Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME/GEREKÇE: HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Dava, sözleşmesinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiği iddiasına dayalı kıdem tazminatı alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davacı işçi tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yargıtay 9.H.D 2016/12937 Esas 2020/1739 Karar sayılı kararında ;" Davacının dosya içerisinde bulunan istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmamış olup istifa dilekçesi 12.06.2006 tarihlidir. İstifa tarihinden yaklaşık 8 yıl sonra açılan bu davada ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları olduğunu öne sürerek haklı fesih iddiasında bulunulmuştur....

DEĞERLENDİRME/GEREKÇE: HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Dava, sözleşmesinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiği iddiasına dayalı kıdem tazminatı alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davacı işçi tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yargıtay 9.H.D 2016/12937 Esas 2020/1739 Karar sayılı kararında ;" Davacının dosya içerisinde bulunan istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmamış olup istifa dilekçesi 12.06.2006 tarihlidir. İstifa tarihinden yaklaşık 8 yıl sonra açılan bu davada ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları olduğunu öne sürerek haklı fesih iddiasında bulunulmuştur....

DEĞERLENDİRME/GEREKÇE: HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Dava, sözleşmesinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiği iddiasına dayalı kıdem tazminatı alacağının tahsili talebine ilişkindir. Davacı işçi tarafından davalı aleyhine açılan alacak davasının kabulüne dair kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yargıtay 9.H.D 2016/12937 Esas 2020/1739 Karar sayılı kararında ;" Davacının dosya içerisinde bulunan istifa dilekçesinde her hangi bir nedene dayanılmamış olup istifa dilekçesi 12.06.2006 tarihlidir. İstifa tarihinden yaklaşık 8 yıl sonra açılan bu davada ödenmeyen bir kısım işçilik alacakları olduğunu öne sürerek haklı fesih iddiasında bulunulmuştur....

İş Mahkemesinin 2020/336 Esas Sayılı ve İstanbul Anadolu 29.İş Mahkemesinin 2020/434 Esas sayılı dosyalarından anlaşıldığı üzere Taraflar arasında işçi ve işveren sıfatlarına dayalı ilişkisinin ve sözleşmesinin bulunduğu, Mahkememize açılan davadan önce davalı T3 tarafından, davacı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 8....

Her durumda uygulamanın tek taraflı olarak işverence ortadan kaldırılması ya da azaltılması doğru değildir. Prim uygulaması yönünden işçi aleyhine ... koşullarında değişiklik, 4857 sayılı Yasanın 22 nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir (Yargıtay 9. HD. 22.1.2009 gün 2007/34717 E, 2009/638 K.). Primlerin ödendiğini ispat yükü işverene aittir. 4857 sayılı Kanunun 5754 sayılı Yasayla değişik 32 nci maddesine göre, belli bazı işyerleri bakımından prim ödemeleri işçi adına açılan banka hesabına yatırarak gerçekleştirilmelidir (Yargıtay 9. HD. 5.2.2009 gün 2007/34175 E, 2009/1681 K.). Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi prim alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bu yönde talepte bulunmuş, mahkemece 2009 yılı sonrası için prim alacakları hüküm altına alınmıştır. İş sözleşmesinde esasları belirlenen bir prim uygulamasının varlığından söz edilmemiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3408 KARAR NO : 2023/1083 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AMASYA İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 15/09/2021 NUMARASI : 2020/447 ESAS, 2021/546 KARAR DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde:"USULE İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ: Davacı huzurdaki davayı belirsiz alacak davası olarak açmıştır. Oysa belirsiz alacak davasının şartları mevcut değildir. Davacı vekili müvekkili davacının tüm alacak kalemlerini net olarak hesaplamıştır. Bu durumda belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararı yoktur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 2015/22- 1052 Esas, 2015/1612 Karar, 17.06.2015 T sayılı yeni kararında da işçilik alacakları davasında alacağın belirlenebilir olduğu ve belirlendiği durumda belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını ve bu durumda hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğinin altını çizmiştir....

    'ın; "...fabrikanın üretime ara verildiğini, davacının aldığı ücret ve işten çıkışı konusunda bilgilerinin olmadığını,..." beyan ettikleri, davalı işyeri mevsimlik olup, mevsimlik işlerde her sezon sonunda işverenle işçi arasındaki sözleşmesi askıya alınmış olduğu, nitekim gerek dinlenen tanık beyanlarından gerekse Mahkeme'de görülmekte olan emsal diğer kiremit-tuğla fabrikaları aleyhine açılan diğer davalardan ... ilinde sezonu Nisan ayı gibi başlayıp, Ekim-Aralık ayları arasında olduğu, mevsimlik işlerde, mevsimi başında işverenin işçileri usulüne uygun olarak işe davet etmesi gerektiği, aksi durumda sezonunun başlaması ile işyerinde çalışmanın sürdürülmesi halinde işe davet edilmeyen işçiler açısından sözleşmesi işverence feshedilmiş olacağından, işveren ihbar ve kıdem tazminatı ödemek zorunda olduğu, Yargıtay içtihatlarına göre; mevsimlik işlerde, işverenin, mevsimi başında işçileri usulüne uygun olarak işe davet etmesi gerekmekte olup, işçilerin usulüne uygun olarak...

      Davalı vekili, icra takibinin dayanağı olan senedin taraflar arasında eskiden var olan işçi işveren ilişkisine dayanmadığını, senet borcunun sözleşmesi dışındaki şirkete olan şahsi borcundan doğduğunu, bu durumda icra takibini işçi işveren ilişkisi olarak değerlendirmenin doğru olmadığını, bu sebeple öncelikle genel mahkemelerin görev alanına giren bu davada görevsizlik verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir....

        Davalı işveren, sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacının çalışma koşullarında yapılan değişikliği kabul etmemesi üzerine davalı işverence değişikliğin veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunun kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu, çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığı ve değişikliği kabul etmeyen davacının sözleşmesinin davalı işverence feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22. maddesinde, “işveren, sözleşmesiyle veya sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir....

          Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, işçinin sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi haklı sebebiyle feshettiği, 2012 yılının Şubat, Mart, Nisan aylarına ait aylık ücret alacaklarının işverence ödenmediği, sözleşmesinin devam ettiği dönemde işçinin haksız rekabet oluşturan bir eylemde bulunduğunun işverence ispatlanmadığı, sözleşmesinin sona ermesinden sonraki süreç bakımından ise sözleşmede rekabet yasağına ilişkin düzenleme mevcut ise de, sözleşmesi işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinden, sözleşmenin sona ermesinden sonraki süreç için rekabet yasağını öngören hükümlerin uygulanamayacağı gerekçesiyle, asıl davanın reddine; birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı-karşı davalı ...... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu