Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır. Somut olayda davacı işçi, dava dilekçesinde 28 gün dışında izin kullanmadığını beyan etmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının, tüm çalışma dönemi için yıllık izin alacağının hesaplandığı anlaşılmıştır. Dava konusu yıllık izin alacağının, dava dilekçesinde belirtilen süre düşülerek hesaplanması gerekirken davacının talebi aşılarak karar verilmesi isabetli olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. Ü...
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davalı ...Ş.’nin 20.08.2013 tarihli cevabi yazısında, davacı işçinin yıllık izin bilgileri hakkında “kurumumuz çalışanı olmaması nedeniyle kendisine izin verilmesi ya da izin ücreti ödenmesi söz konusu değildir” şeklinde bilgi verilmesi karşısında, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 29. maddesi uyarınca, mahkemece, iki kat ücret esasının benimsenerek yıllık izin ücreti alacağının hesaplanmasının isabetli görülmesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün bu ilave gerekçeyle ONANMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma...
İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacı yıllık izin kullanmadığını ve ücretinin de ödenmediğini iddia etmiş davalı davacının 08.07.2011 tarihinden 18.07.2011 günü arasında izin talep ettiğine dair dilekçe ile ücretsiz izin talepli dilekçeler sunmuştur.Mahkemece bu belge değerlendirilmemiştir. Davacının 08.07.2011 tarihinden 18.07.2011 günü arasında izin talep ettiğine dair dilekçeye karşı davacı asile diyeceklerinin sorularak dosyada mevcut 2011 yılı Temmuz ayına ait bordro ile birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. 4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır....
Davacının, dava tarihi itibari ile ödenmeyen yıllık izin alacağı olup, anılan alacağın dava tarihinden sonra işverence ödendiği anlaşılmakla, yıllık izin alacağı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken ret kararı verilmesi hatalı olmuştur. 3. Kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda ödenmesi gereken faiz mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir. İş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur, ancak faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir....
İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 7 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı gerekçesiyle yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır....
Belediye Başkanlığı’ndan, 03.06.2015 tarihli bilirkişi raporuna göre, fiziki olarak tamamlanmış olup, oturulduğu bildirilen yapıya, yapı kullanma izin belgesi verilmesinin mümkün olup olmadığı, verilmesi mümkün ise bunun koşulları ve yapılması gereken işlemlerin nelerden ibaret olduğu sorulup, bundan sonra, belediyeden gelecek yazı cevabına göre davacıya bağımsız bölüm satın aldığı inşaatın tamamına yapı kullanma izin belgesini alması için belediye ve diğer kurum ve kuruluşlarda arsa sahibi ve yüklenicinin yapmak zorunda olduğu iş ve işlemleri yapmak üzere yetki ve bu işlemleri tamamlamak üzere makul süre verilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, süre verilmesine rağmen yetki verilmeden ve sonuçları da açıklanmadan davacının yüklenici namına yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Davacının çalışma süresi boyunca hiç ücretli izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hakimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda beyanı alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3- Dava dilekçesinde fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil işçilik alacakları bakımından belirsiz alacak davası açıldığı açıklandığından bu alacak kalemleri bakımından ıslaha karşı zamanaşımı def'i dikkate alınarak hüküm kurulması hatalı olup kararın bu yönü ile bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 04.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. 3-Taraflar arasında davacının yıllık izin alacağına uygulanacak faiz konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin feshi halinde kullanılmayan izin sürelerine ait ücretlerin, son ücret üzerinden ödenmesi gerektiği kurala bağlanmıştır. Ancak, Yasada izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. İş sözleşmesinin feshedildiği tarihte izin ücreti muaccel olur. Bununla birlikte, faiz başlangıcı bakımından işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekir. Dairemizce, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı Kanun'un 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır....
Davacının bu yıllarda hangi tarihler arasında izin kullandığı belirtilmediğinden ve bu kaydı doğrulayan imzalı ücret bordrosu sunulmadığından davacıya bu yıllarda izin kullandırılmadığı kabul edilmiş ise de davacının imzası ile ilgili beyanı alınarak, imzanın davacıya ait olduğunun tesbiti halinde bu yıllarda yıllık izin kullandığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....
Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. İş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen yasal ya da arttırılmış bildirim önelleri ile 27 nci madde uyarınca işçiye verilmesi gereken iş arama izinleri, yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez. Kanundaki bu düzenleme karşısında, işçi tarafından ihbar önelli fesih halinde bildirim öneli ile yıllık izin süresinin iç içe girebileceği kabul edilmelidir. Kanunda, iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti için kesin bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yasada, sözleşmenin feshi anı yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi, bir başka anlatımla izin ücretine hak kazanma zamanı olarak kabul edilmiştir....