMK kayıtlarına göre bisküvili lokum patentinin dava dışı Küresel Şekerleme San.ve Tic.Ltd.Şti. adına tescilli olduğu, davalıların davacının herhangi bir hakkının ihlali niteliğinde bir eylemlerinin bulunmadığı gerekçeleriyle, diğer davalılara yönelik davanın da reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir....

                  Uyuşmazlığın çözümü için 5543 sayılı İskân Kanunu'na 6495 sayılı Kanunla eklenen ve 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7/3 üncü madde ile 4721 sayılı TMK’nın 712 nci maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun irdelenmesi gerekmektedir. 5543 sayılı İskân Kanunu'na 6495 sayılı Kanunla eklenen ve 02.08.2013 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7/3 üncü maddede; “mülga 2510 sayılı Kanuna göre hak sahibi olanların hak sahiplikleri herhangi bir koşul aranmaksızın bu Kanuna göre devam eder” hükmü getirilmiştir. Bu hüküm 2510 sayılı İskân Kanuna göre usulen hak sahibi olan ailelerin hak sahipliğinin ne şekilde devam edeceğine ilişkin bir düzenleme olup hak sahipliği iptal edilenler için yeni bir hak ihdası ihtiva etmemektedir....

                    UYAP Entegrasyonu