Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının satış vaadi sözleşmesinde belirlenen bedeli ödemek suretiyle edimini yerine getirdiği, davalı tarafından ifa edilmeyen edimin ifa kabiliyetinin de bulunmadığı, davacının yaptığı ödemenin denkleştirici adalet kuralları gereği öğrendiği tarih itibariyle ulaştığı değeri istediğine ilişkin bir davası ve buna göre yapılmış bir ıslahı bulunmadığı, dava dilekçesinde de bağımsız bölümün belirlenecek bedelini talep etme hakkı saklı tutularak dava açıldığı, satış vaadi sözleşmesinin yasaya uygun olduğu, davacının sözleşme gereği ... olduğu 23.000,00 TL yı geri isteme hakkı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 23.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın üçüncü kişiye satıldığından bahisle tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış sözleşmesi geçerlidir....

    Davacılar vekili, davacılar miras bırakanı ... ile davalılar miras bırakanı ... arasında yapılan satış vaadi sözleşmesi ile, davalılar miras bırakanının 2247 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını ve 2047 parsel sayılı taşınmazdaki 1/12 payını, davacıların miras bırakanına satmayı vadettiğini, taşınmazların fiili olarak davacı tarafın tasarrufunda olduğunu ileri sürerek davaya konu taşınmazlardaki davalı taraf adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescilini istemiştir. Davalılar vekili, zamanaşımı savunmasında bulunmuş, öte yandan davaya konu Eskişehir 4. Noterliği'nin, 25.04.1974 tarih ve 5234 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinden hemen önce yapılan 5233 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile de davacılar miras bırakanı ...'ın, 2328 parseldeki 1/6 payını aynı bedelle davalılar miras bırakanına satmayı vadettiğini, taraf mirasçıları arasında yapılan her iki sözleşmenin, satış amaçlı olarak yapılmayıp takas amaçlı yapıldığını, belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Noterliği’nde 23.06.2006 günü resen düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesidir. Adli Tıp Kurumu’nun 22.12.2010 günlü raporunda, anılan sözleşme ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcı davalı ...’un sözleşmenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin yerine getirilmesi veya bu sözleşme uyarınca ödediği bedelin iadesi için davalıya dava öncesinde bir ihtarda bulunmamıştır. Bu nedenle, davacı sözleşme uyarınca ödediği bedele bedel isteminde bulunduğu ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesini isteyebilir. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesi uyarınca ödenen bedele sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK’nun 438/VI maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Noterliği'nin 26.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ... ili ... ilçesi ... köyü 117 ada 4 parsel(eski 132 parsel) sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını davacıya satış vaadinde bulunmuşlardır.Bu satış vaadi sözleşmesini taraflar aynı noterlikte düzenlenen 11.04.1995 tarihli düzenleme şeklindeki fesihname ile feshetmişlerdir.Bu durumda davacının dayandığı 26.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin hüküm ve kuvveti kalmamıştır.Davacı ise 11.04.1995 tarihli fesihnamenin gerçek iradesini yansıtmadığını muvazaalı olduğunu ileri sürmüştir. 6100 sayılı HMK 'nun 201.maddesine göre senede bağlı olan ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikteki her türlü iddianın aynı güçte delille ispatlanması gerekir.Davacı tarafın 11.04.1995 tarihli fesihnamenin aksini gösterir aynı kuvvette bir yazılı bir delili bulunmamaktadır....

          Davacı vekili, davalıların Samsun 3.Noterliğinin 26/12/1983 tarihli ve 60375 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ...,.. parselin tamamını 100.000,00TL bedel karşılığında ve aynı yerde bulunan 98 parselin 1/3 hissesini ise 75.000,00TL bedel karşılığında müvekkiline sattıklarını, ilgili satış vaadi sözleşmesinde satış bedelinin nakit ve peşin olarak ödendiğinin ve taşınmazlardaki zilyetliğin müvekkiline devredildiğinin belirtildiğini, ancak müvekkilinin davalılara noter aracılığıyla çektiği ihtarnameye rağmen hisse devirlerinin yapılmadığını belirterek satış vaadi sözleşmesine istinaden dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz hisselerinin rayiç değerlerinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, rayiç değer tespitinin mümkün olmaması halinde satış bedeli olan 175.000,00 TL'nin satış vaadi sözleşmesinin...

            Davalıların murisi ... ..., 25.06.1986 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazdaki 448/9190000 payının tamamını tüm hak ve yükümlülükleriyle birlikte davacılara satmayı vaat ettiğine ve davacılar yararına satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil koşulları gerçekleştiğinden imar uygulaması nedeniyle imar parsellerinin ipotekle yükümlü kılınarak yüzölçümlerinin arttırılması imkanından da satış vaadi alacaklılarının yararlanmaları gerekir. Bu itibarla satış vaadi alacaklılarının bu ipotek bedellerini ödemek suretiyle satış vaadine konu paylara imar nedeniyle ilave edilen miktarların mülkiyetini de edinmeleri mümkündür....

              Noterliği' nin 20.08.1998 tarih ve 40933 yev. nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 50.000,00 TL bedel mukabilinde T1 satış vaadinde bulunulduğunu, satış vaadi sözleşmesinin 17/08/2005 tarih ve 12980 yev. nolu işlem ile tapu siciline de şerh verildiğini, davalıların murisi Nazmi Birim'in satış vaadi sözleşmesi ile mümkün olan en kısa zamanda intikal işlemlerini yaptırmak ve tapu sicilinde ferağını vermeyi de taahhüt etmek suretiyle taşınmazın zilyetliğini T1 teslim ettiğini ve taşınmaz hissesi o tarihten bu yana kendisi tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini, her türlü emlak ve çevre temizlik vergisi ile kanuni yükümlülüklerinin de kendisi tarafından karşılandığını, Nazmi Birim adına kayıtlı bulunan 1/12 hisse satış vaadi sözleşmesine göre iktisap edilmiş ve zilyetliği devralınmış olmasına rağmen Nazmi Birim tarafından tapu sicilinde ferağ işlemi ile adına tescili işleminin ikmal edilmesinden, intikalin yapılmadığı, iştirakin feshedilmediği gibi gerekçelerle...

              - K A R A R - Davacı vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca müvekkilinin alacaklı olduğunu, ayrıca taraflar arasında yapılan protokol gereği müflis şirketin borcunun bulunduğunu,her iki alacak kalemi toplamı olan 899.083.00 TL’nin iflas idaresi tarafından masaya kayıt talebinin reddine karar verildiğini belirterek, söz konusu alacağın masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile protokolün aynı tarihte yapıldığını, taraflar arasında tek hukuki ilişki bulunduğunu,müflis sorgu zaptı ve müflis şirketin defterlerinden bu durumun anlaşıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Sözleşmede ödendiği yazılan satış bedelinin kısmen veya tamamen alınmadığının savunulması halinde bu savunma senede karşı bir iddia olacağından kanıtlama yükü bunu iddia eden vaat borçlusuna düşer. Ayrıca, somut olayda dayanak satış vaadi sözleşmesinde bedelin tamamen ödendiği yazılıdır....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T4 vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada anılan tedbirin konulmasının dayanağı olarak Sarıyer Noterliğinden 12.Kasım.1996 tarih ve 33142 yevmiye numarasıyla düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi göründüğünü, ancak iş bu taşınmaz satış vaadi tescile elverişli olmayıp, kayıtsız şartsız bir borcu ve taahhüt içermeyip, resmi şekle uygun görünse de sözleşme hukukuna aykırı olarak düzenlendiğini, zira satış vaadi sözleşmesi dikkatle incelendiğinde "Selma Yıldırım beyanına başlayarak miras hak ve hisselerinin tamamını usulü dairesinde 500.000.000- TL (Beşyüz milyon Türk Lirası)bedel mukabilinde satın almayı vaad ve taahhüt ediyorum.Satış vaad ve taahhüt bedelinin tamamını kendilerinden nakten ve peşinen aldım....." denildiğini, bu satış vaadi sözleşmesine göre her iki taraf birbirine 500.000.000- TL ödemiş göründüğünü, dolayısıyla davacının müvekkili davalıya taşınmaz hisse devri için ödediği bir tutar olmadığını, Davacı o tarihte bu sözleşmeyi düzenlerken...

                  UYAP Entegrasyonu