Belediye Encümeni kararı ile 04/04/2008 tarihinden itibaren ise toplu iş sözleşmesi ile ücretinin belirlendiğini, ancak ücretlerinin iş sözleşmesine ve toplu iş sözleşmesine uygun ödenmediğini, 18/12/2007 tarihinde Hizmet İş Sendikasına üyelik başvurusunda bulunan davacının bu başvurusunun sendika yönetim kurulunun 29 Ocak 2008 tarihli kararı ile kabul edildiğini, üyeliğinin davalı ......
kayıtlı olduğu, ...’ın %35,71 oranıda şirket hissesini satın alarak şirket ortağı olduğu, ancak bu devrin iptali için davacının dava açtığı, şirketin olağan genel kurul toplantısında...’ın 04.04.2026 tarihine kadar yönetim kurulu başkanı seçildiği, davacının bu süreçte çoğunluk hisse sahibi olduğu, davalı şirkete davacının yaptığı olağanüstü genel kurul yapılması talebinin sonuçsuz kaldığı, davacının personel olarak almakta olduğu sabit ücret ve prim tutarı düşürülmesi için şirket yönetim kurulu başkanı olan ...’ın yazı yazdığı, davacının kamera kaydına alındığı ve savunmasının istendiği, diğer personele de yazı yazılarak sözlü ifadelerinin istendiği, böylece mevcut yönetimle ilgili şirketin işleyişinde sıkıntılar olduğu ve ortakların biraraya gelerek yönetim kurulunun yenilenmesi gerekip gerekmediği ve gerekiyorsa yeniden tayini için biraraya gelerek karar almaları gerektiği, bu durumda mahkemeye başvuru için gerekli koşulların oluştuğu ve davacının davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu...
DAVA KONUSU : İş (Sendika Yönetim Kurulu Kararına İtiraz İstemli) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 2012 yılından itibaren T3 üyesi olup, 3 dönem Olağan Genel Kurullarda seçilerek Ankara 10 No’lu Şube’nin başkanlığını yaptığını, davacının 2014 yılında başladığı profesyonel şube başkanlığı döneminde ve memuriyet hayatı boyunca gerek kanun gerekse Sendika Tüzüğü’nde yer alan yetki ve sorumluklarını titizlikle yerine getirdiğini, şubenin kurulmasında etkin sendikal faaliyetler yürütmesi neticesinde başkanlığa seçildiğinde şube üye sayısını 770 üyeye kadar çıkardığını, davacının başkanı olduğu 10 No’lu şubenin “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu, Devlet Personel Başkanlığı ve ÇASGEM Başkanlığı ” olarak teşekkül etmiş olduğunu, 6356 sayılı Kanun, 4688 sayılı Kanun ve Büro Memur-Sen Ana Tüzüğü ve Seçim Yönetmelikleri doğrultusunda 22.10.2016 tarihinde şubenin organ seçimlerinin gerçekleştirildiğini ve 25.10.2016 tarihinde seçilenlere mazbataların...
ün, Sendika ilk Genel Kurulunda Disiplin Kurulu asıl üyeliğine seçildiği hâlde Sendika başkanı tarafından koşulları oluşmadığı hâlde Sendika Yönetim Kurulu asıl üyeliğine getirildiğini, ayrıca haricen öğrenildiğine göre Sendika ilk Genel Kurulunda Sendika Yönetim Kurulu asıl üyeliğine seçilen ..., Sendika Yönetim Kurulu üyesi ve başkan yardımcısı olmasına rağmen Sendika Yönetim Kurulu toplantılarına çağrılmadığını ve yönetimin aldığı kararlara iştirakinin sağlanmadığını; Yönetim Kurulu, kanun ve Tüzük'te öngörülen oluşum, toplanma usul ve esaslarına uygun hareket etmediğinden alınan kararların hukuken geçersiz olduğunu, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun (4688 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ve Sendika Tüzüğü’nün 13/7 maddesi uyarınca Sendika şubesi açma, şubeleri birleştirme veya kapatma konularında yetkili organ, Sendika Genel Kurulu olup doğrudan Sendika Yönetim Kurulu kararıyla şube kapatılamayacağını, Sendika Yönetim...
Nihayet 6356 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 3. fıkrasında, “Genel kurulun veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verildiği takdirde mahkeme; genel kurulu kanun ve tüzük hükümlerine göre en kısa zamanda toplamak, seçimleri yapmak ve yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar kuruluşu yönetmekle görevli olmak üzere, 4721 sayılı Kanun hükümleri gereğince bir veya üç kayyım tayin eder ve görev sürelerini belirler” hükmüne yer verilmiştir. Hükmün açık ifadesinden anlaşılacağa üzere kayyum tayini, mahkemece genel kurul veya genel kurulda yapılan organ seçiminin iptaline karar verilmesinin kanuni sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Mahkemece genel kurul veya genel kurulda yapılan organların seçimlerinin iptali ise aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenmiştir....
