Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve dava dışı eş.....adına aynı bölge içinde sağlam konutları olduğu tespit edildiği için hak sahipliklerinin iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden,çekişme konusu 1543 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 5 numaralı bağımsız bölümün 12.01.2007 tarihinde davalı adına tahsis sureti ile tescil edildiği, dosyadaki 11.06.2003 tarihli Konut Teslim Tutanağına göre , dava konusu 5 nolu dairenin davalıya vekaleten.....teslim alındığı daha sonra 25.08.2011 tarihli Hak Sahipliği İnceleme Komisyon Kararı ile de davalının hak sahipliğinin iptal edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere ecrimisil, kötüniyetli zilyedin malike ödemekle yükümlü olduğu en azı kira geliri, en çoğu mahrum kalınan gelir olan bir nevi haksız kullanım tazminatıdır. Somut olayda davalı, dava konusu konutu, yapılan tahsis uyarınca kullandığına göre tahsis işlemi iptal edilinceye kadar kötü niyetli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. ./.....

    HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, mülga 2510 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile aile temsilcisi olarak başvuran davalı ... ve ailesinin, Mahalli İskan Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 104 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 2765 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...’in başvuru öncesi sigortalılık kaydı bulunduğunun tespiti ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 27.04.2012 tarih ve 313 no’lu kararı ile 12.08.1992 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....

      SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerde hükmün 1. paragrafı tamamen silinerek, yerine; “1-Davacının Alman Rant sigortasına giriş tarihi olan 01.07.1985 tarihinin ilk sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve koşulları gerçekleştiğinden, tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.05.2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığa hak kazandığının TESPİTİNE; hak kazanılan aylıklardan ilk üç aylığın üçüncü ayın bitiminden, diğer aylıklara hak kazanılan tarihlerden itibaren ödenecekleri tarihe kadar yasal faiz uygulanması gerektiğinin tespitine, Kurum işleminin iptaline,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 29.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İdare Mahkemesi'ne dava açıldığı, davanın reddine ilişkin kararın Danıştay'ın 05.02.2014 tarih 2013/4278 Esas 2014/690 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'nin 05.05.2015 tarih 2015/224 Esas 507 Karar sayılı kararı ile hak sahipliğinin iptaline ilişkin 13.12.2011 tarihli idari işlemin iptaline karar verildiği ve bu kararın 18.05.2016 tarihinde kesinleştiği, ...Bu halde, hak sahipliğinin iptaline ilişkin idari işlemin iptal edildiği ve iptale ilişkin hükmün kesinleştiğinden bahisle eldeki davada verilen hükmün bozulması" gereğine işaret edilerek bozulmuştur....

          Eldeki davada ise, mahkemece bozma sonrası davalı kurumdan gelen belgelere ve Kurum kabulüne göre davacıya durdurulduğu tarihten itibaren yeniden aylık bağlanması nedeniyle aylıklar bakımından uyuşmazlığın ortadan kalktığına dair kabul isabetli ise de, davacının davadaki ödenmeyen aylıkların faizi ile iadesi talebi yönünden herhangi bir irdeleme yapılmamış olması karşısında davanın konusunun ortadan kalktığından bahsedilmesi mümkün olmayıp, bu kapsamda davacının bozma sonrasında ölüm aylığı nedeniyle davalı Kurumdan toptan ödeme alıp almadığının belirlenmesi ile aylıklar yanında faizlerinin de ödenip ödenmediği hususu davalı Kurumdan sorulduktan sonra, ödenmemesi halinde, toptan ödeme tarihine kadar her bir aylığa ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizlerin de usulünce belirlenmesi ile varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir....

            uygulanacağının belirtilmesi nedeniyle davacıya kısmi aylığın bağlandığı tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre kısmi aylığın tam aylığa çevrilebilmesi için 25 yıl üzerinden borçlanma yapılması gerektiği, bu itibarla davacının 10 yıl üzerinden borçlanma yapmak suretiyle kısmi aylığının tam aylığa çevrilmesi isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmekte ise de; anılan Yönetmeliğin dayanağı olan 3201 sayılı sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun'da kısmi aylık tam aylığa dönüştürülürken borçlanılacak hizmet süresinin tespitinde, kısmi aylığın bağlandığı tarihteki hükümlerin uygulanacağı yolunda bir düzenleme bulunmaması karşısında, anılan Yönetmelik kuralının dayanağı olan yasa hükümlerine aykırı olması nedeniyle uygulanma olanağı bulunmadığından, davalı idarenin bu iddiasına itibar edilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar...

