ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2021/611 Esas KARAR NO : 2022/121 DAVA : ORTAKLIKTAN ÇIKMAYA İZİN VERİLMESİ DAVA TARİHİ : 13/10/2021 KARAR TARİHİ : 28/02/2022 YAZIM TARİHİ : 28/03/2022 Mahkememizde açılan ortaklıktan çıkmaya izin verilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili ; Davalı şirketin iki ortağından biri olduğunu, şirketi temsil yetkisinin diğer ortağa ait olduğunu, bu ortağa ulaşamadığını, şirketin ticari faaliyeti olmadığı halde SGK ve vergi borçları olup, bu amaçla icra takipleri yapıldığını, kar payı ödemesi yapılmadığını belirtip, haklı nedenle şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı şirkete davetiye tebliğ edilmesine rağmen yanıt verilmemiştir. DELİLLER : -Davalı şirketin ticaret sicil bilgileri, -SGK ve vergi borçları nedeni ile davacının yaptığı ödemelere ilişkin dekontlar, -Davacının yönetici ortağa düzenlediği ihtar, -Tanık beyanı....
Borçlar Kanunu’nun 97/I. maddesi gereğince, bir şey yapma borcunu borçlu yerine getirmezse, alacaklı, giderleri borçluya yükletilmek üzere, borcun kendisince yerine getirilmesine izin verilmesini isteyebilir; onun her türlü zarar ve ziyan davası hakkı da saklıdır. Bu Yasa hükmüne göre; alacaklının, masrafı borçluya ait olmak üzere, borcun kendisi tarafından ifasına, yani nama ifaya izin verilmesi isteminin mahkemece kabul edilebilmesi için şu koşulların birlikte gerçekleşmesi zorunludur. a)Öncelikle yanlar arasındaki sözleşmenin fesih edilmemiş yani yürürlükte olması gerekir. b)Yüklenici, ediminin ifasında borçlu temerrüdüne düşmüş olmalıdır. (BK’nın md:106,107) c)Nama ifaya izin, yanlar arasındaki sözleşmeye dayanılarak istenebileceğinden, borçlunun “yapma borcu” için nama ifa talep edilebilir. Yapma borcu olmayan işler için nama ifa istenemez....
Olayda Mahkeme kararı gerekçesinde daha önce izin istenen 27.074m2 lik alan hakkında davalı idare taşra teşkilatınca düzenlenen maden işletme izin olurunda orman mevzuatına göre izin verilmesinde sakınca olmadığı görüşünün yer aldığı belirtilmişse de buna ilişkin raporun dosyada bulunmadığı, ayrıca dava konusunun 75.559,86 m2 lik ormanlık alanda izin verilmesi isteminden ibaret olduğu, yukarıda aktarıldığı üzere Bölge Müdürlüğünce izin istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir görüş verilmeyerek, izin istemi hakkındaki kararın Genel Müdürlüğe bırakıldığı, davalı idarece istemin reddedilmesi üzerine davanın açıldığı, sonuç olarak izin talebi hakkında Bölge Müdürlüğünce olumlu görüş verilmediğinden bakılan davada verilen iptal kararının davacı adına ormanlık alanda doğrudan izin verilmesi anlamına gelmediği, idarece mevzuatı kapsamında yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna göre ayrı bir işlem tesis edilebileceği açıklamasıyla kararın onanması gerektiği sonucuna varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Velayet hukukuna ilişkin olarak boşanma davası açmaya izin verilmesi hakkındaki açılan davada Büyükçekmece 3. Aile Mahkemesi ve Büyükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, kısıtlanarak annesinin velayeti altında bırakılan (TMK 419/3. maddesi) ergin kişi ile ilgili olarak boşanma davası açmak üzere veliye yetki ve izin verilmesi isteğine ilişkindir. Büyükçekmece 3. Aile Mahkemesince, kısıtlı ile ilgili olarak boşanma davası açma hususunda yetki ve izin verilmesi isteminin Sulh Hukuk Mahkemesinin yetki ve görevinde olduğu gerekçesiyle Sulh Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.. Büyükçekmece 1....
Kaldı ki; Dairemizin 26.09.2017 tarihli, 2017/34446 esas ve 2017/19372 karar sayılı ilamında da aynı davalı ile ilgili olarak aynı kayıt sisteminin incelenmesi için yapılan bozmadan sonra alınan bilgisayar mühendisi bilirkişi raporunda, davacının sistem üzerinde izin talebinin olup olmadığının tespit edilemediğinin ve davacının izinli olduğu dönemlerde çalışıp çalışmadığı bilgisine erişilemediğinin belirtilmesine göre söz konusu kayıtlar davacının yıllık izin hakkını kullandığını ispatlar nitelikte kabul edilmemiş ve kayıtlara değer verilmemiştir. Belirtilen sebeplerle; davacının izin alacağı kıdemine göre hak kazandığı izin süresinden varsa imzalı izin defteri veya eşdeğer belge ile kullandırıldığı ispatlanan izin süreleri mahsup edilerek hesaplanmalıdır. Sağlıklı olmayan kayıtlara itibarla karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3. Davacı işçinin fazla çalışma alacağının hesaplanması hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur....
Davacının hiç yıllık izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık izin alacağına hükmedilmiş ise de, dosya arasında iki adet yıllık izin belgesi bulunduğu ve ibranamede de yıllık izin ödemesi yapıldığı görülmekle davacıdan bu belgelere karşı diyecekleri sorularak yıllık izin formlarındaki tarihlerde yıllık izin kullanıp kullanmadığı bordrolardan da denetlenerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında kendini vekille temsil ettiren davalı .. yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı ..'ne verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..'ne iadesine, 09/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; maden arama ve yol izin başvurularına ilişkin olarak, davalı idarenin takdir yetkisi bulunmakta ise de, bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, yapılan değerlendirme neticesinde mevzuatta öngörülen şartlar bakımından bir eksikliğin bulunmadığının tespiti halinde yürürlükteki mevzuat hükümleri dikkate alınıp izin verilmesi gerekeceğinin açık olduğu....
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının hiç yıllık izin kullanmadığının kabulüyle 90 gün üzerinden yapılan hesaplama mahkemece kabul edilmiştir. Davacının 6 yıl boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. HMK 31. mad. uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının 6 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alman temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.03.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda davacı vekili davacının hak ettiği yıllık izinlerinin pek çoğunu kullanmadığını iddia etmiştir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının dokuz yıllık kıdemine göre 170 gün yıllık izin hakkı bulunduğu belirterek yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının yaklaşık dokuz yıldan fazla çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan,ayrıca dava dilekçesindeki yıllık izinlerinin pek çoğunu kullanmadığı beyanıda dikkate alınarak davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
Evlenmesine izin istenilen küçüğün nişanlı olması, evlenmesine izin verilmediği takdirde depresyona girme ihtimalinin veya kaçma ihtimalinin bulunması, kanundaki olağanüstü durum ve pek önemli bir sebebin varlığı için yeterli bir gerekçe olmayacağı, bu nedenle evlenmeye izin verilmesi için yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararının doğru olduğundan davacıların istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....