WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyasında açılan, 29.02.2008 tarih ve 121 no.lu kararın iptali istekli davanın kabulüne karar verilerek hak sahipliğinin iptaline yönelik Mahalli İskan Komisyonu kararının iptaline karar verildiği, temyiz sürecinin de tamamlanmasından sonra kararın 28.03.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, İdare Mahkemesinden verilerek kesinleşen kararın eldeki davayı etkileyeceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca,... İdare Mahkemesinin 2014/367 esas 2014/1079 karar sayılı dava dosyasındaki davalıların hak sahipliğinin iptaline ilişkin 29.02.2008 tarih ve ... Mahalli İskan Komisyonu Kararının iptaline karar verilmesi ve idari işlemin halen ayakta olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir....

    in eşinin ölüm tarihinden itibaren aylığa hak kazanmış olduğuna ve aylık bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı kurumun sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı hak sahipleri; tedavi yardımlarının istenmesinin mümkün olmadığına ve davacılardan ...’in, eşinin ölüm tarihinden itibaren aylığa hak kazanmış olduğuna ve aylık bağlanmasına karar verilmesini istemişlerdir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Yasa’nın 41. maddesidir....

      Maddesinde 02.08.2003 tarihinde yapılan değişiklikten önce vefat etmesi nedeniyle davacının aylığa hak kazandığı gerekçesiyle davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiş ise de gerçekte davacının 1479 sayılı Yasa'nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa'nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrası uyarınca aylığa hak kazandığı anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesinin karar gerekçesinin bu gerekçe doğrultusunda düzeltilmesiyle hükmün sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir suretinin BAM'a gönderilmesine, 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı idare, 1621 parsel sayılı taşınmazın 12/08/1992 tarihinde Mahalli İskan Komisyonunca hak sahibi olarak belirlenen göçebe ailelerinden olan davalılara mülga 2510 sayılı İskan Kanunun 6. maddesi uyarınca tahsisen tescil edildiğini, daha sonra davalılar hakkında yapılan araştırmada tahsisten önce Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunduğunun belirlenmesi üzerine aynı Mahalli İskan Komisyonunun 27.04.2012 tarihli kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline karar verildiğini, 5543 sayılı İskan Komisyonu Uygulama Yönetmeliği'nin 18/5 madde hükmü uyarınca taşınmazı geri alma hakları bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., zamanaşımı ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir....

          Daha sonra Kurumca 10.09.2001-27.04.2005 tarihleri arasındaki süreye ait primlerin sisteme hayali olarak yüklendiği, gerçekte ödenme bulunmadığından sigortalılık süresi iptal edilmiş, kalan süre aylığa yetmediğinden tahsis iptal edilerek ödenen aylıkların istirdadı istenmiştir. Davacı, hayali prim ödemesi olmadığının ve 01.09.2005 tarihli tahsis tarihinden itibaren bağlanan aylığa hak kazanıldığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece, davacıya hayali prim ödemesi ile aylık bağlandığı, 01.09.2005 tarihli tahsis kararının geçerli olmadığı kabul edilmiş ancak dava aşamasında bu kez kısmi aylık şartları oluştuğundan 01.01.2013 tarihinden itibaren aylığa hak kazanıldığının tespitine karar verilmiştir....

            DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, 463 parsel sayılı taşınmazın 24/08/1995 tarihinde Türkoğlu mahalli İskan komisyonunca hak sahibi olarak belirlenen Tekeli Göçebe Ailelerinden olan davalılara mülga 2510 sayılı İskan Kanunun 6. maddesi uyarınca tahsisen tescil edildiğini, daha sonra davalılar hakkında yapılan araştırmada tahsisten önce Sosyal Güvenlik Kurumu kaydının bulunduğunun belirlenmesi üzerine aynı mahalli iskan komisyonunun 13.12.2011 tarihli kararı ile hak sahipliğinin ve daha önce alınmış komisyon kararının iptaline karar verildiğini, 5543 sayılı İskan Komisyonu Uygulama Yönetmeliği'nin 18. madde, 5. fıkrası uyarınca taşınmazı geri alma hakları bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, Kahramanmaraş Valiliği Mahalli iskan komisyonu kararının iptali için Gaziantep 1....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2017/2594 KARAR NO : 2017/2250 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/07/2017 NUMARASI : 2016/20 ESAS - 2017/235 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı dava dilekçesinde özet olarak; 14/11/1994 tarihleri arasında vergi mükellefliğinin mevcut olduğunu, Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'ne müracaat ederek 5510 sayılı kanunun 4/B kapsamında değerlendirilmesi için talepte bulunulduğunu, Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğ7nce 09/12/2015 tarih sayılı yapısı ile talebi reddettilkerini, bu durumun mahrum kalmasına sebep olduğunu, tüm bu nedenlerle taslağa ilişkin haklarının sakla kalması kaydıyla 14/11/1994 tarihleri arasında...

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/1738 KARAR NO : 2018/2637 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KAŞ ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ TARİHİ : 20/12/2017 NUMARASI : 2015/293E - 2017/463K DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı dava dilekçesinde özetle; 1986 tarihinden 1991 tarihine kadar Kaş Mal Müdürlüğünde GA 17546 Sicil numaralı vergi müvekkelefinin bulunduğunu, ayrıca Kaş İlçe Esnaf ve Sanatkarlar Odasında 283 üye kayıt numarası ile mükellefi ve üyeliği bulunmakta olduğunu, hal böyle iken söz konusu vergi mükellefliği olduğu halde Davalı Sosyal Sigorta Kurumunda Sigorta Kayıt ve Sicillerinin bulunmadığını, bu yapılan işlemlerin kedisini mağdur ettiğini belirterek 1986 tarihinden...

              Türkiye Cumhuriyeti ile Danimarka Krallığı arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 33’üncü maddesinde yer alan “Bir Danimarka veya Türk vatandaşı ya da geriye kalan hak sahiplerinin, özellikle Türk mevzuatına göre tamamlanan prim veya sigorta süreleri dikkate alındığında, bir aylığa hak kazanma koşullarını yerine getirmediği takdirde, ilgili kimsenin Danimarka mevzuatına göre tamamladığı ikamet sürelerinin gerekli miktarı, Türk mevzuatına göre geçirilmiş prim ve sigorta süreleri gibi ikamet sürelerinin gerekli miktarı, Türk mevzuatına göre geçirilmiş prim ve sigorta süreleri gibi dikkate alınır, ancak söz konusu prim ve sigorta süreleri ile anılan ikamet süreleri çakışmamalıdır.” hükmü yer almaktadır....

                tarihli satış ve zilyetliğin devri sözleşmesi ve davalıdan aldığı hak sahipliği evrakları ile birlikte başvurduğunda tahsis işleminin T5 adına yapıldığını artık devir işleminin mümkün olmadığının ifade edildiğini, T3sine 19/01/2016 tarih ve 3765 sayılı dilekçe ile başvurduğunu ve hak sahipliğinin adına devrini talep ettiğini bu talebinin 29/01/2016 tarih ve 5265 sayılı yazısı ile hak sahipliği tahsisinden sonra taraflarınca yapılan işlem hak sahipliğinin devrine esas resmi bir işlem olmadığından dolayı hak sahipliği devrinin yapılamadığı şeklinde talebinin reddedildiğini ancak devir işlemleri yapıldığı duyumlarının üzerine 23/03/2016 tarihli dilekçe ile yeniden başvuru yaptığını 15/07/2016 tarih ve 30599 sayılı cevabi yazısı ile talebinin değerlendirmeye dahi alınmadığı cevabının verildiğini, tahsis hakkının şahsi bir hak doğuran bir işlem olduğunu alınıp satılması veya devri konusunda belli bir şekil şartı olmadığını tahsis hakkının devrinin tapu satışı gibi katı şekil şartına bağlı...

                UYAP Entegrasyonu