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava dilekçesi ile davalıya 2022 sayılı kanun uyarınca 1.6.2005 tarihinden itibaren aylık bağlandığını, ancak davalının 1.1.2009 tarihinden itibaren 3311244640 tahsis numarası ile SSK'dan aylık aldığının tespit edildiğini, durumun idarece fark edilerek söz konusu aylığın 1.3.2009 tarihinden itibaren kesildiğini, davalıya 1.3.2009- Son.5.2010 tarihleri arasında aylığa hak kazanmadığı halde 4255,18 TL. yersiz ödemede bulunulduğunu, 2022 sayılı kanunun 5. maddesinde bu kanuna göre aylığı hak kazanmak üzere düzenlenen belgelerin gerçeğe uymadığı tespit edildiği takdirde ödenen aylıkların %50 fazlası ile geri alınacağının belirtildiği, bu nedenle davalıya yersiz ödenen 4255,18 TL....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 5543 sayılı İskan Kanunu kapsamında göçebe hayatı yaşadıkları iddiası ile başvuran davalıların, Mahalli İskan Komisyonu’nun 24.08.1995 tarih ve 101 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 4106 ada 16 parseldeki 25 nolu bağımsız bölümün davalılar adına tescil edildiğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı müfettişlerince davalı ...’ın hak sahipliğine müracaat tarihinden ve hak sahipliği kararı alınmadan önce sigorta kaydının bulunduğunun tespit edilmesi üzerine Mahalli İskan Komisyonu’nun 13.12.2011 tarih ve 2011/15 no’lu kararı ile davalıların hak sahipliğinin iptal edildiğini ileri sürerek dava konusu 4106 ada 16 parseldeki 25 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....

                  Komisyonu’nun 09.08.2002 tarih ve 166 no’lu kararı ile tarımsal iskan hak sahipliğini elde etmesi nedeniyle dava konusu 635 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, ne var ki davalı ...'ın ebeveyni ile birlikte topraklandırıldığı halde yeniden hak sahibi yapıldığının tespit edilmesi ve...kaydının bulunması nedeni ile Mahalli İskan Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 266 no’lu kararı ile 09.08.2002 tarihli komisyon kararı ve hak sahipliğinin iptal edildiğini, kaydın temelsiz kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tescilini istemiştir. Davalılar, Mahalli ... Komisyonu’nun 06.04.2012 tarih ve 266 no’lu iptal kararının iptaline ilişkin idari yargıda açılan davanın sürdüğünü, eldeki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur....

                    Bu itibarla; davalı ...’ya yapılan tebligat usulsüz olduğundan, davalının mernis adresi araştırıldıktan sonra gerekçeli kararın ve temyiz başvuru dilekçesinin davalı ...’ya usulüne uygun olarak tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten sonra dosyanın temyiz incelemesine esas olmak üzere gönderilmesi, 2-Temyiz incelemesine esas olmak üzere, Mahalli İskan Komisyonu’nun 12.08.1992 tarih ve 74 sayılı kararı ile tarımsal iskan edilmek üzere davalıların hak sahibi sayılmalarına karar verildiği,daha sonra yine Mahalli iskan komisyonunun 27.04.2012 tarih ve 2012/303 sayılı kararı ile bu hak sahipliğinin iptaline karar verildiği anlaşılmakla, davalılardan sorularak söz konusu hak sahipliğinin iptaline ilişkin karara karşı idari yargıda iptal davası açılıp açılmadığının tespit edilmesi Geri çevirme ile istenilen hususların yerine getirilip getirilmediğinin mahkemece hakimince bizzat denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 06.06.2018 tarihinde oybirliğiyle...

                      UYAP Entegrasyonu