Bu işler alt işveren bakımından asıl iş kabul edilir ve iş kolu buna göre belirlenir." gerekçesi gereği, her iki işverenin iş kolunun birbirinden bağımsız olarak belirleneceğini, somut olayda ise asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmamasına rağmen, iki farklı tüzel kişiliğe sahip iş yerlerinde yapılan işlerin asıl-yardımcı iş kavramları üzerinden iş kolu değerlendirmesi yapmak usul ve yasaya aykırı olduğunu, oysa istikrar kazanmış Yargıtay kararlarına göre, iş yerinde yapılan işin "Genel İş Koluna" giren iş olduğunun kabul edilebilmesi için iki ölçüte başvurulması gerektiği belirtildiğini, yapılan iş 5393 Sayılı Yasa Kapsamında Belediyenin Görevleri arasında belirtilen "Belediye Hizmeti" işi ise, iş kolu "Genel İş Kolu" olarak nitelendirileceğini, Belediye Hizmeti olmasa da yapılan iş, Genel İş Kolu Alt Sınıfında belirtilen işlerdense iş kolu "Genel İş Kolu" olarak nitelendirileceğini, ancak, dava konusu iş yerinde yapılan iş "Belediye Hizmeti" olmamasına ve iş yerinde yapılan iş, İş...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, Davalarının iş kolu tespitine itiraz olmadığını, mahkemece davanın hukuki nitelendirilmesinde hata yapıldığını, dava dilekçelerinin sonuç ve istem kısmında da görüleceği gibi, dava konusu faaliyet kodunun ''33.12 Makinelerin onarımı'' olduğunun tespitine ilişkin olduğunu, bu tespit talebi, iş kolu tespiti olmadığını, davalı tarafça dahi bu şekilde bir iddia ortaya atılmadığını, ancak mahkemece hatalı şekilde resen dava iş kolu tespiti davası olarak değerlendirildiğini, davacı şirket Mersin Limanı'nda yapılan yükleme ve boşaltmalar esnasında kullanılan bantların tamir, bakım ve onarımlarını yaptığını, bu kapsamda bir tanesi Mersin limanı içerisinde diğeri de Mersin ili Ataş civarında olmak üzere iki tane atölyesi bulunduğunu, davacı müvekkilinin; davalı bakanlık tarafında yetki verilen TÜMTİS'in örgütlendiği 15 nolu iş kolunda faaliyet gösterdiğini, bu nedenle işbu davayı açmakta hukuki yararının mevcut olduğunu, verilen kararın dosya kapsamına...
Bu durumda yani mevcut bir iş kolu tespiti bulunmadığına ve yapılması muhtemel bir iş kolu tespitinin dikkate alınması mümkün olmadığına göre, 6356 sayılı yasanın 41/7.maddesine göre işyerinin girdiği işkolunun ve burada yürütülen faaliyetin niteliğinin tespitinde SGK kayıtları esas alınacaktır. Davacı şirkete ait yetki tespiti yapılan işyerinin SGK sicil numarası ... olup bunun 2 inci rakamdan başlamak üzere 8 rakamı işyerinin SGK iş kolu kodunu oluşturur. Bu açıdan yapılan incelemede davacı şirkete ait işyerinin SGK iş kolu kodu ... “Hazır Karma Beton İmalatı” olup işyerinin bu şekilde resmi kayıtlardan hareketle tespit edilen faaliyet alanı dikkate alındığında İşkolları Yönetmeliği'nin 11 numaralı “Çimento Toprak ve Cam” İşkoluna girdiği ve faaliyet konusunun 23.63 ile “Hazır Beton İmalatı” olarak bu iş kolu içinde yeralan bir faaliyet olduğu sonucuna ulaşılmaktadır....
Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın çoğunluk tespitinin mevzuata uygun olduğunu, sonucu itibariyle doğru olduğunu, başvuru tarihi itibariyle işverenliğin tescil ve kayıt durumunun dikkate alınması gerektiğini, dava konusu işverenliğin 12 nolu metal iş koluna kayıtlı olduğunu, 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası'nın 5/2 maddesine göre "Yeni bir toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise iş kolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. iş kolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz" hükmünün bulunduğunu, dava konusu işverenliğin hangi iş koluna girdiği konusunda resmi gazetede yayımlanmış iş kolu tespiti bulunmadıkça iş yerinin mevcut tescil durumuna göre işlem yapılabileceğini savunarak davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesinin özetle: "davanın reddine..." karar verdiği görülmüştür....
Davalı sendika cevabında; iş kolu tespit kararının yerinde olduğunu, şirketin hastanede yaptığı işin temizlik işi olmayıp ihale konusu ve yapılan iş itibariyle veri elemanı hasta bakım işi, otomasyon işi, hasta bakıcı, tıbbi sekreter, bilgi işlemci, raportör, bilgi yöneticisi çalıştırıldığını, çalışılan iş yeri hastane olup asıl işin sağlık işi olup diğerlerinin asıl işe yardımcı iş olduğunu, dolayısıyla hizmet alım yoluyla yapılan işlerin sağlık hizmeti yapılmasına ilişkin olduğundan sağlık işi olduğunu bu nedenle sağlık iş koluna girdiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, davalı ... Temizlik İnş. Turz. Gıda. Ürünl. San. Tic. Ltd. Şti’nin ......
A.Ş. arasındaki ilişkide muvaza olgusunun ortadan kalktığı; ancak anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde, iş kolu tespiti kararına kadar olan dönem için, muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamalar dikkate alınmalı ve bu döneme ait davacının istekleri, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek değerlendirilmelidir. Diğer taraftan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu dönemle ilgili olarak, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için, taraf sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gereklidir. Davacı taraf, bu şartların gerçekleştiğini iddia ve ispat etmediğinden, davacının, davalı şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir....
A.Ş. arasındaki ilişkide muvaza olgusunun ortadan kalktığı; ancak anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde, iş kolu tespiti kararına kadar olan dönem için, muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamalar dikkate alınmalı ve bu döneme ait davacının istekleri, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek değerlendirilmelidir. Diğer taraftan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu dönemle ilgili olarak, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için, taraf sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gereklidir. Davacı taraf, bu şartların gerçekleştiğini iddia ve ispat etmediğinden, davacının, davalı şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir....
A.Ş. arasındaki ilişkide muvaza olgusunun ortadan kalktığı; ancak anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde, iş kolu tespiti kararına kadar olan dönem için, muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamalar dikkate alınmalı ve bu döneme ait davacının istekleri, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek değerlendirilmelidir. Diğer taraftan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu dönemle ilgili olarak, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için, taraf sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gereklidir. Davacı taraf, bu şartların gerçekleştiğini iddia ve ispat etmediğinden, davacının, davalı şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir....
A.Ş. arasındaki ilişkide muvaza olgusunun ortadan kalktığı; ancak anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde, iş kolu tespiti kararına kadar olan dönem için, muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamalar dikkate alınmalı ve bu döneme ait davacının istekleri, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek değerlendirilmelidir. Diğer taraftan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu dönemle ilgili olarak, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için, taraf sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gereklidir. Davacı taraf, bu şartların gerçekleştiğini iddia ve ispat etmediğinden, davacının, davalı şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir....
A.Ş. arasındaki ilişkide muvaza olgusunun ortadan kalktığı; ancak anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde, iş kolu tespiti kararına kadar olan dönem için, muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamalar dikkate alınmalı ve bu döneme ait davacının istekleri, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek değerlendirilmelidir. Diğer taraftan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu dönemle ilgili olarak, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için, taraf sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gereklidir. Davacı taraf, bu şartların gerçekleştiğini iddia ve ispat etmediğinden, davacının, davalı şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir....