Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının davacının akdinin haklı neden olmadan alt işverence feshedildiği, muvazaa iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 272. maddesi düzenlemesine göre; hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır. Bu atıf nedeniyle Yasanın 36.maddesinin 1. fıkrasında; Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi sözkonusu değilse de, temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak olmasının gerekliliği ve verilen kararın tarafsızlığı ve doğruluğu konusunda taraflarda hiçbir kuşkuya sebep olmaması zorunludur. Somut olayda; dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden ..., davalı ... aleyhine açılan İş Mahkemesinde, 2015/299, 2015/301, 2015/300 E....

    Mahkemece, davacının davacının akdinin haklı neden olmadan alt işverence feshedildiği, muvazaa iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 272. maddesi düzenlemesine göre; hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır. Bu atıf nedeniyle Yasanın 36.maddesinin 1. fıkrasında; Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi sözkonusu değilse de, temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak olmasının gerekliliği ve verilen kararın tarafsızlığı ve doğruluğu konusunda taraflarda hiçbir kuşkuya sebep olmaması zorunludur. Somut olayda; dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden ...., davalı ... aleyhine açılan İş Mahkemesinde, 2015/299, 2015/301, 2015/300 E....

      Mahkemece, davacının davacının akdinin haklı neden olmadan alt işverence feshedildiği, muvazaa iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 272. maddesi düzenlemesine göre; hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır. Bu atıf nedeniyle Yasanın 36.maddesinin 1. fıkrasında; Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi sözkonusu değilse de, temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak olmasının gerekliliği ve verilen kararın tarafsızlığı ve doğruluğu konusunda taraflarda hiçbir kuşkuya sebep olmaması zorunludur. Somut olayda; dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden ...., davalı ... aleyhine açılan İş Mahkemesinde, 2015/299, 2015/301, 2015/300 E....

        Mahkemece, davacının davacının akdinin haklı neden olmadan alt işverence feshedildiği, muvazaa iddiasının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 272. maddesi düzenlemesine göre; hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanacaktır. Bu atıf nedeniyle Yasanın 36.maddesinin 1. fıkrasında; Hakimin tarafsızlığından şüpheyi gerektirecek önemli bir sebebin bulunması hakimin reddi ve çekinme sebebi olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar yargılama aşamasında bilirkişinin reddi sözkonusu değilse de, temyiz aşamasında davalı vekilince ileri sürülmüştür. Mahkeme kararlarının her türlü şüpheden uzak olmasının gerekliliği ve verilen kararın tarafsızlığı ve doğruluğu konusunda taraflarda hiçbir kuşkuya sebep olmaması zorunludur. Somut olayda; dosyada bilirkişi olarak rapor tanzim eden ...., davalı ... aleyhine açılan İş Mahkemesinde, 2015/299, 2015/301, 2015/300 E....

          Noterliğinden keşide edilmiş 01/03/2013 günlü davacı işçi tarafından işverenliğe keşide edilen ihtarnamede davacı sebepsiz olarak 01/03/2013 tarihinde işverence tek taraflı olarak işine son verildiğini, bir daha gelmemesinin söylendiğini, ayrıca tarafına 3 gün üst üste gelmedin diye tutanak tutularak akdinin tazminatsız feshedileceğinin beyan edildiğini belirttiği, işverence düzenlenip SGK'ya verilen işten ayrılış bildirgesinde ayrılış tarihi 03/03/2013 tarihi olarak belirtilmiş olup, işten ayrılış kodu 29 olarak belirtildiği, davacının 01/03/2013 tarihinden sonra yerine gelmediği konusunda işverence tutanaklar tanzim edildiği, işverence tutulan tutanakların davacı işçi tarafından keşide edilmiş ihtarnameden sonra tutulan tutanaklar olması sebebiyle tutanaklara itibar edilmediği, sözleşmesinin tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sona erdiği ispat yükümlülüğü işverene ait olup, 01/03/2013 tarihi itibariyle sözleşmesinin işverence feshedildiği sonuç ve kanaatine ulaştığı...

