WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıkça atıf yapılmadıkça diğer yasa hükümleri dikkate alınamayacağından, bir sigortalının eşinden ölüm aylığı alması halinde babasından (veya annesinden) da ölüm aylığı alması olanaklıdır. Uyuşmazlığın çözümünde uygulama yeri bulan 1479 sayılı Kanun'un 46/2. maddesi hükmü, sadece 1479 sayılı Kanun'a göre hem kocadan hem ana veya babadan ölüm aylığına hak kazanılması halinde uygulanabilir. Sigortalılardan birisinin 5434 sayılı Kanun, diğerinin 1479 sayılı Kanun kapsamında olması halinde, hak sahibi her iki ölüm aylığına da hak kazanacaktır. Öte yandan, 5510 sayılı Yasa'nın Geçici 1. maddesine göre, ölüm aylıklarının bağlanmasında yürürlükten kalkan 1479, 506, 2926, 2925 sayılı Yasa hükümleri uygulanacağından, 5510 sayılı Yasanın 54. maddesinin de somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmamaktadır....

    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından olayın kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, kazalı sigortalının % 20, davalıların ve dava dışı şirketin ise toplamda % 80 oranında kusurlu bulunduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Sigortalının yada kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir....

      Manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/06/2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından olayın kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, kazalı sigortalının % 10, davalıların ise toplamda % 90 oranında kusurlu bulunduklarının tespit edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Sigortalının yada kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir....

        İş Mahkemesinden verilen 16/02/2016 günlü ve 2014/946 E. - 2016/85 K. sayılı hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. 07.06.2013 tarihinde kazası sonucu vefat eden sigortalının, davacı hak sahibi babasının ölüm gelirinin arttırılması istemli dava dosyasında; Kurumca belirlenen miktarın hangi esaslara göre belirlendiği dosya kapsamından tespit edilemediği anlaşılmakla; davacı hak sahibine bağlanan gelirin belirlenmesinde 5510 sayılı Yasa’nın 55/3 hükmüne göre alt sınır uygulaması yapılıp yapılmadığı, anılan hüküm uygulanmadıysa neden uygulanmadığı, uygulanması halinde Kurum tarafından hesaplanacak davacının alabileceği ölüm gelir miktarının davalı Kurumdan sorularak ilgili gelir hesap tablosu ve belgelerin mevcut dava dosyası içerisine celbi sağlandıktan sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahal mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 36. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan "Aile reisi olmak" ibaresinin Yönetmelikten çıkarılması, bu kapsamda hak sahipliğinin iptaline ilişkin mülga Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün …tarihli ve …sayılı işleminin yeniden değerlendirilmesi istemli başvurusunun reddi yolundaki Edirne Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün …tarih ve E.…sayılı işlemi ile 2. Bu işlemin dayanağı olan 29/06/1985 tarih ve 18796 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin "Hak Sahipliğinin Tesbitinde Aranacak Şartlar" başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin iptali istenilmektedir....

            Davacıların murisinin çalışması karşılığı tüm sigorta kollarına tabi primin kesilmiş olması nedeniyle, 506 sayılı Yasanın 68.maddesindeki koşulların gerçekleşmesi halinde hak sahiplerine ölümle aylığa hak kazandıkları tarihten sonraki aybaşından itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiği açık ise de, dosya içeriğinden davacıların anılan yasa maddesindeki koşulları taşıyıp taşımadıkları hususunun yeterince araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Yine davalı Kurumun yazısında belirtildiği üzere, 2001/12 ve 2002/1-11 aylarına ilişkin primlerin işverene ve işverence hak sahiplerine iadesi söz konusu ise, bu sürelerin ihyasının her zaman mümkün bulunduğu gözönünde tutulmalıdır. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, 1479 ve 2926 sayılı Kanunlar kapsamında Bağ-Kur sigortalılığı ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir....

                Davalı-karşı davacı vekili, dava konusu buluşu müvekkilinin davacı işveren yanında çalışmaya başlamadan önce tasarladığını ve hayata geçirdiğini, tamamen kendi çalışması sonucu gerçekleştirdiği buluş üzerinde davacının hak sahibi olmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin patentten doğan diğer hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla dava konusu patent üzerindeki davacı-karşı davalının payının ve hak sahipliğinin müvekkiline devredilmesini, bu talepleri kabul edilmediği taktirde, davacının patentteki hak sahipliğinin hükümsüzlüğü ile buluş sahibinin müvekkili olduğunun ve patent başvurusu yapma, patent alma hakkının ve tamamı ile patentin müvekkiline ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiş, asıl davanın ise, reddini istemiştir....

                  Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Somut olayda davacının en son 2.9.1974 tarihinde prim ödemesinde bulunduğu 1.2.1987 tarihinden sonra prim ödemediği görülmektedir....

                    mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacı çift aylığa hak kazanamayacağından, esastan redde dair istinaf kararının bu gerekçeyle isabetli olmasına göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 30.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu