Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/356 Esas KARAR NO : 2022/8 DAVA : Eserleri Sahipliğinin tespiti, tecavüzün ref’i DAVA TARİHİ : 31/05/2019 KARAR TARİHİ : 11/01/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Eserleri Sahipliğinin tespiti, tecavüzün ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Her gün tatil olsa, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... isimli eserler üzerinde hak sahibi olduğunun tespitine, davalı yanca gerçekleştirilen tecavüzün ref ‘ine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı açılan davaya süresi içinde cevap vermemiştir. Yargılama esnasında ise davalı vekili davanın reddini talep etmiştir....

    Sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporları ile ulaşılan sonuçlar, rücu davasında Kurumun taraf olmaması nedeniyle bağlayıcı nitelikte bulunmamakta, işçi sağlığı ve güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Dosya kapsamından, sigortalı hak sahipleri tarafından açılmış tazminat davası bulunup bulunmadığının araştırılmadığı ve bu davada alınan 09.09.2013 tarihli kusur raporu ile olay nedeni yapılan tahkikat aşamasında alınan 27.10.2011 tarihli ve ceza dosyasından alınan 08.03.2013 tarihli kusur raporları arasında çelişki bulunduğu görülmekle, çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır....

      Davalı vekili, davacıların dava konusu olayda 3. kişi olarak kabul edilemeyeceğini, murislerinin olayda tam kusurlu olmasından dolayı davacıların bu davasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, olayda kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, davacılara SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile; davacı eş ... için 124.339,24 TL, Davacı anne ... için 21.769,71 TL, Davacı baba ...........için 18.931,69 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 340,00 TL defin masrafının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        DAVA KONUSU : İş (Aylık Bağlamaya Esas Göstergenin Belirlenmesi İstemli) KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; davacılar murisi Mehmet Ürek'in Geçici Köy Korucusu iken 13/04/1993 tarihinde yaşamını yitirdiğini ve hak sahiplerine 2330 sayılı yasa uyarınca nakdi tazminat ödenip ayrıca aylık bağlandığını, aylıklar Eylül 2011 tarihine kadar ödenmekte iken, murisin geçici köy korucusu olmadan önce Bağ-Kur sigortalısı olduğunun belirlenmesi ve murislerinin primleri ödeyerek Bağ-Kur dan ölüm aylığı istemeleri üzerine kurumun Bağ-Kur dan aylık bağladığını, 2330 sayılı yasa gereği aldıkları aylıkları iptal ettiğini, aylığın da düştüğünü, alınan aylıkların adına borç kaydedildiğini, oysa murisin geçici köy korucusu iken Bağ-Kur'lu olamayacağını belirterek, 2330 sayılı kanuna göre almakta oldukları aylığın kesilmesi, Bağ-Kur'dan aylık bağlanması ve 2330 sayılı yasa kapsamında ödenen aylıkların borç çıkarılması işleminin iptaline, davacılara 2330 sayılı...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.04.2005 gününde verilen dilekçe ile binada hak sahipliğinin tesbiti ve tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.12.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu tahsis belgesinin kısmen temliki nedeniyle hak sahipliğinin tespiti ve tespit hükmünün tapuya şerhi istemleriyle açılmıştır. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalılar ... ... mirasçıları ile ... Belediyesi yönünden davanın ispat edilemediğinden reddine, davalı Hazine yönünden ise davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....

          ve teftiş başkanlığı başmüfettişi Recep YENİ tarafından tanzim edilen 06/09/2012 tarihli ve 31194/İNC/06 sayılı inceleme raporunun düzenlendiğini, Müteveffa sigortalının hak sahiplerine 21/11/2012 tahsis onay tarihli ve ilk peşin sermaye değeri toplamı 156.428,93 TL olan ölüm aylıkları bağladığını, 5510 sayılı yasanın kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğunu düzenleyen 21/1 maddesine göre, " kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı ve sigortalıların sağlığını koruma ve güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine, bu kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarla sınırlı olmak üzere, kurumca işverene ödettirilir, işverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" denildiğini,...

          Ne var ki, sigorta şirketi tarafından poliçeye dayalı olarak sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemenin; kurumun rücu hakkının sigortalı ya da hak sahiplerine tanınan haktan bağımsız olarak kullanılması, başka bir anlatımla halefiyet ilkesine dayanmaması nedeniyle, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi kapsamındaki diğer tazmin sorumlularının tavan sınırlamasına tabi olmayan sadece sigortalı ya da hak sahiplerine bağlanan gelirin ilk peşin değeri ve buna uygulanan kusur payı ile sınırlı bulunan sorumluluklarında rücu alacağından düşülemeyeceği de unutulmamalıdır....

            İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2022 NUMARASI : 2022/383E - 2022/49K DAVA KONUSU : İş (Sigortalının Aylığa Hak Sahipliğinin Belirlenmesi İstemli) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin yıllardır anne/babadan mirasçı olduğu ve kiralama yoluyla faaliyette bulunduğu taşınmazlar üzerinde tarım ve hayvancılık işi ile uğraştığını, zirai ürün tesliminden kaynaklı müstahsil makbuzunda yapılan 1995/10 dönemine ait Bağ-Kur prim tevkifatı gereği 28/12/2020 tarih, 16918188 varide sayılı dilekçesi ile T3 Kurumu'ndan 7256 sayılı kanun doğrultusunda yapılandırma ve emeklilik talebinde bulunduğunu, davalı kurum tarafından 28/12/2020 tarihli yazı ile "davacının dilekçesi ekinde sunduğu belgelerin tetkikinde, Ziraat Odası kaydı olmaması ve davacının adına kayıtlı tarla tapu kaydının olmaması nedeniyle...

            Ayrıca, kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda; davacıların desteği olan ... ın çalıştığı işyerine ait sürücüsü olduğu beton mikseri ile tek taraflı kaza yaptığı ve davacılar desteğinin öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; olayın kazası olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğu gözetilmek suretiyle; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na müzekkere yazılarak, davaya konu kazaya ilişkin olarak kazası yönünden araştırma yapılıp yapılmadığı ve olayın kazası olarak kabul edilip edilmediği; olayın kazası olarak kabulü suretiyle, davaya konu kaza sonucu ölen ......

              Sigortalının sürekli göremezlik derecesine itiraz edilmesi halinde; anılan yasal prosedüre uygun olarak sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesi, yapılacak inceleme sonucunda sürekli göremezlik derecesinin Kurumca belirlenen oranın altına düşmesi durumunda bu değişiklik, dava dışı sigortalının hak alanını ilgilendirdiğinden ve sigortalının taraf olduğu bir davada sonuçlandırılması gerektiğinden davalı tarafa, sigortalı ile Kuruma karşı göremezlik derecesinin belirlenmesi için dava açması için süre verilmesi, açılacak davanın sonucunun beklenmesi, sürekli göremezlik derecesinin kesinleştirilmesinden sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir....

              UYAP Entegrasyonu