Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

mevzuatın yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca davacı çift aylığa hak kazanamayacağından, esastan redde dair istinaf kararının bu gerekçeyle isabetli olmasına göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine Gönderilmesine, 30.11.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Davalıların hak sahipliğinin belirlenmesi açısından dava konusu taşınmazlarda kayıt maliki olan ... 'a ait mirascılık belgesinin ilgilisinden, 2-Borçlu davalı ...'a bu dava nedeniyle kayyım atandığı anlaşılmakla buna ilişkin kararın aslı veya onaylı bir örneğinin mahkemesinden, Getirtilip dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 4.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Somut olayda davacının en son 2.9.1974 tarihinde prim ödemesinde bulunduğu 1.2.1987 tarihinden sonra prim ödemediği görülmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin 01.01.2013 tarihinden itibaren ölüm sigortası kolundan tam aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı, vefat eden eşinden dolayı 01.01.2013 tarihinden itibaren bağlanan kısmi sözleşme aylığının tam aylığa yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile davacının murisi sigortalı ...' dan dolayı 01.01.2013 tarihinden itibaren ölüm sigortası kolundan tam aylık alması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre davacı ... Sıvacı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, geçirdiği kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin(eş,anne,baba ve kardeş) maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir....

            Hak sahibi kavramı 5510 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının yedinci bendinde tanımlanmıştır. Bu hükme göre hak sahibi, sigortalının veya sürekli göremezlik geliri ile malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü hâlinde gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade etmektedir. Şu hâlde maddede yapılan tanım doğrultusunda denebilir ki kişilerin sadece eş, çocuk, ana ve baba gibi sıfatları taşıması hak sahipliği için yeterli olmayıp kız çocukları yönünden ayrıca çalışmama, evli olmama ya da dul kalma gibi koşulların da oluşması gerekmektedir. 15....

              Bu durumda aylık bağlama hakkını doğuran olayın sözü edilen yasa değişikliği olduğu gözetilerek şartlar oluşuyor ise ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonra ise aylığın ölüm tarihini takip eden aybaşından, ölüm tarihi yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce ise aylığa 01.09.2003 tarihinden itibaren hak kazanılacağının kabulü gerekir. Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan tahkikat sonucunda olayın kazası olarak kabul edildiği ancak davacı hak sahibi anne ve babanın gelir bağlanması yönünden Kuruma yaptıkları başvuru üzerine Kurum müfettişinin yaptığı araştırma sonucunda düzenlediği 20.10.2000 tarihli raporunda babanın 15.02.1995 tarihinden beri emekli maaşı aldığı eşinin geçimini de sağladığının tespit edildiği, bu nedenle de anne ve babanın kazasında ölen sigortalının desteklerine ihtiyaçları bulunmadığından gelir bağlanması istemlerinin reddedildiği anlaşılmaktadır....

                Mahkemece aksi Kurum işlemlerinin iptaline dair verilen karar yerinde ise de; davacının yaşlılık aylığı şartlarından olan yaş şartını 1479 sayılı Yasanın Geçici 10/1-f maddesi uyarınca 1.1.2008 tarihinde doldurduğu ve bu tarih itibariyle aylığa hak kazandığı belli olmasına rağmen, yazılı olduğu şekilde ve 1.11.2007 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, kararın gerekçe kısmındaki açıklamadan maddi hataya dayalı olduğu anlaşılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendindeki “01.11.2007” tarihinin silinerek yerine; “01.01.2008” tarihinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 28.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından olayın kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, kazalı sigortalının % 20, davalıların ise toplamda % 80 oranında kusurlu bulundukları anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Sigortalının ya da kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir....

                    Somut olayda, davacı annenin maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş ise de, hak sahibi anneye Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından kazası nedeniyle gelir bağlanmadığı bildirildiğine göre, bu yön davacının tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden davacıya, işlem yapması için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır. Başka bir anlatımla; davacı annenin 29.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa'nın 35. maddesi ile değiştirilen 506 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde öngörülen biçimde gelire hak kazanıp kazanmadığı araştırılmalıdır. Bu yönde mahkemece yapılacak ; davacı anneye Sosyal Sigortalar Kurumunu davaya dahil etmesi yada kendisine verilen önelin içinde Kurum işlemine karşı başka bir dava açarak oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir....

                      UYAP Entegrasyonu