; 1-Açılış ve toplantı divan heyetinin oluşturulması 2-Toplantı divan heyetine genel kurul toplantı tutanağını imzalama yetkisinin verilmesi 3-Şirket ortağının vefatı nedeniyle hisselerin mirasçılara devri ile ilgili işlemlerin yapılması 4-Yönetim Kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin belirlenmesi 5-Yönetim Kurulu üyelerinin ücreti ile huzur hakkının belirlenmesi 6-Dilek ve temenniler, kapanış....
Hal böyle olunca eldeki dosyada da dinlenen davacı tanıklarının açık beyanlarından işyerinde sendika üyesi işçiler üzerinde baskı yapıldığı ve Dairemizce 2015/25890, 25891, 36411 ve 45422 E. sayılı dosyalarda davacı ile aynı tarihte iş akdi feshedilen sendika genel sekreter...ve işyeri sendika temsilcisi ....ve sendikanın genel denetleme kurulu başkanı ... ve işyeri baştemsilcisi.... hakkında yerel mahkemenin sendikal tazminat talebinin reddine dair kararının bozularak ortadan kaldırıldığı ve sendikal tazminata hükmedildiği, davacıların sendika kurucusu, genel sekreteri, denetleme kurulu başkanı ve işyeri baştemsilcisi olmaları ve davacının da aktif sendika üyesi işçiler arasında olduğunun tanıklarca beyan edilmesi karşısında davalı işveren tarafından yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı, yukarıda belirtilen mevcut delil durumu gözetildiğinde feshin sendikal nedenlerle yapıldığı ve davacının bu yönü kapsayan temyiz itirazlarının yerinde olduğu anlaşılmakla mahkemece sendikal nedenin...
-K A R A R- Davacı vekili, hazirun cetvelinde yazılı üye sayısının bir önceki döneme göre eksik göründüğünü, başka bir kooperatife üye olmayan bir kişinin yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini ileri sürerek, davalı kooperatifin 06.03.2010 tarihli genel kurulunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bir kısım üyeler istifa ettikleri için bu dönemki hazirun cetvelinde yer almadıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia , savunma ve dosya kapsamına göre, gündemde olmayan yönetim kurulu ve denetim kurulu üye seçimlerinin genel kurul esnasında teklif ile gündeme alınamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı kooperatifin 06.03.2010 tarihli genel kurulunun iptaline, yönetim ve denetim kurulunun yetkilerini kullanmalarının tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde kooperatife kayyum tayini edilmesi talebi bulunmadığı, HUMK 74....
Hal böyle olunca eldeki dosyada da dinlenen davacı tanıklarının açık beyanlarından işyerinde sendika üyesi işçiler üzerinde baskı yapıldığı ve Dairemizce 2015/25890, 25891 ve 36411 E sayılı dosyalarda davacı ile aynı tarihte iş akdi feshedilen sendika genel sekreteri ..... ve işyeri sendika temsilcisi .... .... ve sendikanın genel denetleme kurulu başkanı .... hakkında yerel mahkemenin sendikal tazminat talebinin reddine dair kararının bozularak ortadan kaldırıldığı ve sendikal tazminata hükmedildiği, davacıların sendika kurucusu, genel sekreteri, denetleme kurulu başkanı ve işyeri baştemsilcisi olmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacı temyizi yerinde olup davalı işveren tarafından yapılan feshin haklı ve geçerli nedene dayanmadığı, yukarıda belirtilen mevcut delil durumu gözetildiğinde feshin sendikal nedenlerle yapıldığı anlaşılmakla mahkemece sendikal nedenin ispatlanmadığı gerekçe gösterilerek işe iade kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/05/2019 NUMARASI : 2018/425 ESAS - 2019/344 KARAR DAVA KONUSU : İş (Sendika Yönetim Kurulu Kararına İtiraz İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının kendi el yazısı ile yazmış olduğu istifa dilekçesini kendi istek ve iradesi ile teslim ettiğini, bu irade beyanının tek taraflı olarak geri alınmasının mümkün olmadığını, davacının istifasının kabul edilmeme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, yine Sendika Ana Tüzüğüne göre istifa beyanının hüküm doğurabilmesi için Yönetim Kurulu kararına ihtiyaç duyulmadığını, davacının özgür iradesi ile kaleme aldığı istifa dilekçesinde iradesinin fesada uğratılması şeklinde bir iddia bulunmadığını, davacının istifa iradesinin tekemmülünün Yönetim Kurulunca tamamlanmasının ardından görevinin sona erdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur....