Davacının çalışma süresi boyunca 30 gün hariç hiç ücretli izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, 6100 Sayılı HMK 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında 20 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu davacı asile açıklattırılması, davacı beyanı ile tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının davalı işyerinde muhasebe bölümünde 01.01.1992- 31.12.2011 tarihleri arasında çalıştığı, 352 gün izin hakkı bulunduğu, kullandırıldığı tespit edilen 78 gün mahsubu ile 274 gün üzerinden yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece sunulan belgelere göre davacının 104 gün izin kullandığı kabul edilerek bakiye 248 gün üzerinden 17345,12 TL yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Davacının uzun yıllar boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. 6100 Sayılı HMK 31. mad. uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının 20 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, davacının hak edip de kullanmadığı yıllık ücretli izin alacağı talep edilmiştir. Davalı işverence dosyaya yıllık izin tablosu, yıllık izin formları, imzalı izin talep formaları sunulduğu görülmüştür. Mahkemece, dava dilekçesindeki açıklamalar da dikkate alınarak, dosyada mevcut yıllık izin belgeleri bizzat davacı asilden, isticvap edilerek sorulup, özellikle yazılar ve imza açıklattırılarak davacının yıllık izin kullanıp kullanmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu belgeler dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece davacının hizmet süresine göre 170 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğu ve davalı tarafça yıllık izin kullandırıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle yıllık ücretli izin alacağına hükmedilmiştir.Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 10 yıllık çalışma süresi göz önüne alındığında, bu süre boyunca hiç izin kullanmış olması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından, davacı asilin çalışma süresi boyunca kaç gün yıllık izin kullandığı konusunda beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, 16.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davacının yıllık izin ücreti alacağı istemi bordrolarda yer alan tahakkuklar yok sayılarak hesaplanmış ise de, izin ödemesi adı altında bordroda yer alan tahakkukların işçinin farklı şantiyelerdeki çalışmalarının iş bitimi sebebiyle sona erdiği dönemlere rastlayıp rastlamadığı araştırılmamıştır. Bordroda yer alan ödemelerin işçinin banka hesabına yapıldığı savunulmuş olmakla bu yönde gerekirse ilgili banka kayıtları getirtilmeli ve iş bitimi sebebiyle çıkışların verildiği dönemde yapılan ödemelerin karşılığı olan izin günleri ile çalışma dönemi içine rastlamakla birlikte izinlerin kullandırıldığını gösteren imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile desteklenen izin tahakkukları hesaplamadan düşülmelidir. Bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 25/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacı vekili davacıya çalışma süresi boyunca yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı, davacının sekiz yılı aşan çalışma döneminde hiç izin kullanmadığı gerekçesiyle 130 gün yıllık izin hakkının bulunduğu gerekçesiyle yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuştur. Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının sekiz yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacı asilden, yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı, kaç gün yıllık izin kullandığı, kaç gün kullanmadığı sorularak netleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır....
Mahkemece davacının 19.02.2011-18.10.2012 tarihleri arasındaki toplam 1 yıl 7 ay 29 gün hizmet süresine göre alması gereken yıllık ücret izin alacağının,dosya içerisinde bulunan yıllık izin talep formları değerlendirilmek suretiyle davacının dava dilekçesi ile 7 günlük izin alacağını talep etmesi de dikkate alınarak hesap edilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yıllık izin ücreti alacağının kabulüne karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 31.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İşverence devam eden çalışma dönemlerine ilişkin sunulan puantaj kayıtlarında davacının 2013 yılı mayıs ayında 1-10 mayıs tarihleri arasında yıllık izin kullandığı, yine 2013 yılı eylül ayında 12-30.09.2013 tarihleri arasında izinli olduğunun belirtildiği tespit edilmiştir. Davacının 7 yıllık çalışma süresine göre hakkettiği yıllık izin gününün 110 gün olup 47 gün öncesinde kullandırıldığı ve 2013 yılında kullandığı izinler de düşüldüğünde izin alacağının fazla hesaplandığı tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 31. mad. uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacıya bahsedilen puantaj kayıtları gösterilerek bu tarihlerde izin kullanıp kullanmadığı, ayrıca 2012 yılında izin kullanmış olup olmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile diğer tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda; Mahkemece gerekçeli kararda, davacının 2010 yılına kadarki çalışma süresinde izin kullanmadığı; bu yıldan sonra ise önce bir hafta; daha sonra iki hafta izin kullandığı, bu durumda 2010 yılında 6 gün, 2011-2012-2013 ve 2014 yılında 12 gün olmak üzere toplam 54 gün izin kullandığı bu durumda toplam çalışma süresine göre hak ettiği 316 günlük izin süresinden kullandığı 54 gün düşüldüğünde bakiye 262 gün yıllık izin hakkı olduğu ve davalı işverenliğin ise bu izinlerin kullandırıldığına dair dosyaya herhangi bir imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge sunmadığı tespit edildiği belirtilmiştir. Her ne kadar gerekçeli kararda davalı işverenliğin ise bu izinlerin kullandırıldığına dair dosyaya herhangi bir imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge sunmadığı belirtilmiş ise de; mahkemece yıllık iznin kullanıldığına dair dosyaya sunulan yazılı belgeler dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur....
Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.Akdin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, mahkemece her ne kadar bozma sonrasında davacının yıllık izin alacağı bulunduğundan bahisle taleple bağlı olarak karar verilmiş ise de davacının hizmet süresi dikkate alındığında 14 gün yıllık izin hakkının bulunduğu , dosya kapsamından davacının iş sözleşmesinin feshinden önce 64 gün izin kullandığının anlaşıldığı tespit edildiğinden davacının yıllık izin alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup ve bozma sebebidir. 3-Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı talep edip edemeyeceği de uyuşmazlık konusudur....