Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yükleyen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için vaat borçlusunun satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte tapuda kayıtlı taşınmazın maliki olması gerekmez. Vaat borçlusunun sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın maliki olmaması sözleşmenin sıhhatine tesir etmez. Davaya konu taşınmaz vaadi sözleşmesi geçerlidir. Her ne kadar Dairemizin bozma ilamının 4. ve 5. paragraflarında "Tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237 ve Tapu Kanununun 26.maddeleri hükümleri gereği resmi şekle bağlı olduğu tartışmasızdır. Harici satışlar geçersizdir....

    Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bir satış sözleşmesinin yapılması borucunu doğurduğundan dolayı ön sözleşme olarak kabul edilir ve geçerliliği resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi bir veya iki taraflı olarak düzenlenebilir. İki taraflı satış vaadi sözleşmesinde vaat borçlusu belirli bir bedel karşılığında taşınmazı satmayı vaat eder, karşı tarafta yani vaat alacaklısı da almayı kabul eder. Burada her iki tarafta taahhüt altına girmektedir. Tek taraflı satış vaadi sözleşmesinde ise vaat borçlusu belirli bir bedel karşılığında bir taşınmazı alıcıya onun istediği zamanda satmayı vaat eder. Burada tek taraflı bir taahhüt vardır. Taahhüt eden kişi satmayı vaat eden kişidir. Alıcının satın alma yükümlülüğü yoktur....

    Noterliğinin 30/07/2009 tarih ve 22316 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile Şişli Mecidiyeköy mahallesinde inşaa edilen binadan ikinci katın öne bakan dairesinin satışı konusunda anlaştıkları, akabinde sanığın üçüncü bir şahıs ile de aynı şekilde satış vaadi sözleşmesi yaptığının anlaşıldığı, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen somut olayda; Sanığın ...'nun alacağına karşılık katılan ile satış vaadi sözleşmesi yaptığını savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından; ...'...

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/559 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine Dayalı) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle;Davalı tarafından Beyoğlu 32.Noterliği'nin 28.03.2000 tarih 8590 yevmiye no'lu "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile satışı vaad eden Yusuf Çalık'tan satın alınan İstanbul İli Şişli İlçesi Talatpaşa Mah.Keskingil Cad.322 Pafta 2240 Ada 56- 57 Parselde kayıtlı gayrimenkul üzerinde bulunan 16 m2 miktarlı arsa vasfındaki taşınmaz 09.08.2004 tarihinde Beyoğlu 39.Noteri'nin 09.08.2004 tarih 18482 Yevmiye No'lu başka bir "Düzenleme Şeklinde Gayrimankul Satış Vaadi Sözleşmesi" ile davacıya devredildiğini esasen bu işlemler TMK 706....

      Somut olaya gelince, davalı vekili davacının dava konusu taşınmazdaki payını 13.02.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile üçüncü bir şahsa sattığını, bu sebeple önalım hakkının kullanamayacağını ileri sürmüştür. Mahkemece de sözü geçen satış vaadi sözleşmesi ile kendi payını dava dışı üçüncü kişiye satmayı vaat eden davacının TMK'nın 2. maddesi gereğince iyiniyetli sayılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 13.02.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca davacı ...'ın dava konusu taşınmazdaki payını dava dışı .... satmayı vaat ettiği anlaşılmakla birlikte, önalım hakkı tapuda yapılan resmi satış senedi ile kullanılabilir hale geleceğinden ve ortada yasal şekilde önalım hakkından vazgeçme söz konusu olmadığından anılan satış vaadi sözleşmesinin varlığı kullanılabilir hale gelmiş önalım hakkını bertaraf etmez ve davacının kötü niyetli olduğunu göstermez. Bu itibarla davacının yasal önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

        KARAR Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, .... Köyü, 579 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 8500 m² hisseden 1.000 m²'lik hisseyi davalı ...’un ... Noterliği’nin 31.05.1989 tarih ve 12658 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’e satmayı vaat ettiğini, davalı ...’ın bu yeri fiilen teslim alıp tel çit ile çevirdiğini ve meyve ağaçları dikmek suretiyle kullandığını, davalı ...’in ... Noterliği’nin 22.11.2002 tarih ve 32748 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile bu yeri davalı ...'ya satmayı vaat ettiğini, davalı ... ise malik sıfatıyla zilyedi bulunduğu ve kullandığı yeri davacı ...'a ......

          Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, dava konusu 9 No'lu bağımsız bölümün satışının vaad edildiği 20/12/2010 tarihli satış vaadi sözleşmesinin adi nitelikli olup yukarıda belirtildiği üzere resmi şekil koşuluna uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığından mahkemece, tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmüştür. Ne var ki, satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölüm maliki adına vekaleten belirtilen sözleşme akdedildiğinden, satış vaadi sözleşmesinde satış bedeli olarak ödendiği belirtilen miktar kadar vekil eden ile vekil sıfatı ile sözleşmede yer alan ve davayı kabul eden davalı ...'...

            Noterliğinin 21.05.1970 tarihli ve 5131 yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazdaki zilyetliğini devrettiğini belirterek öncelikle taşınmaz üzerindeki hisselerin iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesindeki davalıların üzerinde kayıtlı bulunan hisselerin rayiç bedellerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ya da satış vaadi sözleşmesinin düzenleme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek davalılardan hisseleri oranında tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili, satış vaadi sözleşmesinin uygulanabilmesi için 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle "Fen bilirkişi ...'nın 08.05.2015 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 723m²'lik kısım yönünden dava konusu ... ......

              Noterliğinin 21.12.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi incelenmekle, satış vaadinde bulunanın davalı ..., satış vaadini kabul edenin ise dava dışı ... olduğu, davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile her ne kadar ...'ın davacı adına işlem yaptığı iddia edilmiş olsa dahi satış vaadi sözleşmesinin vekaleten yapılmadığı, ayrıca sözleşmede taşınmazın ada ve parsel numarasının yazılı olmadığı, sözleşmenin yapıldığı tarihte taşınmazın tapusuz olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda; dava konusu satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, sözleşmenin ifa olanağı bulunmamaktadır. İfa olanağı bulunmayan ve Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi uyarınca geçersiz sayılan bir sözleşmeye dayanılarak tescil hükmü kurulması mümkün olmayıp, vaat alacaklısı sözleşmeye dayalı olarak ödediği bedelin iadesini isteyebilir....

                Noterliğinde 10/12/2012 tarihli gayrimenkil satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi aktedildiği, bu sözleşmede üzerine düşen arsa payı devri edimini yerine getirmesine karşın davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi ile davacının payına isabet eden davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiş, dava kapsamında davacının hissesine isabet eden 1.137,59 M2'lik kısım üzerinde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Davalılar cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazı, bedel ödeyerek 3. Kişiden satın aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verilen karara karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiş, ara karara karşı davalı Ekşioğlu Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında dava konusu taşınmaza ilişkin bila tarihli satış sözleşmesi ile Kocaeli 3....

                UYAP Entegrasyonu