Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kaza sebebiyle 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, kazanın KTK anlamında karayolu sayılmayan yerde meydana geldiğini, bu yüzden kazanın teminat dışında olduğunu, davacının seyahat etmek maksadıyla römorka yolcu olarak binmesinin kazanın sonuçlarının ağırlaşmasına neden olduğunu, davacının maluliyetten doğan geçici göremezliğin teminat dışında kaldığını, bu sorumluluğun SGK'ya devrolunduğunu, davacının geçici ödeme talebinin şartlar oluşmadığından reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, .......... TL geçici göremezlik ve .......... TL sürekli göremezlik tazminatı olmak üzere toplam ........ TL tazminattan % ....... oranında müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra geriye kalan .............

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAYIT DÜZELTİM İSTEMLİ Dava, tapu kaydında isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay 1. Hukuk Mahkemesinin 2013/11416-2014/1050 sayılı bozma ilamına uyularak karar verildiği anlaşılmaktadır. Davanın Açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel kurulu'nun 24.01.2014 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 31.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAŞINMAZIN 2/B KAPSAMINA ALINMASI İSTEMLİ Dava ve temyize konu 8.090,71 metrekarelik taşınmazın hükmen orman olarak tespit ve tescil edildiği ve 2/B uygulamasına konu edilmediğine göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 01.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        kastıyla hareket edip etmediğinin değerlendirilmesi; belgelerin aldatıcılık niteliğinin bulunduğunun ve sanığın sahtecilik kastıyla hareket ettiğinin kabulü halinde, eylemin TCK’nın 211. maddesinde düzenlenen “gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi; belgelerin aldatıcılık niteliğinin bulunmadığının veya sanığın sahtecilik kastıyla hareket etmediğinin kabulü halinde ise, eylemin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmayacağının kararda tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; a)Suça konu “haciz zabıt tutanaklarının” kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olmadığı gözetilmeden, sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 204/3. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, b)Suça konu belgelerin denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması...

          İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2021 NUMARASI : 2019/104 Esas - 2021/84 Karar DAVA KONUSU : ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yerinde cam fitilllerinin üretiminin yapıldığını, davacı kazazedenin 01.10.200 tarihinden itibaren davalı yerinde çalışmakta olduğunu, 01.03.2012 tarihinde söz konusu kazasını geçirerek sol kolu makinede sıkışması neticesinde ezildiğini, hareket kabiliyetini neredeyse tamamen kaybetmiş durumda olduğunu, kazanın yerindeki LWB pres makinesi epsilon bölümünde meydana geldiğini, bu makinenin fitilleri birbirine birleştirme işlemini sağladığını, davacının makine ayarlarını yapmak için kapağını açarak elini içeriye soktuğu esnada hareketli pistonun çalışması ile kolunun sıkışarak kazanın meydana geldiğini, kaza sebebiyle 1 yıl kadar raporlu kalmış olduğunu, tedavi sürecinin yıllarca sürdüğünü, raporu sonrasında aynı işyerinde çalışmaya devam etmiş olsa da 14.05.2017 tarihinde akdinin feshedildiğini...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde çalışırken 10.5.2005 tarihinde geçirdiği kazanın kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava,davacının 10.01.2005 tarihinde işyerinde çalışırken geçirdiği kazanın zararlandırıcı kazası olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir Davanın yasal dayanağını belirgin olarak olay tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın 11/A maddesi oluşturmaktadır....

              Ayrıca, davalı işveren eşya taşıma olayının hiçbir sorumlunun haberi olmadan ...’ın inisiyatifiyle gerçekleştirildiğini belirtse de bu durum ancak tazminat davasında kusur durumunun belirlenmesi bakımından etkili olabilecek bir unsurdur. Bununla birlikte, davacının olaydan önce de gözünde bir rahatsızlık bulunması yine tazminat davasında sürekli göremezlik derecesinin belirlenmesi ile ilgili olan bir durumdur. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilerek, davacının davasının kabul edilmesi gerektiği gerekçeleriyle; “1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabul edilerek yerel mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353-(1)-b-2 maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına, 2-Davanın kabulü ile, davacının 22/02/2018 tarihinde yaşadığı kazanın kazası olduğunun tespitine” karar verilmiştir....

                meydana gelen kazada hiç bir kusuru olmadığını, davacı müvekkilinin kaza sonrasında başından yaralandığını ve beyin kanaması geçirdiğini ve komada kaldığını, müvekkilinin uzun süre yoğun bakımda tedavi de gördüğünü, taraflarınca davacı müvekkilinin davaya konu kaza sebebiyle uğramış olduğu sürekli gücü kaybı olarak cismani zarara ilişkin sürekli göremezlik tazminatı talepli dava açıldığını ve işbu davaların birleştirilmesini talep ettiklerini, bu vb. nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulü ile; 6100 Sayılı Yasanın 107....

                  Ancak; 1-Belgede sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu dikkate alınarak; suça konu belgenin duruşmaya getirtilip incelenerek özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, yapılan değişikliğin aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerine konulması, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, 2- Kabule göre; a) Somut olarak gerekçeleri açıklanmadan bir kısım yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilip alt sınırdan uzaklaşılarak temel hapis cezasının “2 yıl” olarak belirlenmesi, b) Zincirleme suç nedeniyle artırım yapılırken denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden 2/4 oranında artırım yapılması, c) “25.12.2012” olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “2012” şeklinde eksik gösterilmesi, d) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin...

                    Dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenmesi için yazılan müzekkereye Belediye Başkanlığı tarafından verilen 24/01/2018 ve 20/02/2018 tarihli cevabi yazılarda, taşınmazların, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5.000 ölçekli nazım imar planı dışında kaldıkları, 1/25.000 ölçekli nazım imar planında, makilik, fundalık alanda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında kentsel yerleşik alanda kaldıkları, belediye sınırları içinde, yerleşik alanda meskun mahalde, iskana yasak bölgede kaldıkları, belediye hizmetlerinden yararlanmadıkları bildirilmiştir. El atma tarihi 1983 yılından sonra ise, verilen bu cevabi yazılara göre, taşınmazların arazi olarak nitelendirilmesi için yeterlidir. Fakat, el atma tarihi 1983 tarihinden önce ise, o zaman el koyma tarihindeki niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, el atma tarihinin netleştirilmesi önemli olup, mevcut davada bu yönde yapılmış bir araştırma görülmemektedir....

                    UYAP Entegrasyonu