Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

genel müdür yardımcılığı görevinin sadece 2005 ve 2006 yılları içerisinde olduğunu ancak sendikal hayatının ise 2008 yılında başladığını, ayrıca kanun değişikliği sebebiyle genel müdür yardımcılığı kadrosunun kaldırıldığını ve müşavir kadrosuna atandığını ileri sürerek sendika üyeliğinin ve buna bağlı olarak merkez yönetim kurulu üyeliğinin düşürülmesine dair davalı sendika merkez yönetim kurulunun 08.02.2014 tarih ve 270 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Şubesi Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, davalı Sendika Merkez Yönetim Kurulu üyeleri tarafından, davalı Sendikaya verilen 24.01.2019 tarihli dilekçe ile davacının 15.10.2018 ve 11.12.2018 tarihlerinde basın açıklamalarında ve ... Şubesinin sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamalarda davalı Sendikayı, ...Sendikaları Konfederasyonu (...) ve davalı Sendikanın ... 1 ve 2 nolu Şube Yönetim Kurullarını hedef aldığı, keza davalı Sendika ... Şubesinin Sendikaya ve diğer şubelerine gönderdiği 28.11.2018 tarih ve 2018/300/59 sayılı yazısının Sendika Merkez Yönetim Kurulunu, ...'i hedef gösterdiği ve itibarsızlaştıran faaliyetlerde bulunduğu, hakaret ettiği iddiasıyla davalı Sendika tarafından 25.01.2019 tarih ve 13 sayılı yazı ile davacı dahil ......

      Tüzük'ün “Şube Genel Kurulunun Toplantı Zamanı Ve Toplantı Esasları” kenar başlıklı 30 uncu maddesi de şöyledir: “Şube genel kurulu en geç dört yılda bir Sendika Genel Merkez Yönetim Kurulunun mutabakatını almak koşulu ile ve Sendika Merkez Genel Kurulu toplantısından en az iki ay önce olmak üzere, şubenin faaliyette bulunduğu yerde, şube yönetim kurulunun tespit edeceği yer, gün ve saatte toplanır. Şube genel kurulunun toplanması için öngörülmüş olan en çok dört yıllık sürenin geçirilmesi durumunda, şube genel kurulu Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından toplanır ve genel kurul işlemleri Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından yürütülür. Şube yönetim kurulu tarafından hazırlanan genel kurul toplantısının gündemi, yer, gün ve saati en az onbeş gün önce mahalde yayınlanan bir gazete ile ilan edilir. Şubenin faaliyette bulunduğu mahalde gazete yayınlanmıyorsa, mahalli olanaklardan yararlanarak gerekli ilan yapılır. Durum ayrıca mahallin en büyük mülki amirine yazı ile bildirilir....

        İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davacılar ... kanuni süresinde ve yöntemince duruşma istemli olarak temyiz kanun yoluna başvurmuşlardır. Dava, davalı sendikaya bağlı şubede delege seçimleri ve genel kurul işlemlerinin iptali ile bir kısım işyerlerinin bir başka şubeye bağlı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı duruşma istemli olarak temyiz edilmiş ise de, sendika hukukunun kendine özgü nitelikleri gözetildiğinde genel kurul ve delege seçim süreçlerinin ivedilikle tamamlanmasının gerektiği, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda da bu amaca yönelikler düzenlemeler öngörüldüğü, bununla birlikte temyiz incelemesinin duruşmalı olarak icra edilmesi durumunda belirtilen hususlarla bağdaşmayacak şekilde temyiz sürecinin uzayacağı açıktır....

          İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2019 NUMARASI : 2018/366 2019/282 DAVA KONUSU : İş (Sendika Yönetim Kurulu Kararına İtiraz İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı sendikanın Mayıs/2007 ile Mayıs/2011 tarihlerinde ve son olarak 17/05/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurullarında genel yönetim kurulu üyeliği ve genel teşkilatlanma sekreterliği görevine seçildiğini, müvekkilinin sendika tarafından alınan kararlara muhalefet şerhi koyması sebebiyle sendika başkanı ve diğer genel yönetim kurulu üyeleriyle ile ters düştüğünü, davalı sendikanın genel disiplin kurulu 23/01/2018 tarih ve 5 sayılı kararı ile müvekkili hakkında, genel başkan ve genel yönetim kurulu üyeleri hakkında asılsız ihbar, hakaret, iftira ve yalan beyanlarda bulunduğu ayrıca sendikanın kamuoyu ve üyeleri nezdinde küçük düşürülmesine sebebiyet verdiği gerekçeleriyle müvekkilini yürütmekte olduğu genel yönetim kurulu üyeliği ve genel teşkilatlanma sekreterliği görevlerinden süresiz...

          Sendika genel kurulunun delege sayısı ikiyüzden az beşyüzden çok olmamak üzere tüzüğünde belirlenir.” denilirken 6356 sayılı Kanun'un .... maddesinin .... fıkrasında, “Kuruluşların genel kurulu, tüzüğüne göre üye veya delegelerden oluşur. Kuruluş ve şubelerin yönetim, denetleme ve disiplin kurulu üyeleri, bu sıfatla kendi genel kurullarına delege olarak katılır.” ifadesine yer verilmiştir. Uyuşmazlık konusu olan sendika tüzüğünün .... maddesinde, “Sendika yönetim kurulu, genel kurul tarafından gizli oyla genel kurulu oluşturan delegeler arasından seçilecek bir genel başkan, bir genel sekreter, bir genel mali sekreter, bir genel eğitim sekreteri ve bir genel teşkilatlanma sekreteri olmak üzere ... asil üyeden oluşur” hükmüne yer almıştır. Hükümden de anlaşıldığı üzere sendika yönetim kuruluna seçilebilmek için delege sıfatını taşıma şartı aranmaktadır. Tüzüğün bu hükmünün emredici hukuk kurallarına aykırı olup olmadığı ise çözülmesi gereken hukuki problemi oluşturmaktadır....

            İş Sözleşmesi Kanunu gereğince; Sendikanın müvekkili kurum nezdinde çalışan ve sendika üyesi olan çalışanlarının bir listesini Noterlik kanalı ile müvekkili şirkete tebliğ zorunluluğunun bulunduğunu, davalı sendika tarafından söz konusu listenin müvekkili şirkete gönderilmediğini ve herhangi bir bilgiyide vermediğini, yetki tespiti kararında yer alan işçi sayısının ve davalı sendikaya üye sayısı nın hatalı olduğunu, müvekkili şirkette davalı sendikaya üye çalışanın bulunmadığını, çalışanların sendikaya üye olduğu düşünüldüğünde çoğunluğun sağlanmadığını belirterek 20/10/2020 tarihli ve E - .02- 2381804 sayılı yetki tespit belgesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            İş Sözleşmesi Kanunu gereğince; Sendikanın müvekkili kurum nezdinde çalışan ve sendika üyesi olan çalışanlarının bir listesini Noterlik kanalı ile müvekkili şirkete tebliğ zorunluluğunun bulunduğunu, davalı sendika tarafından söz konusu listenin müvekkili şirkete gönderilmediğini ve herhangi bir bilgiyide vermediğini, yetki tespiti kararında yer alan işçi sayısının ve davalı sendikaya üye sayısı nın hatalı olduğunu, müvekkili şirkette davalı sendikaya üye çalışanın bulunmadığını, çalışanların sendikaya üye olduğu düşünüldüğünde çoğunluğun sağlanmadığını belirterek 20/10/2020 tarihli ve E - .02- 2381804 sayılı yetki tespit belgesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Söz konusu yöneticiler sendika tüzüğünde belirtilen hükümlere göre, ayrıca yazılı talepte bulunmaları halinde bu görevleri süresince aylıksız izine ayrılırlar. Talepte bulunmayanlar ise kurumlarındaki görevlerine devam ederler...” Sendika Tüzüğünün 40 ncı maddesinin beşinci fıkrasına göre de “Şube Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla aylıksız izne ayrılacaklar, Şube Yönetim Kurulu karan ve Genel Yönetim Kurulu onayı ile belirlenir. Genel Yönetim Kurulu; üye sayılarına göre aylıksız izne ayrılacak olanların sayısını belirler, ilgili mevzuatta belirtilen dışındaki ödemeleri için karar alabilir, gerekli gördüğü hallerde karar almak suretiyle aylıksız izni sonlandırabilir.” şeklindedir. Belirtilen düzenlemelere göre şube yönetim kurulu üyesi seçilenlerden aylıksız izne ayrılacaklar, şube yönetim kurulu kararı ve genel yönetim kurulu onayı ile belirlenecek ise de, genel yönetim kurulu gerekli gördüğü hallerde karar almak suretiyle aylıksız izni sonlandırabilecektir....

              Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/703 E. sayılı dosyası ile mahdut olup, eldeki dava tarihi itibariyle bu dava için ayrıca verilmiş bir kayyum kararı bulunmadığı, mahkemece 02.11.2017 tarihinde kayyuma, şirket yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılması ve açılan davalara izin verilmesinin, eldeki dava yönünden geçerli bir kayyum tayini ve izin niteliğinde olmadığı, kayyum ...’ın eldeki dava için usulüne uygun alınmış bir kayyum tayini kararı ve izni olmadan dava açması mümkün bulunmadığı, aktif dava ehliyetinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin (d) bendi gereğince dava şartlarından olup, aynı Kanun'un 115 inci maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında ve resen nazara alınması gerektiği, bu nedenle kayyum ...’ın davacıları temsilen dava açmasının mümkün olmadığı, bu hususun aktif dava ehliyetine ilişkin eksiklik teşkil ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

                UYAP Entegrasyonu