            Davacı, sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise, mağaza sorumlusu olarak çalışan davacının ürünlere ilişkin gerçeğe aykırı evrak tanzim ederek, mağazaya gelen ürünleri gelmemiş gibi gösterdiği gerekçeleriyle sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Davacı tarafça, davalı aleyhine açılan işe iade davası kapsamında ilk derece mahkemesince verilen kararda, işveren feshinin haklı nedene dayandığı kabul edilmiş olup kararın istinaf edilmesi üzerine, Ankara BAM 30. HD 2020/2796 E, 2020/232 K sayılı kararında işverence yapılan feshin haklı nedene dayandığının kabul edilerek davacı istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

            Ayrıca dosya içeriğinden davacının ve davacıyla aynı gün akdi feshedilen bir kısım çalışanların çalıştıkları esnada davalı aleyhine açmış oldukları davalara ait yerel mahkeme kararları ve yargıtay onama kararlarının incelenmesinde; davacı ve davacı ile aynı tarihte akdi aynı nedenlerle feshedilen çok sayıda işçinin çalıştıkları sırada, TİS’teki hak ve alacaklarının tahsili amacıyla davalı ... aleyhine dava açtıkları ve açılan bu davalarda verilen bir kısım kararların yargıtay incelemesinden geçerek onanmak sureti ile kesinleştiği ve davacının da işveren aleyhine açtığı alacak davasının kısmen kabulüne dair kararın Dairemizin 2013/11645-12602 E/K sayılı 03.07.2013 günlü ilamıyla onandığı, davacının akdinin feshinin asıl nedeninin emekliliğe hak kazanma olmadığı, bu dava nedeniyle akdinin feshi yoluna gidildiği Dairemizin 2014/5454-9686 E/k sayılı 30.04.2014 günlü ilamıyla davacıların işveren aleyhine açtıkları TİS ten kaynaklı tazminat davaları nedeniyle akitlerinin feshedildiği...

              İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 25/01/2023 NUMARASI : 2022/554 2023/4 DAVA KONUSU : İş (İşverence İşçi Aleyhine Açılan Alacak İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının akdinin 01/12/2008 tarihinde başladığını, davalının 12/05/2022 tarihinde Antalya 10....

              İş hukuku açısından Türk Borçlar Kanununun söz konusu hükümleri uygulanmakla birlikte, Dairemizce bazı yönlerden İş hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş hukukunda “İşçi Yararına Yorum İlkesi”nin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir. Hizmet sözleşmeleri açısından cezai şartla ilgili olarak 818 sayılı Yasada açık bir hüküm bulunmaz iken, Dairemizin uygulamasına paralel olarak; 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.” hükmünü getirmiştir. Bu itibarla hizmet sözleşmelerine işçi aleyhine konulan cezai şartlar geçersiz, işçi lehine konulan cezai şartlar ise geçerli kabul edilmelidir....

                HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2276 KARAR NO : 2022/1213 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSKİLİP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2019/543 ESAS - 2021/116 KARAR DAVA KONUSU : İş (İşverence İşçi Aleyhine Açılan Alacak İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkilinin davalıya ait yerinde esasen 2009 yılında çalışmaya başladığını,ancak sigorta girişinin 09.07.2011 tarihinde başladığını,çalışılan süre içerisinde 08.00- 18:00 saatleri arasında çalışan müvekkilinin gün içerisinde yarım saat yemek molası kullandığını,yol ve yemeğin işverence karşılandığını,asgari ücretin 200 tl fazlası ücret ile çalıştığını,asgari kısmı aşan tutar elden ödendiğini,02.07.2018 tarihine kadar ayakkabı imalat ustası olarak çalışan müvekkilinin çalışması bahar ve yaz aylarında 20:00 a kadar devam ettiğini,yılın tamamında ise ayda en az 5- 6 kez bu çalışmasının 22:30- 23.00 sularına kadar devam...

                UYAP Entegrasyonu